MHP lideri Bahçeli, İsveç'te aşırı sağcı politikacının Kur'an-ı Kerim yakmasına sert tepki gösterdi: Bu azgın provokasyonu, bu nefret saçan eylemi, ifade ve düşünce özgürlüğü olarak tevil edenler de aynısıyla suç ortağıdır. İsveç ve Finlandiya gibi İskandinav ülkeleri, ABD'nin dublör ülkeleridir. Viking mantığı ABD'nin kovboy aklıyla bir ve beraberdir. Kukla yakmış, kuklacılar da planlamışlardır.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İsveç ve Finlandiya’yı ABD’nin ‘dublör’ ülkeleri olarak tanımladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerde aday olamayacağı yönünde açıklamalar yapanlara tepki gösteren Bahçeli, “Bunlar hukuk cahili, dış tazyik ve destekli ayak takımıdır” dedi. Meclis MHP Grubu’nda gündemi değerlendiren Bahçeli, şu mesajları verdi: Cumhur İttifakı’yla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden ABD rahatsızdır, AB rahatsızdır, Londra tefecileri rahatsızdır, terör örgütleri rahatsızdır, Soros uşakları rahatsızdır, Pensilvanya uyduları rahatsızdır, emperyalizm kuklaları rahatsızdır, küresel çeteler rahatsızdır, şerefini bedelsiz devretmiş nifak yuvaları hepten rahatsızdır.
DEMOKRASİ KAÇKINI
Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tekrar aday olamayacağını iddia edenler hukuk cahili, dış tazyik ve destekli ayak takımıdır. Aynı şekilde 14 Mayıs tarihi dikkate alındığında, 31 Mart 2022 tarihinde kabul edilip 6 Nisan 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7393 sayılı Kanun ile Seçim Kanunu’nda yapılan değişikliklerin seçimlerde geçerli olamayacağını açıklayanlar demokrasi kaçkını, hukuk tanımaz kifayetsizlerdir.
AYNI SUÇUN ORTAĞI
(İsveç’te Kur’an-ı Kerim yakılması) Bu azgın provokasyonu, bu nefret saçan eylemi ifade ve düşünce özgürlüğü olarak tevil edenler de aynısıyla suç ortağıdır. İsveç ve Finlandiya gibi İskandinav ülkeleri ABD’nin dublör ülkeleridir. Anayasa Mahkemesi şehitlerimizin dökülen kanlarını da seçim sonrasına bırakmayı görüşecek midir? HDP kapatılmalıdır, hem de vakit kaybetmeksizin bu bölücü ve terör yatağı kurutulmalı, hukuken defteri dürülmeli, kapısına kilit asılmalıdır. HDP’nin isteğiyle Anayasa Mahkemesi’nin davayı sulandırması doğru değildir.”