Türkiye, Suriye’de güvenli bölge kurma teklifini ilk olarak 6 yıl önce gündeme getirdi. Erdoğan 2013’teki ABD ziyaretinde dönemin ABD Başkanı Obama ile yardımcısı Joe Biden’a “Suriyeli mültecileri korumak ve göç akınını önlemek için güvenli bölge kurulması”nı teklif etti.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye kuzeyinde ‘güvenli bölge’ oluşturma önerisi Türkiye’nin 6 yıldır dile getirdiği planın tekrarı oldu. Trump’ın selefi Barack Obama tarafından rafa kaldırılan öneriyi Cumhurbaşkanı Erdoğan birçok kez gündeme getirmişti. Sığınmacıların yaşayabileceği güvenli alan önerisini destekler gibi görünen ancak kurmayı planladığı terör koridoruna tehdit oluşturacağını fark edince bu plandan vazgeçen Washington yönetimi, aradan geçen 6 yılın ardından kasedi başa sarmış oldu. Sözkonusu plan, ilk kez Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 2013 yılı mayıs ayında gündeme getirildi. ABD ziyaretinde dönemin başkanı Barack Obama ile yardımcısı Joe Biden’a ‘Suriyeli mültecileri korumak ve göç akınını önlemek için güvenli bölge kurulması’ teklifinde bulunan Erdoğan, ABD’den dönüş yolunda şunları söylemişti:
35 KM DERİNLİKTE
- “1,5 milyon mülteci Türkiye’ye girmiş vaziyette. Onun için de bizim üzerinde ısrarla durduğumuz konu, uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge ilanı, eğit-donat konusu. Bütün bunlara yönelik öyle zannediyorum mutabakat sağlanacaktır. Şu anda görüşmeler devam ediyor. Kendi içimizde de görüşmeler yapıyoruz. Bizim her şeye hazırlıklı olmamız lazım. Tampon demeyelim, güvenli bölge demek daha isabetli olur; Suriye tarafında bir güvenli bölge.” Suriye’nin kuzeyinde 30-35 kilometre derinliğinde olması ve mültecilere yaşam alanı kurulmasını öngören güvenli bölge teklifine o dönem Almanya Başbakanı Angela Merkel ve dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da ‘destek verir gibi’ görünmüştü. Fakat süreç boyunca Batılı ülkeler Türkiye’yi hep oyaladı.
HAREKÂT PLANI HAZIRDI
Dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve komuta kademesi güvenli bölge için askeri harekât planları da hazırladı. O dönem basına yansıyan bilgilere göre Özel ve kuvvet komutanları Bakanlar Kurulu’na yaptığı sunumda şu ifadeleri kullandı: “Birinci önceliğimiz uçuşa yasak bölge değil, ‘güvenli bölge’ olmalı. Çünkü uçuşa yasak bölge Esed yönetiminin hareket kabiliyetini kısıtlar. IŞİD ve PYD’nin elinde uçak yok. Tehdit karadan geliyor. IŞİD ve PYD, karada çarpışıyor, bu büyük göç dalgaları halinde Türkiye’ye yansıyor. Koalisyon ülkeleri ‘güvenli bölgeler’ kurulmasına destek vermezse Türkiye, tek yanlı olarak kendi güvenliğini gerekçe göstererek Suriye içinde ‘güvenli bölge’ ilan etmeli. Bu durumda en fazla 3 ya da 4 bölgede güvenli bölge ilan edebiliriz. Bunlar Ayn el-Arab, Tel Abyad, sınır kapılarımızın Suriye tarafları...”
- Kontrol bizde olacak
- Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Suriye’de kurulacak güvenli bölgenin kontrolünün Türkiye’de olacağını vurguladı. Kalın, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu. Güvenli bölgeye Mehmetçik’in konuşlanacağını, istihbari faaliyetlerin yanı sıra yerel halkın da sürece dahil edileceğini kaydeden Kalın şöyle devam etti: Cerablus-El Bab hattında, Afrin'de ve oradan İdlib'e uzanan coğrafyada bu gerçekleştirilmiş durumda. Adına güvenli bölge denmese de şu anda fiilen orada Türkiye'nin kontrolünde bir güvenli bölge hattı var. Baktığınız zaman bu saydığım coğrafya içerisinde ne rejim unsurları var ne PKK/PYD/YPG unsurları var ne de DEAŞ unsurları var. Buralar güvenli bir bölge halinde yerel halk, yerel kent konseyleri tarafından yönetilmekte. Benzer bir model Münbiç'te ve Fırat'ın doğusunda da rahatlıkla uygulanabilir.