Mersin’de 11 Şubat 2015 günü bindiği minibüste şoför Ahmet Suphi Altındöken (26) tarafından vahşice öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın (20) acısı, yıllar geçse de hiç dinmiyor. Katledilişinin üzerinden 6 yıl geçen Özgecan mezarı başında anıldı.
Tarsus ilçesinde 11 Şubat 2015 tarihinde Çağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü 1'inci sınıf öğrencisi Özgecan Aslan, 6 yıl önce Tarsus’taki okulundan evine dönmek üzere bindiği minibüste vahşice katledildi.
Kızlarının Mersin’deki eve dönmemesi üzerine polise başvuran Aslan ailesi, iki gün sonra aldıkları haberle yıkıldı.
Özgecan’ın cesedi, 13 Şubat 2015 tarihinde Tarsus-Ankara karayolu Çamalan köyündeki Cin Deresinde yanmış halde bulundu.
Özgecan, 14 Şubat 2015’te, Mersin ve farklı illerden gelen binlerce kişinin katılımıyla son yolculuğuna uğurlandı. Bindiği minibüste tecavüze direnirken hunharca katledilen 19 yaşındaki Özgecan’ın davası, sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya mal oldu.
- Kadına şiddetin simgesi haline gelen Özgecan, tüm kadın örgütlerini harekete geçirirken, katilleri olan 3 sanığa verilen indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla da benzer davalarda emsal oldu.
Cezaevinde öldürüldü
Sanıklar Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe hakkında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, ayrıca tecavüz ve diğer suçlardan da minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken’e 27, arkadaşı Fatih Gökçe’ye 24 yıl hapis cezası verildi. Ahmet Suphi Altındöken, Adana F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda bir mahkum tarafından 11 Nisan 2016’da öldürüldü.
“Her dakika her saniye Özge’m içimizde”
Her anlarının acıyla geçtiğini belirten anne Songül Aslan, "Yıllarımız acılar içinde geçiyor. Her dakika her saniye Özge’m içimizde. Ölene kadar da bu böyle olacak. Özge’m çok saftı, temizdi, iyi niyetliydi, merhametliydi, okumayı çok severdi. Bizi hiç kırmadı, bir kere bile. Devlet büyüklerimizden idamın, yasanın gelmesini istiyorum, kızlarımız, kadınlarımız katledilmesin.
Buna bir 'dur' denilsin
Suçsuz, günahsız yavrularımız, kadınlarımız katlediliyor. Buna bir ‘dur’ denilsin. Herkes taşın altına elini koysun. Kadın cinayetlerini duydukça çok üzülüyorum, izlemek bile istemiyorum. Televizyonu açıp gördükçe acılarımız aklımıza geliyor. Zaten biz ilaçlarla ayaktayız, psikiyatri, psikolog tedavisi görüyoruz ailece. Çok kötü bir durum. Allah kimsenin başına vermesin. Bütün milletvekillerimize, bakanlarımıza sesleniyorum, taşın altına ellerini koysunlar, artık ‘dur’ desinler bu olaya. İdam gelsin, güzel bir yasa gelsin. Hiçbir cana kıyılmasın” dedi.
“6 yıl dile kolay su gibi gelip geçti ama bizi de deldi geçti”
Baba Mehmet Aslan da “Bugün kızımın vefatının 6’ncı yıl dönümü. 6 yıl dile kolay su gibi gelip geçti ama bizi de deldi geçti. Kadın şiddeti hiçbirimizin istemediği, tasvip etmediği bir olay. ‘Kadına şiddet, kadın cinayeti insanlığa ihanettir demiştir’ cumhurbaşkanımız. Türk kadını bunu hak etmiyor. Türk erkeklerine de sorunların olduğu durumlarda akıllarını ön plana almalarını, daha aklıselim, daha mutedil davranmalarını tavsiye ediyorum. Bu, sadece Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sorunu değil. Bu aynı zamanda küresel bir sorun, diğer ülkelerde de durum aynı. Güçlü olan hegemonyasını şiddetten yana kullanan erkekler maalesef bütün dünyada şiddete başvurarak bu zulmü utanç verici bir şekilde sürdürmekteler” ifadelerini kullandı.
“Türk halkı somut sonuç bekliyor”
Kadına şiddet uygulayanların en ağır cezaya çarptırılmalarını isteyen Aslan, “Gönlümüz istiyor ki, en ağır cezayla hatta idamla cezalandırılsınlar ama bunun da bir çözüm olmadığını düşünüyorum. Kim ister ki bunu, çünkü birini öldürdüğü zaman kendini de öldürmüş oluyor. Bir anlık öfke, bir anlık gaflet neticede onlarca insanın hayatını mahvediyor. Bu anlamda devletimiz, cumhurbaşkanımız, devlet büyüklerimiz ellerinden geleni yapıyorlar ama Türk halkı biraz daha somut bir sonuç bekliyor” şeklinde konuştu.
“Hatırladıkça kahroluyoruz”
Özgecan’ın hayata bakışını ve yapmak istediklerini anlatan Aslan, “Güzel yavrum, vefatından kısa bir süre önceydi ‘Dünyanın en iyi psikoloğu olacağım baba. Bütün hastaları iyileştireceğim’ diyordu. Yavrum vefatıyla hastaları iyileştirdi aslında. Yavrumun özellikle kanserli çocuklarla ilgili LÖSEV’e büyük hassasiyeti vardı. Biz bunları hatırladıkça, bunlar aklımıza geldikçe kahroluyoruz. Özge’mi anmadığımız, düşünmediğimiz, kalbimizden geçirmediğimiz bir dakika bile yok. Allah, bütün öldürülmüş, katledilmiş kadınlarımızın, kızlarımızın annelerine, babalarına yardım etsin, sabır versin” diye konuştu.
Bakan Selçuk, Özgecan Aslan'ı andı
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Özgecan Aslan'ı andı.