Gazetelerin Ankara temsilcileri ile bir araya gelen Dışişileri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. ABD'nin Rakka konusunda kafasının karışık olduğunu belirten Çavuşoğlu, özetle şunları söyledi: Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel benim otelime geldi. Dostane bir ortamda ama çok açık geçti. Birincisi Almanya'nın bakanların ben dahil, toplantılarını engellemeye çalışmasını demokratik olmadığını söyledik. Doğrudan Alman istihbaratının ve polisinin bunları engellediğini söyledim.
Açık ve dürüst olacağız dedim ve siz dedim 'hayır' tarafını tutuyorsunuz. Türkiye'deki seçimlerde sizin taraf tutmamanız gerekiyor. Bugüne kadar Almanya tarafından açıklama olmadı, bundan sonra da olmaması gerekiyor. Siz bizim içerideki referandumumuza karışıyorsunuz. Köln Belediyesi, Cumhurbaşkanımız aleyhine bir toplantıya ev sahipliği yapıyor. Bu çok tehlikeli dedim. Türk toplumu duygu olarak sizden kopuyor.
Onlar tabi en çok Nazi dönemine benziyor diye çok ağırlarına gitmiş. Şu anki yönetime siz Nazisiniz demiyoruz. Dememiz de mümkün değil. Onlar ama her gün Cumhurbaşkanımıza diktatör diyor. Nazi dönemine kadar Almanya'da böyle uygulamalar görülmedi. Dolayısıyla bize o dönemi hatırlatıyor… Merkel de 'Bize önceden bilgi verin, sorun çıkmasın' dedi. Biz de verdik. Bizim beklentimiz Şansölye söylüyorsa, bunun ortadan kaldırılmasıdır. Bakanlarımız, milletvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız 30 civarında var, haberiniz olsun yönünde.
Önce Başbakanın (Mark Rutte) 'Türkler gelemez, gelmesin' diyerek Wilders gibi popülizm yapması, daha sonra bunu büyütmeleri ve Wilders'ı da bu işin içine katmaları doğru bir yöntem değil. Şimdi biz bunlardan korkup da, gelemez dedikten sonra toplantılarımızı da iptal edemeyiz. Hollanda şunu söyleseydi; 'Bizim bir seçimimiz var. Bu seçimden önce bizimle başa baş gelmeniz bu adamın ekmeğine yağ sürer, seçim sonrası gelin.' Biz dostun ricasını kırmayız. Darbe gecesinde beni ilk arayan Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders'di. Bu cumartesi giderim ve toplantımı yaparım. Siz ne yaparsanız yapın biz bir yer buluruz. Hollanda Dışişleri Bakanı rica ederse seçim sonrası gel diye, adam gibi rica ederse yalnız, baskıyı kabul etmeyiz, seçim sonrası cuma ya da cumartesi günü gidebiliriz. Yok her şartta bizim için zor derse bu cumartesi ben giderim. Gideceğim. Hiç kimse durduramaz.
YPG'nin DEAŞ diye bir probleminin olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, “Fırsat olarak kullanıyor ve kendisine alan oluşturuyor. O kanton oluşturma idealleri sonlandırılmalı, biz o hayallere de fırsat vermeyeceğimizi başından beri söyledik" dedi. Çavuşoğlu, “YPG Münbiç'ten çıkmama konusunda direnirse bizim politikamız ne olacak?" sorusuna da “Bizim hedefimiz El Bab'dan sonra Münbiç'tir. Rakka konusunda ortak çalışmalarımız sürüyor. Münbiç'e gittiğimiz zaman karşılaşırsak YPG'yi vuracağımızı ifade ettik. Rusya'nın iddiaları var. ABD reddediyor, mutabakatımız yok diyor. Ruslar Münbiç'te veya başka bir yerde YPG'yi koruma, kollama faaliyetinde bulunursa bu bizim için sorun. Ama gittiği yerde YPG'yi temizlerse biz bunu destekleriz. Bu bizim için DEAŞ kadar hassas bir meseledir. Hassas noktamız YPG'dir" karşılığını verdi.
Antalya'da üç ülkenin genelkurmay başkanlarının biraraya gelmesine ilişkin, Çavuşoğlu, “Biz başta DEAŞ olmak üzere terörle mücadelede herkesle işbirliği yapacağımızı söyledik. 65 ülke var, bazıları sadece olmak için var. Genelkurmay Başkanlarının da Suriye'nin geleceği ile ilgili bir araya gelmesi semboliktir, anlamlıdır" dedi. Çavuşoğlu, “Rakka konusu gündeme geldi. Henüz verilmiş bir karar yok, ABD'nin kafası karışık, değişik gruplar var. Farklı görüşler oluyor. İki müttefikin terör örgütlerini değil, birbirini desteklemesi lazım. Esed konusunda tutumumuz değişmedi." diye konuştu.