CHP’nin öncülüğünde bir yıl önce kurulan 6’lı Masa dağıldı. 12’nci toplantı sonrasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını isteyen CHP, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi ile İYİ Parti arasında gerilen ipler dün koptu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 6’lı Masa’nın cumhurbaşkanı adayının görüşüldüğü toplantıyla ilgili dün Genel İdare Kurulu’nu topladı ve değerlendirmelerini aldı. Yaklaşık 2 saat süren toplantı sonrasında açıklama yapan Akşener, 6’lı Masa’yı dağıttı ve ortaklarını adeta bombardımana tuttu.
Konuşmasına, “En sonda söyleyeceklerimi en başta söyleyeyim” diyerek başlayan Akşener, “Geldiğimiz noktada İYİ Parti bir kıskaca alınmış, bir dayatmaya mecbur bırakılmış, tıpkı yıllardır Türk milletine yapıldığı gibi ölümle sıtma arasında bir tercihe zorlanmıştır ve elbette buna boyun eğmeyecektir. Sağduyusunu azme çevirecek, kişisel ikbal hesapları için üretilmiş devşirme bir siyasetin ‘Hınk deyicisi’ olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Bugünlere dayatmalara direnerek, kirli pazarlıkları reddederek, alışılmış yenilgilere karşı çıkarak geldiklerini vurgulayan Akşener, “2023 yılında ‘Ceketimi assam aday ederim’ diyenlerin karşısında dimdik duruyoruz, durmaya da devam edeceğiz. Bizim seçimimiz dün de belliydi bugün de belli. Bizim yolumuz dün de aynıydı bugün de aynı. Karşımıza kim dikilirse dikilsin önümüze kim çıkarsa çıksın bizim itirazımız, bizim mücadelemiz dün de aynıydı bugün de aynıydı” dedi.
Toplantıda 5 siyasi partinin tek bir ismi dile getirerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığı yönünde görüşlerini beyan ettiğini belirten Akşener, şunları söyledi: “Biz de iki ismin adaylığı konusunda görüşümüzü beyan ettik. Bu iki isim Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’ydu. Ancak maalesef bu görüş ve önerilerimiz masadaki paydaşlar tarafından kesin bir biçimde reddedildi ve altılı masanın son toplantısında bir tırnak içi anlayışa varıldı. Bu vesileyle anlamış olduk ki şahsi hırslar Türkiye’ye tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki kişisel ajandalar uğruna mübah sayılan kuyruklu yalanlar milletin kazandığı bir büyük hakikate tercih edilmiştir. Anlamış olduk ki yenilgi yenilgi büyüyen küçük hesaplar, 85 milyonun kazandığı kutlu bir zafere tercih edilmiştir.”
Yeri geldiğinde siyasi hesapları reddedip “millet için inat ettiklerini” dile getiren Akşener, şöyle konuştu: “Hakarete uğradık, dişimizi sıktık. İftiraya uğradık göğüs gerdik, linç edildik, yıkılmadık. Bıkmadan, usanmadan vazgeçmeden konuştuk, anlattık, dinlettik, gösterdik. Ancak ne yazık ki olmadı, olamadı. Üzülerek söylüyorum ki geldiğimiz son noktada altılı masa, artık millet iradesini kararlarına yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir. Milletimizin ortak iyiliği için, iyi niyetle oturduğumuz bu masa, artık potansiyel adayların tartışılabildiği bir ortak akıl platformu olmaktan çıkmış, tüm alternatiflerin kara listeye alınarak tek bir adayın tasdiki için çalışan bir noter masasına dönüşmüştür.”
Geçen 1 yıllık süreçte Türkiye’de demokrasinin yeniden inşası için çok önemli ve kıymetli imzalar attıklarını belirten Akşener, “Dolayısıyla biz ne olursa olsun imzamızın ve milletimize verdiğimiz her sözün arkasındayız. Ancak ne bir kumar masasında ne de bir noter masasında olacağız. 85 milyonun geleceğini kişilerin tahakkümüne teslim edip tehlikeye atmayacağız” diye konuştu. Akşener, Cumhuriyet’in yeni asrını göz göre göre “hiç etmeyeceklerini”, milletin kazanma ümidini yok etmeyeceklerini, Türk devletinin varlığını, Türk milletinin iradesini “bir kişinin iki dudağı arasına” bırakmayacaklarını dile getirdi.
CHP’li belediye başkanları Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na bir çağrı yapan Akşener, şunları kaydetti: “Ülkemizi sadece kriz üreten bir ucube sisteme mahkum etmeyeceğiz. İlk gün olduğu gibi bugün de inatla ve ısrarla ‘ben’ değil ‘biz’ demeye devam edeceğiz. İşte bu yüzden Sayın Mansur Yavaş'a ve Sayın Ekrem İmamoğlu'na bir çağrıda bulunmak istiyorum. Değerli başkanlarım, siz bu milletin iradesiyle seçildiniz, üzerinize atılan tüm iftiralardan alnınızın akıyla çıktınız. Milletimiz sizleri sevdi, bağrına bastı. Ne mutlu size ki milletimiz gayretlerinizi gördü, yanınızda durdu. Ve bugün de çok kritik bir kırılmanın eşiğinde sizi göreve çağırıyor.”
“Hiç şüphemiz yoktur; bu vazife, reddedilemez, görmezden gelinemez bir vazifedir. Çünkü bu çağrının sahibi millettir. Bu saatten sonra bizlere düşen bir seçim yapmaktır; ya ışıl ışıl bir güneşin altında dimdik duracağız ya da uzayan bölgelerde kaybolacağız. Ya şanlı bir mücadelede milyonlarla yürüyeceğiz ya da trajik bir hikayede figüranlık yapacağız. Ez cümle ya tarih yazacağız ya da tarih olacağız. İnanıyorum ki hep birlikte tarih yazacağız.”