Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, KON TV, Kanal Fırat, Kanal Urfa, Kanal 3, Altaş TV, Kanal 16 ve Çay TV'nin ortak yayınında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Mevcut yönetim sistemini "ne olduğu belli olmayan bir sistemdi" diye nitelendiren Gül, bu yüzden de Türkiye'nin birçok fırsatı değerlendiremediğini söyledi.
Gül, mevcut sistemdeki sorunsuz olan tek şeyin cumhurbaşkanı olduğunu kaydederek, devletin millete hesap verebileceği bir talebin oluşması sonrasında, sistem değişikliğinin gündeme geldiğini ve bugünlere ulaşıldığını vurguladı.
Yeni hükümet sisteminin yürürlüğe girmesinin daha sonraki bir tarih olarak planlandığını ancak halk arasındaki beklentilerin yanı sıra MHP lideri Devlet Bahçeli'nin önerisiyle ülkenin önünü daha rahat görebilmesi için erken seçim kararı alındığını anımsatan Gül, artık 24 Haziran sonrasında göreve gelen cumhurbaşkanının 5 yıl boyunca halka hesap vereceğini kaydetti.
Gül, Batı ülkelerinin 24 Haziran seçimleriyle çok yakından ilgilendiğinin hatırlatılması üzerine, şöyle konuştu:
"Batılı medya adeta Türkçe öğretip, Türkçe manşetler atar hale geldi. Allah'tan seçimlerde Türkiye'nin geleceğini Türkiye'de yaşayan 80 milyon oylayacak. Bu çabaların Türkiye nezdinde bir önemi yok. Demek ki Türkiye'nin ayağa kalkması Batılıları rahatsız ediyor. Batılı kesimlerin bu yöndeki çabaları vatandaşlarımızın ferasetiyle ayna gibi görülüyor. Batıda görülen yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı da bunu tetikliyor. Ama bu çok tehlikeli bir durum. Aslında Batı'nın da hepsi aynı görüşte değil, aklı selim davranan liderler de var. Hakkı teslim edenler de var. Ama tüm bunların hepsi 24 Haziran'a kadar sürecek ve ardından bitecek. Bunun seçime endeksli bir dalga olduğunu düşünüyorum."
Gül, yargıya yönelik saldırıların öteden beri devam ettiğini aktararak, "FETÖ darbesinin ardından bazı yargı mensupları ihraç edildi. Artık vicdanın ve hukukun temel alındığı bir sistem yürütülüyor." dedi.
Yargıya inancı artıracak çok önemli gelişmeler yaşadığına dikkati çeken Gül, şöyle devam etti:
"Önceden bu ülkede himmet vermeyen, kendi gibi düşünmeyenlere karşı yargı sopa gibi kullanılıyordu ama artık yargı kendi yörüngesine dönmeye başladı. Türk yargısı bağımsızdır. Şu ya da bu şekildeki telkinler, içerden veya dışardan yapılsın kabul edilemez. Türk yargısına laf edenlerin önce dönüp kendi yargısına bakması lazım."
Bakan Gül, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'den usulüne uygun şekilde istenmediği iddiasına ilişkin, şunları söyledi:
"FETÖ'nün iadesiyle ilgili, 15 Temmuz öncesinde de sonrasında iade istemleri yapıldı. İlgili ülkelere gerekli evraklar gönderilir, bizde de böyle oldu ama ABD hukuki taleplere siyasi nedenlerle ayak sürümüştür. Yapması gereken işlemleri yapmamıştır. Burada kabul edilemeyecek durum, cumhurbaşkanı olmak isteyen kişinin ABD'liler tarafından aranmasıdır. Seni niye arıyorlar, arayan makamlar ve mevkileri nedir? ABD'lilerin beyanına inanıyorsunuz ama Türkiye devletine sormuyorsun? 'İddialar nedir, bana bilgi verin?' dense arkadaşlarımız gerekli bilgiyi verirdi. Bilgi vermek üzere davet de yapıldı, gelirlerse gereken bilgi verilecek. Ama o kendi bildiğini söyleyecektir."
"Bir ABD'linin dediklerine mi itibar edilir, yoksa Türk devletinin makamlarına mı?" diye soran Gül, "FETÖ ile mücadelede Türkiye'nin yanında durmaması asla kabul edilemez. Daha önce 'çeviriler yapılmadı' diye söylemlerde bulundu ama bu FETÖ'cülerin söylemleri. Bunlar suçluluk psikolojisiyle yapılan hareketlerdir. Bu konuda yapılan tüm şeyler iftira ve yalan üzerine gerçekleşen söylemlerdir. Tekrar söylüyorum, gelirlerse arkadaşlarımız gereken bilgiyi verecektir ama onların yine bildiğini söyleyeceğinden de şüphemiz yok." ifadelerini kullandı.
