Asrın haini Fetullah Gülen, kirli planlarına 1961'de askerliğe gitmesiyle başladı. Askerde CIA’cilerle yolu kesişen Gülen, garip ilişkileriyle güçlendi ve başta TSK olmak üzere kritik kurumlara örgüt elemanlarını yerleştiren teröriste dönüştü. 28 Şubat darbe sürecinde vesayetçilerle iş birliği yapan Gülen, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerine kalkıştı; suikastlar ve kumpaslarla insanların hayatını mahvetti.
Türkiye'yi ve Müslümanlığı ‘din adamlığı’ kisvesi altında zehirleyen FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, 63 yıldır kötülüğün başıydı. Elebaşının kirli planları 1961'de askerliğe gitmesiyle başladı. “Altın nesil” yetiştirmek için sözde ulvi hedeflerle yola çıkan Gülen, 40 yılın sonunda yüzyılın en kanlı ihanetini gerçekleştiren bir terörist oldu. Altın nesil de bir terör örgütüne dönüştü. Askerde CIA’cilerle yolu kesişen Gülen, kurduğu Türkiye Öğretmenler Vakfı vasıtasıyla soru çalarak, devletin başta TSK olmak üzere kritik kurumlarına örgüt elemanlarını yerleştirdi. 28 Şubat darbe sürecinde vesayetçilerle iş birliği yapan Gülen, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerine kalkıştı.
CIA-MOON TARİKATI VE MASONLAR
Gülen’in darbe girişimine kadar giden hikayesi 1961’de askere gitmesiyle başladı. Gülen’in askerlik döneminde başlayan garip ilişkileri, Mason teşkilatları ile bağlantıları, bu bağlantılar üzerinden Moon tarikatı, Mossad ve CIA irtibatları, gençlik döneminden itibaren bir proje olarak yetiştirilip hazırlandığını ortaya koydu. Gülen’i 1960’lı yıllardan ölünceye kadar kollayıp koruyan ve Moon tarikatıyla ilişkisi bilinen eski CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek CIA'nın Türkiye'deki bir numaralı siyaset adamlarındandı.
RUZİ NAZAR’LA SIKI İLİŞKİ
CIA adına Soğuk Savaş sürecinde ABD saflarında yer almayan ülkelerde darbe yapan veya darbeye zemin hazırlayanlarla sıkı ilişki içerisindeki Gülen, bu konudaki ünlü isimlerden CIA’in Türk casusu Ruzi Nazar ile de yoğun ilişkideydi.
TARTIŞMALI VAAZLAR
Gülen, İskenderun’da askerlikteyken, İskenderun Merkez Camii’nde ‘vaaz’ı sırasında Kur’an-ı Kerim’i yere fırlattı. Gülen, İskenderun’da askerlik ile vazifeliyken izin alarak Erzurum’a gidip, silah altında olmasına rağmen camilerde vaazlar verdi. Bu sırada Erzurum'da gösterime girmek üzere olan bir filmde sahabe rolünü oynayan kadın oyuncunun dine saygısızlık ettiğini öne sürerek, camide halkı kışkırtan bir konuşma yaptı. Erzurumlular bunun sonucunda sinemayı bastı, sinemaya zarar vererek sinema sahibini de darp etti. Gülen bu süreçte askerlik iznini 2 ay uzattı.
KOMÜNİZMLE MÜCADELE DERNEĞİNİ KURDU
Erzurum’a gittikten sonra şehirdeki Halk Evleri’ne katılan Gülen, kısa süre sonra Halk Evleri Divanı üyesi seçildi. Erzurum’da bulunduğu 1960’lı yıllarda “Komünizm ile Mücadele Derneği”ni kurdu. 1963'te ailesi ile Erzurum'da bir yıl yaşayan Gülen, Komünizmle Mücadele Derneği'nin ikinci şubesini açtı ve Erzurum Halk Evleri'nin yönetimine girdi.
İZMİR’DE ÖRGÜTLENMEYE BAŞLADI
İzmir'e 1966 yılında tayinin çıkması ise Fetullah Gülen'in hayatının dönüm noktası oldu. Burada hem öğreticilik hem Kestanepazarı Kur'an Kursu Müdürlüğü yaptı. Bu dönemde etrafında bir çekirdek kadro toplanmaya ve “cemaatin” temelleri atılmaya başlandı. 12 Mart 1971'deki asker muhtırasına kadar burada görev yaptı, vaazlarıyla etrafındaki sempatizan sayısını artırdı.
Suikastlar kumpaslar
FETÖ, Türkiye’de gündem değiştiren kritik olaylarda da başroldeydi. Danıştay saldırısı, Hrant Dink cinayeti, Santa Maria Katolik Kilisesi Rahibi Andrea Santoro’nun öldürülmesi, Muhsin Yazıcıoğlu, Kaşif Kozinoğlu, Rus uçağının düşürülmesi, Rus Büyükelçi Andrey Karlov cinayeti FETÖ’nün parmağı olan olaylardan bazısı. Dink cinayeti FETÖ'nün şiddet içeren başlangıç eylemi oldu.
