
Ölümünün üzerinden üç yıldan fazla zaman geçti. Onu, bazen Taksim'de bazen dünyanın başka bir yerinde gördüğünü söyleyenler var. Kaya'nın eşi Gülten Kaya, "Ahmet, uzun bir turneye çıktı" diyor.
Ahmet Kaya'nın yaşadığına dair iddalar var. Eşiniz hâlâ yaşıyor mu?
Aslında olayın birçok boyutu var. Ahmet Kaya gibi ölümüne inanılmayan dünyada birçok kişi var. Biraz zamansız, çok genç ve hesaplanmadık bir biçimde ölümünün gerçekleşmesinden yola çıkarak insanlar ölümüne inanmıyor. Bir başka boyutu da insanlar, onun ölümüne tanıklık edemediler. Bu kadar genç, yüreği büyük, duruşu büyük bir isim için ölüm zor algılanan birşey. Uzakta, sürgünde vefatı insanlara bunu düşündürüyor.
Ahmet Hakan Coşkun'un köşesinde okuduğum kadarıyla en son yılbaşı gecesi Taksim Meydanı'nda gördüklerini söyleyenler varmış. Miami'den Norveç'e, Diyarbakır'dan Suriye'ye kadar birçok yerde görüldüğüne dair haberler geliyor. Suriye'den giriş yaptığı, bizlerle görüştüğü ve tekrar geri gittiğine dair söylentiler bile var. Hatta zayıfladığı, sakallarını kestiği gibi detaylar da geliyor. Türkiye'ye 10 yıl sonra geri döneceği ve bıraktığı yerden devam edeceğini, suların biraz daha durulmasını beklediğini söylüyorlar. Hatta internetten onunla sesli konuştuğunu kendisine şarkı bile söylediğini idda edenler bile geldi bana.
Bu onların algılayış, kurgulayış şekli. Ya da benzetme bilemiyorum. Buna karışmıyorum. Onların yerine cevap vermeyi doğru bulmuyorum.
O kadar çok yerde görüldüğü söyleniyor ki hangi birine gideyim. Hiç içimden gidip böyle birşey yapmak da gelmedi. Bildiğim bir gerçek var. O gerçeğin kendisi varken, böyle bir şeyin peşine düşmek olmaz. Böyle haberler duydukça acı duymuyorum. Aksine iyi geliyor. Psikolojik olarak da kendimi daha iyi hissediyorum. Çünkü benim için de Ahmet Kaya 24 saat burada. Onu seven insanların onun ölmediğine dair olan düşüncelerini korumalarını istiyorum. Çünkü ben de böyle yaşıyor, böyle düşünüyor ve böyle direniyorum. Ahmet Kaya bizim için yaşıyor bunda ne beis var?
Medya sorduğu zaman cevap veriyorum. "Yaşıyor mu?" diye soruyorlar, ben de "Evet yaşıyor" diyorum. Böyle ölüm olur mu!
Son kasetinin kapağında Taksim'de oturur bir şekilde olması, klibinin Diyarbakır'dan, İstanbul'a kadar barış güvercinleriyle yolculuk etmesi gibi bütün o görüntüler 2003 senesine aittir. Albüm kapağına ait resimler Ekim 2003 tarihinde Taksim Meydanı'nda çekildi. Bunu bu şekilde yapmamın sebebi ise Ahmet Kaya'nın burada, aramızda olduğunu ve burdan gitmeyeceğini herkese göstermekti.
Açıkçası, Ahmet Kaya benim için dünyanın herhangi bir yerinde uzun bir turne yapıyor gibi. Fiziki olarak "Gitti ve bir daha geri gelmeyecek" düşüncesini kendime konuk etmiyorum. Bence "Gitmedi ve her zaman yaşayacak." Böyle söylüyor ve böyle yaşıyorum. Ben de çocuklarım da her an aramızda olduğunu düşünüyoruz. Akşamları evde sohbet ederken "Babam olsaydı çok gülerdi buna" ya da "Aaa kar yağıyor. Babam da yarın okula gitmeyeceğimi bundan keyif alacağımı biliyordur" şeklinde konuşmalar geçer aramızda.
Ahmet Kaya'nın 1957 yılında doğduğu Malatya'dan, 2000 Kasım'ında öldüğü Paris'e uzanan kişisel tarihini ve ardından yazılanlara varıncaya kadar birçok konuyu içeren yaşamını "Başım Belada" adlı kitapta toplayan gazeteci Ferzende Kaya, "Ahmet Kaya 80 kuşağının annesi, babası... Müziğiyle, duruşu ile öyle bir anlamı var. Ona karşı duyulan sevgide, sadece bir şarkıcı hayranlığı yok. İnsanların onun ölümüne inanmama sebebi Ahmet Kaya'nın sonuyla ilgili birşey" dedi.
----------------- imza------------------
----------------- imza------------------
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.