Gül, Suriye hususunda dünyanın geldiği noktanın Türkiye'nin en baştan beri söylediği nokta olduğunu ifade ederek, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla beraber binlerce Suriyelinin kendi topraklarına döndüğünü kaydetti.
"Bayram için ülkesine giden Suriyelilerin, neden geri döndükleri" yönündeki eleştirilere değinen Gül, şöyle devam etti:
"Aslında bu gidenler bir nevi keşif gibidir. Oradaki durumu görmek istiyorlar. Bu konudaki rakamları da yakında açıklayacağız. Gidenlerin büyük bölümünün de geri dönmeyeceğini biliyorum. Zaten bir kısmı da kalıcı eşyalarıyla gidiyor. Suriye'deki meselenin de kısa sürede biteceğini düşünüyorum. Türkiye'nin de yüz akı hem insani hem de vicdani olarak ortaya çıkacaktır. Bu konu vicdani bir mesele, eninde sonunda normalleşecek."
Münbiç konusunda görüşme yapılacağı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine Gül, "4 Haziran'da ABD ile bir görüşmemiz olacak, Münbiç ile yol haritası hususunda. Bölgemizdeki bu konuyla alakalı tüm gelişmeler dikkatle takip ediliyor. Geçen hafta yapılan Milli Güvenlik Kurulunda da bu konular konuşuldu. Bu konuda ABD ile yapıcı ve karşılıklı çıkarları koruyacak şekilde gerekli adımların olacağına inanıyoruz. Suriye meselesinin çözüme kavuşturulacağı bir aşama olacaktır." diye konuştu.
Gül, eski Türkiye'de faili meçhul olayların çok olduğuna ve bunun belirli partiler zamanında meydana geldiğine dikkati çekti.
AK Parti olarak, diğer partilerin seçim kampanyası ile ilgilenmediklerini ifade eden Gül, şunları söyledi:
"HDP Kürtlerin evinin önüne çukur açtı ve çukur siyaseti yaptı. Bu anlayışa sahip bir partidir. Bölge halkı en çok HDP ve CHP'den çekmiştir. Bölgede birliğin ve beraberliğin oluşması için hükümetimiz elinden geleni yapmıştır. Cumhur İttifakı'na, AK Parti'ye bölgeden ciddi destek alacağımıza inanıyoruz. Erdoğan bu bölge için bir sembol isimdir. Biz siyasetimizi başka partilerin kampanyası ile belirlemiyoruz. Biz milletimizin gönlüne girmeye çalışıyoruz. Milletin iradesini de kabulleniriz. Baraj bizim meselemiz değil. Biz kendi politikamızı ortaya koyacağız."
Gül, muhalefetin milletin geleceği için çalışma yapmadığını, aksine yapılan yatırımları durdurmayı hedef gösterdiğini, tek amaçlarının Erdoğan'ı indirmek olduğunu belirtti.
"Erdoğansız bir Türkiye'de istikrarın olmayacağını" belirten Gül, "Erdoğan olmayınca Türkiye'nin nelerle karşı karşıya kalacağını düşündünüz mü? 7 Haziran akşamı 'eyvah' dedi millet. 24 Haziran'da yeni bir 7 Haziran macerasını görmek istemiyor millet." şeklinde konuştu.
OHAL'in amacının teröristlerin ve diğer suçluların yargılanması olduğunu dile getiren Gül, şöyle devam etti:
"Dediğimiz süreç keyfi bir şekilde ortaya konmuş bir süreç değil. Anayasa'da kamu düzeninin bozulması halinde meclisin uygun bulmasıyla yapılan bir yönetim şeklidir. 15 Temmuz olmadı mı, Meclisimiz bombalanmadı mı? OHAL'i ortadan kaldırmış bir parti, durup dururken mi bunu getiriyor. İhtiyaç oldukça devam edecek süreç. Ama OHAL var diye vatandaşlarımızın gündelik yaşamında bir aksama yok. Siyasi partiler kampanyalarından geri kalmıyor. Aksine asayiş sorunu yok, herkes güzelce propagandasını yapıyor."
Gül, hükümetin gündeminde af konusunun olmadığını da sözlerine ekledi.