Türkiye-ABD arasında Suriye için kurulan çalışma grubu ikinci toplantısını bugün Türkiye’de yapıyor. Bu kapsamda ABD heyeti, Ankara’ya geldi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hamit Aksoy, konuyla ilgili açıklamasında heyetler arası çalışmaların devam edeceği bilgisini verdi.
Heyetlerin yanı sıra Dışişleri Bakanı nezdinde de görüşmelerin süreceğine dikkati çeken Aksoy, ABD senatosunun F-35 kararına ilişkin olarak da "Bu gibi adımlar halinde biz de karşılık vermeye mecbur kalırız" ifadesini kullandı.
Aksoy, Irak genel seçimlerindeki usulsüzlük tartışmalarında özellikle Kerkük'teki iddiaların araştırılarak çözüme kavuşturulmasının, 22 Aralık'ta düzenlenecek vilayet seçimlerinin selameti açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
24 Haziran'daki seçimin yaklaşmasıyla bakanlık olarak yurt dışındaki temsilcilikleriyle yoğun mesaide bulunduklarını anlatan Aksoy, yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmen sayısının 3 milyon 49 bin 120, en fazla seçmenin Türkiye'nin Rotterdam Başkonsolosluğu bölgesinde, ülke bazında ise Almanya'da olduğu bilgisini paylaştı.
Irak'ta 12 Mayıs'ta genel seçimlerin yapıldığını anımsatan Aksoy, seçimlerin Irak halkına hayırlı olmasını diledi. Aksoy, yeni kurulacak Irak hükümetinden beklentilerine de değinerek, "Beklentimiz, PKK ve FETÖ ile mücadelede kararlı ve tavizsiz duruş sergilemesidir." dedi.
Aksoy, Kerkük başta olmak üzere bazı bölgelerde seçimlerde usulsüzlük olduğuna yönelik tartışmaları da hatırlatarak, "Seçim gözlemcileri raporları da bunu teyit ediyor. Bu iddiaların Irak Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu tarafından araştırılması ve en kısa sürede sonuca bağlanması seçimlerin meşruiyetine gölge düşmesini önleyecektir. Kerkük’te bu iddiaların araştırılarak çözüme kavuşturulması, 22 Aralık'ta düzenlenecek vilayet seçimlerinin selameti açısından büyük önem taşıyor." diye konuştu.
Aksoy, bu planın denetlenmesinden sorumlu Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının bugüne kadarki muhtelif raporlarında İran'ın plana uyduğunu defalarca teyit ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Biz İran'ın nükleer enerjiden barışçıl amaçlarla yararlanmasını savunuyoruz. Her ülkenin buna hakkı olduğunu düşünüyoruz. ABD'nin bu kararı diğer imzacı ülkeler tarafından kabul edilmedi. Onlar anlaşmaya bağlı olduklarını söylediler. Bunu son derece olumlu buluyoruz ve planın korunmasına yönelik çabaları destekliyoruz. Bizim tarihsel tecrübelerimiz, İran'ın izole edilmesi teşebbüslerinin faydadan çok zarar getirdiğini gösteriyor. Bölgemizin istikrarı açısından İran'ın potansiyelinden yapıcı şekilde yararlanılması gerektiğini düşünüyoruz. İran ile yürüttüğümüz açık siyasi diyaloğun bölgesel ve küresel meseleler, gelişmeler için önemli olduğunu düşünüyoruz."
Aksoy, ABD'nin çekilme kararı çerçevesinde İran'a yönelik uygulayacağı yaptırımlar hususunda, Türk firmalarının çıkarlarını korumak için ellerinden geleni yapacaklarını kaydetti.
Suriye'de 8'inci yılına giren krize çözüm bulunması için yoğun çaba sarf ettiklerini anlatan Aksoy, "Garantör sıfatıyla Astana'da somut sonuçlar alınmasına gayret ediyoruz. 14-15 Mayıs tarihinde 9. yüksek düzeyli Astana toplantısı gerçekleştirildi. Türkiye’yi toplantıda Müsteşar Yardımcımız Büyükelçi Sedat Önal temsil etti. Anayasa komitesinin hayata geçirilmesine ilişkin çalışmalar ele alındı. Ayrıca Doğu Guta ve Humus’un kuzeyinde gerçekleştirilen zorunlu tahliye operasyonları için çekincelerimizi dile getirdik." ifadelerini kullandı.
Sözcü Aksoy, Rus Lider Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi'nin Türkiye'ye geldiğini, bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın ve Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal ile Astana görüşmeleri, anayasa komitesinin kurulması gibi konuları görüştüğünü ardından da Türkiye'den ayrıldığını söyledi.
Aksoy, Kudüs'e ilişkin gelişmeleri de değerlendirdi. ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması ve sonrasında yaşanan olaylarda 60'tan fazla Filistinlinin şehit olduğunu hatırlatarak, "O gün maalesef insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecek görüntülere şahit oldu." dedi.
İsrail'in tüm dünyanın gözü önünde bir katliam gerçekleştirdiğine değinen Aksoy, Gazze'deki katliama dair uluslararası alanda yapılacak çalışmaları yakından izlemeye devam edeceklerini belirtti.
Aksoy, "Kabul edilmemesi halinde biz de İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olarak Arap Grubu Başkanı ile birlikte konuyu geçen aralık ayında yaptığımız gibi BM Genel Kurulu'na götüreceğiz." diye konuştu.
İsrail Parlamentosu'nun 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanımak için toplanma kararına ilişkin Aksoy, yaşananların siyasi değil tarihi ve hukuki bir konu olduğunu dile getirdi. Bir olayın soykırım olup olmadığına da ancak mahkemelerin karar verdiğini vurgulayan Aksoy, şunları kaydetti:
"Bizimle tarihi ve hukuki temelde masaya oturamayan bazı ülkeler konuyu siyasi olarak masaya getirmeye çalışıyor. Aslında bu durum da bizim tezlerimizin ne kadar doğru olduğunu ortaya koyuyor. İsrail'in böyle bir girişimde bulunması Birinci Dünya Savaşı koşullarında hayatını kaybeden farklı Osmanlı dinleri ve milletlerine de saygısızlık. Bunların arasında biliyorsunuz Yahudiler de var. Ayrıca İsrail'in 1915 olayları ile Holokost'u aynı kefeye koyması öncelikle kendilerine zarar verecektir diye düşünüyoruz."
Aksoy, basın toplantısında, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İngiltere temaslarına da değinirken, İngiltere'nin AB'den ayrılması (Brexit) sonrasında bu ülkeyle ilişkilerini artırmak istediklerini ve bu sırada AB ile ortaklık durumundan kaynaklanan İngiltere'de yaşayan vatandaşların bazı haklarını da korumak için görüşmelerin sürdüğünü sözlerine ekledi.