TELEKULAK VE KASET KUMPASLARI
FETÖ’nün savcıları binlerce kişiyi uydurma delillerle Selam Tevhid soruşturması kapsamında usulsüz dinletti. FETÖ, yasa dışı dinlemeler, kaset kumpaslarıyla siyaseti dizayn etti. Aralık 2011’de dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın Subayevleri’ndeki ikameti ile Başbakanlık Resmi Konutu’nda yapılan incelemelerde kamuoyunda “böcek” tabir edilen dinleme cihazları bulundu.
GEZİ’DE FETÖ PARMAĞI
Taksim’de bir parkta başlayıp Türkiye’nin dörtbir yanına yayılan Gezi kalkışmasıyla haftalar boyu sokakları teslim alan kaos planında da FETÖ parmağı ortaya çıktı. Osman Kavala’nın sağ kolu Ali Hakan Altınay’ın, Gezi eylemleri için FETÖ’cü akademisyenlerle görüştüğü ortaya çıktı.
17-25 TAPELERİ YAYILDI
FETÖ, emniyet ve yargıya sızdırdığı örgüt elemanlarıyla 17-25 Aralık’ta ekonomik kumpas ve montaj tapeler üzerinden hükümeti, dolayısıyla Erdoğan’ı yeniden devirmeye kalkıştı. Yasa dışı dinlemeler yoluyla elde edilen ses kayıtları montajlanarak sosyal medya üzerinden servis edildi. Bu şekilde Erdoğan’ın kamuoyu nezdinde yıpratılması hedeflendi.
SON ÇARESİ DARBE OLDU
Fetullahçı Terör Örgütü, MİT krizi, 17-25 Aralık kumpas girişiminde başarısız olunca son kozunu oynadı ve çareyi dış güçlerde bulmaya başladı. Dış güçleri Türkiye’ye müdahaleye çağıran FETÖ, devleti ele geçirebilmek için Türkiye’de hükümete ve millete karşı 15 Temmuz darbe girişiminde bulundu.
Okullarında CIA ajanı çalıştırdı
Gülen, yurt dışında Türk adını kullanarak okullar açtı. Örgüt 110 ülkede amaçları doğrultusunda gerçekleştirdiği yapılanmada örgütsel faaliyet yürüttü. Örgüt başı Gülen tarafından yurt dışında açılan bütün okullarda, diplomatik pasaportu bulunan İngilizce öğretmeni görünümlü Amerika CIA ajanları bulunduğu, İngilizce dil öğretmeni gösterilen gizli servis çalışanlarının faaliyetlerini bu okullar üzerinden sorunsuz devam ettirildiği tespit edilmişti. Üniversite sınavlarındaki soru hırsızlığıyla kendi dershanelerindeki öğrencilerin birinci çıkmasını sağlayan Gülen, birçok devlet kurumuna KPSS sorularını çalarak sızdı. FETÖ, kendine himmet vermeyen iş adamlarına kumpas kurarken, himmet verenleri ihya etti.
Batı medyası adeta yas tuttu
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ölümü Batı medyasında yine Türkiye aleyhtarı ve örgüt propagandası üzerinden verildi. Batı medyası adeta yas tuttu. Terör örgütünün ilişkili olduğu Batılı ülkelerin medyasında Gülen'in darbe girişiminin liderliğini yürütmesi iddia olarak verilirken, terör faaliyetleri de masumene gösterilmeye çalışıldı. Almanya'nın Der Spiegel dergisi, Gülen'den "Türk vaiz" olarak bahsederken, "Erdoğan karşıtı" ifadesine yer verildi.
PROPAGANDA YAPTILAR
İsrail hükümetine yakın Times of Israel gazetesi de haberde "ABD'de yaşayan vaiz" ve "Erdoğan düşmanı" olarak belirttiği terör örgütü elebaşı için adeta propaganda yaptı. Haberde Gülen'in darbe girişimindeki rolünü sürekli reddetmesi özellikle vurgulandı. Amerikan New York Times gazetesi de elebaşının "Gönüllü sürgünde" olduğunu iddia ederek, neredeyse suçsuz algısı oluşturmak istedi. Haberde FETÖ'den 'İslam'ın liberal uygulamasını hayata geçirdiği' ifadesiyle güzelleme yapılması da dikkati çekti. İngiliz BCC de Gülen'i neredeyse öven bir haber metni yayınladı. Diğer Batılı medya kuruluşları gibi Gülen için "gönüllü sürgün" vurgusu yapan BBC, FETÖ'yü "eğitimle uğraşan masum bir yapı" gibi göstermeye çalıştı. Amerikan Bloomberg yayın organı da, Gülen'in darbe girişimindeki rolünü "iddia" olarak yer verirken, FETÖ'yü hedef alan operasyonları karalamaya çalıştı. Bloomberg'in haberinde Gülen'in ölümüyle, Batılı ülkeler ile Türkiye arasındaki gerilimin azalacağı ve savunmadan enerjiye çeşitli alanlarda iş birliğinin güçlendirilmesinin önünü açacağı yorumu yapıldı. Katar merkezli El-Cezire TV kanalı da, Gülen'in "sürgünde" öldüğünü belirtti.
