ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinden, Yunanistan'ın sözde kara suları hayaliyle hazırladıkları Sevilla haritası ile ilgili önemli bir açıklama geldi. Büyükelçilikten yapılan açıklamada "ABD Sevilla haritasının hukuki bir öneme sahip olduğunu düşünmemektedir” ifadelerine yer verildi.
Amerika Birleşik devletlerinin Ankara Büyükelçiliği, Yunanistan'ın tezlerini suya düşüren bir açıklama yaptı. ABD Ankara Büyükelçiliği, Yunanistan'ın sözde kara sularına ilişkin yaptığı açıklamada "ABD Sevilla haritasının hukuki bir öneme sahip olduğunu düşünmemektedir” ifadelerine yer verdi.
"Hukuki bir öneme sahip olduğunu düşünmüyoruz"
Büyükelçilik, Twitter hesabından "Sevilla Haritası adlı harita ile ilgili olarak bugüne kadar Türk basınında çok sayıda görüş yer almıştır" notuyla bir açıklama paylaştı.
Açıklamada, ayrıca deniz yetki alanlarının uluslararası hukuka dayalı olarak, ilgili devletler arasında varılan mutabakatla karara bağlandığı kaydedilerek, "Amerika Birleşik Devletleri, iyi niyetli diyalog ve müzakere anlayışını şiddetle desteklemekte ve Türkiye ve Yunanistan'ı, istikşafi görüşmeleri en kısa süre içinde yeniden başlatmaya teşvik etmektedir." değerlendirmesi yapıldı.
Sevilla haritası nedir?
- Sevilla haritası, Rum-Yunan ikilisinin Türkiye'yi Akdeniz kıyılarına hapsederek izole etme hayallerinin temel araçlarından biri olarak kullanılıyor.
- İspanya’nın Sevilla Üniversitesi beşeri denizcilik coğrafyası alanında uzman Prof. Juan Luis Suarez de Vivero tarafından hazırlandığı için üniversitenin adıyla anılan bu harita, Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de kıta sahanlığı olarak hak iddia ettiği alan ile Kıbrıs Rum yönetiminin 2004 yılında ilan ettiği MEB'in sınırlarının AB’nin resmi sınırları olduğunu öne sürüyor.
- Bu haritanın iddiasına göre, Meis Adası’ndan başlayan Yunan kıta sahanlığı güneye doğru Akdeniz’in ortasına kadar iniyor ve Türkiye’ye Antalya körfezi dışında bir çıkış fırsatı tanımıyor.
- Türkiye, yüz ölçümü 10 kilometrekare olan, Anadolu'ya 2 kilometre, Yunan ana karasına ise 580 kilometre uzaklıkta olan bir adanın 40 bin kilometrekare genişliğinde kıta sahanlığı alanı yaratmasının rasyonel ve uluslararası hukuka uygun bir tez olmadığını vurgulayarak bu iddiaları reddediyor.