Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik örgütün sözde "Hava Kuvvetleri imamı" firari Adil Öksüz'ün kayınvalidesi Hatice Yıldırım hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.
Soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede, Hatice Yıldırım'ın 17/25 Aralık sürecinden sonra Bank Asya'da 21 katılım hesap açtırdığı, 2014 yılının Ocak ayında hesabında 97 bin 241 lira bulunduğu belirtilerek, "Yine 2014 Eylül ayında hesabında 132 bin lira para bulunduğu, şüphelinin 30 Ocak 2014 tarihinde katılım hesabı açma adı altında hesabına 94 bin lira para yatırdığı, yine şüphelinin 15 Eylül 2014 tarihinde hesabına 43 bin 975 dolar karşılığı 96 bin 806 lira para yatırdığının tespit edildiği, bunun gibi birçok hesap hareketliliğinin olduğu, yüklü miktarda paralar yatırdığı, örgüt elebaşısının talimatı ile örgütün finans kaynaklarından olan Bank Asya'ya talimatla para yatırdığı anlaşılmıştır." ifadeleri kullanıldı.
Yıldırım'ın çocuklarını FETÖ ile iltisaklı eğitim kurumlarında okuttuğu ve örgütün yayın organlarından Sızıntı Dergisi'ne üye olduğu aktarılan iddianamede, ikametinde yapılan aramada şüphelinin eşi Cevat Yıldırım tarafından kullanılan odada ele geçirilen örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in kitaplarının eşine ait olduğunu beyan ettiği kaydedildi.
İddianamede, damadı olması nedeniyle şüphelinin Adil Öksüz'ün FETÖ'deki konumunu bileceğine işaret edilerek, "Darbe teşebbüsünden birkaç gün sonra gerek görsel gerek işitsel medyada Adil Öksüz'ün isminin sıkça geçtiği ve Öksüz'ün örgüt hiyerarşisindeki konumundan bahsedildiği, şüphelinin hakkında yakalama kararı olan Öksüz'ü ailesi ile yaşamış olduğu ikametinde saklayarak kendi örgüt bağını da ortaya koyduğu, şüphelinin FETÖ'de üst düzey görevli olan hatta darbe teşebbüsünün planlayıcılarından olan Adil Öksüz'ü yetkili makamlara bildirmeyerek kaçmasına imkan sağladığı anlaşılmıştır." denildi.
İddianamede ifadesine yer verilen Yıldırım, damadı Öksüz'ün FETÖ üyesi ve lider kadrosunda yer aldığı ile ilgili kendisinin bilgisinin olmadığını, lider kadrosunda olduğunu televizyondan öğrendiğini öne sürerek, Öksüz'ün 19 Temmuz 2016'da "34 SIR 49" plakalı araçla geldiğini anlattı.
Öksüz'ün kendilerine "15 Temmuz 2016'da Ankara'da olduğunu, bulunduğu sokakta herkesi gözaltına aldıklarını, kendisinin de gözaltına alındığını, bu sırada üç gün boyunca emniyette kaldığını, daha sonra mahkemeye çıktıklarını, suçsuz olduğu anlaşılınca serbest bırakıldığını" söylediğini belirten Yıldırım, "Niçin yakaladıklarını sorduğumuzda bulundukları mahallede herkesi topladıklarını, bu sırada kendisinin de alındığını söyledi. Öksüz kahvaltı yaptıktan sonra evden ayrıldı. Nereye gittiğini sorduğumda 'işe gidiyorum' dedi." beyanında bulundu.
Yıldırım, Adil Öksüz'ün yakalanıp salıverildikten sonra "Hava Kuvvetleri imamı" olduğuna yönelik bilgileri medyadan öğrendiğini savunarak, "Adil dışında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne mensup herhangi bir tanıdığım yoktur. Çocuklarım da Fetullah Gülen hizmet hareketine 15 Temmuz 2016 tarihine kadar sempati ile bakıyorlardı. Ancak darbeye teşebbüs girişiminden sonra Gülen'in gerçek yüzünü görünce ailecek sempatimiz ortadan kalktı. Gerçek anlamda Adil Öksüz dolayısıyla biz mağdur edildik. Gülen'in Türk milletini kandırdığını, aldatıldığımızı öğrendik." iddialarını dile getirdi.
İddianamede, Yıldırım'ın "anayasayı ihlal" ve "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
İddianamenin gönderildiği Sakarya 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesiyle Öksüz'ün kayınvalidesi tutuksuz sanık Hatice Yıldırım'ın yargılanmasına 13 Temmuz'da başlanacak.