Propaganda yapana gözaltı
Bursa'da bir internet sitesinin genel yayın yönetmeni hakkında, Fetullah Gülen'in ölümüne ilişkin kullandığı ifadelerle ilgili soruşturma başlatıldı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci A.K'nın internetten yayın yapan televizyon kanalında sunduğu sabah programında, FETÖ elebaşının ölüm haberini verdikten sonra kullandığı ifadeleri incelemeye aldı. Başsavcılık, genel yayın yönetmeni A.K. hakkında "terör örgütü propagandası yapma" suçundan soruşturma açtı.
Faili meçhullerde FETÖ sahnede
12 Mart muhtırasının ardından Gülen tutuklandı. Muhtıranın ardından hapisten çıkan Gülen, eğitim işlerine girdi. İnsan yetiştirip kamuya yerleştirme tezi üzerine kurduğu örgütünün emellerine ulaşmak için ilk adım olarak 1976 yılında Türkiye Öğretmenler Vakfı’nı kurdu. Öğretmenlik, Fetullahçı Terör Örgütü’nün ana yapı taşı oldu. Gülen soru çalarak devletin, başta TSK olmak üzere, kritik kurumlarına örgüt elemanlarını yerleştirdi.
FUAT DOĞU’DAN ‘ÖZEL’ GÖREV
Gülen, 12 Mart 1971 muhtırasından hemen sonra CHP milletvekili ve iş adamı Ahmet Aydın Bolak, iş adamı Vehbi Koç, MİT Müsteşarı Korgeneral Fuat Doğu ve Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yaşar Tunagür ile biraraya geldi. Bu görüşmeden sonra Gülen'e çok özel bir misyon olarak, 'İslamiyeti kapitalizm ile sentezleme' görevi verildi. Doğu, CIA ajanlığı tescillenen bir isim.
12 EYLÜL’Ü 2 AY ÖNCEDEN HABER VERDİ
Gülen'in 12 Eylül darbesinden 2 ay önceki bir konuşmasında şu ifadeler yer aldı: “Huruç harekatı başlatıldı. Ancak bu harekat 35-40 sene sonra uygulamaya koyulabilecektir. Bugünkü ortamda bu mümkün değildir. Huruç harekâtının başarılı olabilmesi için bütün ülkede, orta ve yüksek öğrenim gören öğrenciler için yurt binalarının açılması, yurtlarda eğitilen öğrencilerin meyvelerini vermesi, kendi fikirlerimiz doğrultusunda çeşitli kitap ve dergilerin basımının gerçekleştirilmesi, özellikle Türkiye'deki öğretmenlerin büyük bir bölümünün kendi yönümüzde faaliyet göstermesi gerekmektedir. “
12 EYLÜL’DEN SONRA GÜÇLENDİ
Gülen, hakkında arama kaydı koyulmasına rağmen, 12 Eylül askeri darbesinin hemen öncesinde, askeri darbelere desteğini vurguladı. Gülen örgütü, askeri darbeden güçlenerek çıktı. Gülen, 80'li yıllardaki 'fiili' mesai arkadaşı Kenan Evren'i yıllar sonra 'cennetlik' ilan etmiş, “Evren paşa, seçmeli din derslerini mecburi yapmakla yararlı bir iş yapmıştır” dedi. 12 Eylül sonrası TSK’ya yerleştirdiği örgüt elemanı subaylar darbe girişimine kalkıştı.
GERİ DÖNMEK İSTEDİ
Şaibeli şekilde yaşını büyüterek elde ettiği vaizlik görevinden 1981 yılında hastalığını bahane ederek istifa eden FETÖ elebaşı Gülen, 5 yıl sonra Diyanet'e göreve dönüş dilekçesi vererek İstanbul merkez vaizliğini istedi. Ancak Gülen’in talebi geri çevrildi. Gülen, 90’lı yıllardaki kritik dönemlerde de rol aldı. 90’lı yıllardaki faili meçhul cinayetlerde Gülen’in örgüt elemanları sahnedeydi. Gülen'in birkaç ay önce ölümle tehdit ettiği Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ı Amerika'nın Houston şehrinde ziyareti ve ortaya çıkan fotoğraf birçok farklı mesajla 'Özal'a hastane baskını' olarak yorumlandı.
TEHDİT ETTİ, ZİYARET ETTİ
Terörist başı 1992 yılında tehdit ettiği dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı ABD’de hasta yatağında ziyaret etti. Gülen, girmek yasak olmasına rağmen Özal uyurken yanına girerek gizlice poz verdi.