Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından düzenlenen "Kuruluşundan Bugüne AK Parti Sempozyumu"na katılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD'nin Türkiye'ye yönelik ekonomik saldırısına ilişkin önemli mesajlar verdi:
Türkiye'ye yönelik açık bir ekonomik saldırı var. Eskiden bu işler, daha sofistike, daha örtülü, daha dolaylı yollardan yapılıyordu. Şimdi bodoslama bir şekilde üzerimize geliyorlar. Buna karşı yapılacak iki şey var. Bunlardan biri ekonomik, diğeri siyasi tavırdır. Ekonominin gerektirdiği tedbirleri aldık alıyoruz. Yapabileceğiniz ikinci ve bana göre asıl önemli olan husus, siyasi duruşumuzu sağlam tutmaktır.
Madem maruz kaldığımız saldırıların ekonomimizin gerçek durumuyla bir ilgisi yoktur, işin arkasında başka niyetler vardır, öyleyse bizim de kendimizi buna göre konumlandırmamız gerekiyor. Türkiye ismini kapatıp ülkemizin ekonomik verilerini yerli yabancı, dost düşman kime gösterirseniz gösterin ortada bir gariplik olduğunu fark edecektir. Bugün ülkemiz her bakımdan dünyadaki en sağlam bankacılık sistemlerinden birine sahiptir. Ekonomimiz tıkır tıkır çalışıyor.
ABD sadece Türkiye'yi değil, Çin'den Rusya'ya, İran'dan Avrupa'ya kadar pek çok yeri, hemen yanı başındaki Kanada'yı ekonomik bakımdan hedef alıyor. Türkiye'ye yönelik daha büyük ve daha derin bir operasyon yapılıyor. Bunlar, sahada bize istediklerini yaptıramayınca da tıpkı diplomasi, askeri güç, sosyal ve siyasi istikrarsızlık gibi ekonomiyi de bir silah olarak kullanmaktan çekinmiyorlar. Şunu da söyleyeyim, yaşadığımız sürecin bize bir maliyeti vardır ama operasyonu gerçekleştirenlere de bir maliyeti olduğu şüphesizdir.
Buradan milletimize, özellikle de iş dünyamıza sesleniyorum; ekonomik tetikçilere vereceğimiz en güzel cevap, işimize dört elle sarılmak olacaktır. Daha çok üreteceğiz, daha çok ihraç edeceğiz, depoları kilitlemenin anlamı yok. İhraç, ihraç, ihraç... 'Üretimi askıya alalım.' Çok ciddi yanlış yaparsınız. Üretim, üretim, üretim... Yola devam. Daha çok istihdam oluşturacağız, daha çok ter dökeceğiz, daha çok emek vereceğiz.
Dışarıdan dövizle aldığımız her ürünün daha iyisini, daha kalitelisini burada üretip, biz dışarıya satacağız. Amerika'nın elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone'u varsa, öbür tarafta Samsung var. Kendi ülkemizde Venüs var, Vestel var.
Biz bunları uygulayacağız. Ne yaptığımızı, ne yapacağımızı anlasınlar. Dolayısıyla biz, kendimize yeteceğiz. Olmayanı da üreteceğiz. Dışarıya para verip yaptırdığımız her işin daha güzelini yapıp biz dışarıya servis edeceğiz.
Döviz kurları üzerinden Türkiye’yi hedef alan ABD’ye tepki gösteren Erdoğan, Yeni Şafak’ın gündeme getirdiği “ABD menşeli telefon, bilgisayar, kozmetik ürünlerine ek vergi getirilsin” önerisine benzer bir çıkış yaptı. Erdoğan, “ABD’nin elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız” dedi. Yeni Şafak’ın geçen hafta yaptığı “ihracat seferberliği” haberi de ses getirdi. İş dünyasına seslenen Erdoğan, “En güzel cevap işimize 4 elle sarılmak olacaktır. Daha çok üreteceğiz, daha çok ihraç edeceğiz” diye konuştu.
Allah’ın yardımının yakın olduğunu belirten Erdoğan, “Hiç endişe etmeyin. (Bekle gör) anlayışıyla üretimi durdurursak, ‘ihtiyat’ diyerek ticareti aksatırsak, ‘önümüzü görelim’ diyerek yatırımları ertelersek, paramızı ‘eyvah tehlike var’ diyerek dövize yönlendirirsek inanın asıl o zaman düşmana teslim olmuş duruma düşeriz. Sakın. (Dövize gidersek kurtuluruz) yok. O zaman batarsın. Sen Türk’sün, sen Türk Lirası’yla beraber yoluna yürüyeceksin” değerlendirmesini yaptı.
Milletle, iş dünyasıyla, üreticilerle, ihracatçılar ve çalışanlarla birlikte gönül gönüle, el ele, omuz omuza verip bu meselenin üstesinden geleceklerine işaret eden Erdoğan, "Biz siyasi hayatımızın her döneminde olduğu gibi, bu hadise karşısında da asla küçük düşünmüyoruz. Bizim asıl hedefimiz bu konjonktürel krizi aşmak değil, 2023 hedeflerimize ulaşmaktır. Çünkü bu hedeflerimize ulaşamazsak daha çok krizle karşı karşıya geleceğimizi biliyoruz" dedi. Erdoğan, Malazgirt Savaşı'nın tarihi olan 26 Ağustos'un yaklaştığını anımsatarak, "26 Ağustos'ta yeniden Malazgirt'ten yola çıkacağız, unutmayın. Yeniden bir diriliş olacak inşallah" diye konuştu.
AK Parti dönemini anlamanın bugünlerde çok daha önemli olduğunu belirten Erdoğan, “AK Parti’yi anlamak için önce Türkiye’yi ve Türk milletini anlamak gerekiyor” dedi. Erdoğan, “Seçimler sonrasında sergiledikleri tavırlar da AK Parti’yi değil, milleti yenememiş olmanın hırsından kaynaklanıyor. Bu kesim, artık ülkemize ve milletimize olan düşmanlıklarını AK Parti’ye muhalefet örtüsü altında gizleyemez hale geldi. Türkiye tartışmaların, kodlar, şifreler, semboller değil, açık yüreklilikle yapılabildiği bir ülke olmalıdır. Son günlerde yaşanan hadiseleri de bu çerçevede değerlendiriyorum” diye konuştu.