Bugün devletin millete savaş açtığı 28 Şubat’ın yıldönümü. Postmodern darbede sadece sivil siyaset değil ordu da yeniden dizayn edildi. Dindar subaylar namaz kıldığı ya da içki içmediği için ihraç edilirken FETÖ’cüler orduda yükseldi.
28 Şubat postmodern darbesi, sivil siyasetin yanısıra ordunun yeniden dizayn edilmesinde de milat oldu. NATO, TSK içindeki faaliyetlerini FETÖ’ye ihale etmeye karar vermişti. TSK yeniden dizayn edilecekti. FETÖ’nün TSK’ya sızma faaliyetlerinin hazırlıkları 1971 yılından itibaren başlatılmış, uygulama planı ise 12 Eylül askeri darbesiyle devreye sokulmuştu.
Ele geçirdiği askeri okul sınav sorularıyla orduya sızan FETÖ’cülerin en büyük kadrolaşması 28 Şubat’la gerçekleşti. FETÖ’nün askerleri milli ve muhafazakar kadroları cemaat üyesi olmakla yaftalayıp ihraçlarla kendine alan açarken, bir yandan da erken terfi ve yüksek disiplin notlarıyla başarı basamaklarını hızla tırmandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 15 Temmuz raporunda darbeci subay/astsubaylara yönelik ortaya koyduğu veriler, bu tabloyu rakamlarla teyit etti.
28 Şubat cuntacıları FETÖ’cüleri hızla terfi ettirirken, bir yandan da sözde FETÖ ile mücadele ediyordu. O dönemki ihraçlar adeta FETÖ’ye alan açmak için kullanıldı. Asıl FETÖ’cüler takıyye ile kendilerini gizlerken, dürüst ve dindar insanlar sırf namaz kılıp oruç tuttukları için ordudan uzaklaştırıldı. Adaleti Savunanlar Derneği’nin (ASDER) yaptığı çalışmada, o dönem TSK’dan ilişiği kesilmiş kişilerin çoğunun, hain yapılanma ile hiçbir ilgisinin olmadığı tespit edildi.
28 Şubatçılar sözde irticai yapılanmalarla mücadele ederken, kamuoyuna yansıyan gelişmeler ise tam aksi yöndeydi. Dönemin Genelkurmay Başkanı cuntacı Org. İsmail Hakkı Karadayı, Gülen’in okullarını tanıtan imamları karargahtaki makamında ağırlayarak başarılarından duyduğu gururu paylaşıyordu. Karadayı, “Genelkurmay Karargahına kolay kolay girilmez.Ancak sizlerin bu başarısı benim kapılarımı açtı” diyordu. Karadayı, örgütün üst düzey yöneticilerine de plaket vermişti.
Fetullah Gülen, 28 Şubat darbesini duyunca Amerika’ya gitti. Amerika’dayken dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’e bir mektup yazarak methiyeler düzdü. Batı Çalışma Grubu’nun fikir babası olan Çevik Bir, o dönem Gülen örgütüyle mücadele edilmediğini, hatta örgütün TSK içinde palazlandığını, yıllar sonra 28 Şubat duruşmasında şöyle itiraf etti: “Biz yalnız bırakıldık. Genelkurmay Başkanımız bizi yalnız bıraktı. Meclis Soruşturma Komisyonu’nda ifade verdikten sonra yalnız bırakıldığımızı anladık.”
Fetullah Gülen, Amerika’ya gittikten 3.5 ay sonra, Süleyman Demirel’in ‘tehlike geçti, dön artık’ çağrısı üzerine Türkiye’ye döndü. Ancak TSK içindeki görevi büyüktü. Kısa bir süre sonra bu kez dönmemek üzere ve Amerika’ya gidecek ve oraya yerleşecekti. O tarihten sonra da 15 Temmuz darbe girişimine kadar Pensilvanya’dan sivil imamları vasıtasıyla orduyu şekillendirdi.
15 Temmuz yaşanmasa, 2018’de TSK’yı tamamen ele geçireceklerdi
FETÖ TSK’ya, 1986 yılında Askeri Liselere giriş sınavı öncesi Türkçe sorularını, Harp Okullarına girdiği yıl olan 1990 yılında ise Harbiye giriş sınavı sorularını çalarak neredeyse kitlesel olarak sızdı. Bu tarihten sonra da her yıl soru çalmak suretiyle FETÖ üyeleri peyderpey TSK’ya sokuldu. 15 Temmuz darbe girişimine kadar neredeyse FETÖ üyesi olmayan kimse bu okullara giremiyordu. FETÖ’nün TSK’ya en fazla eleman yerleştirdiği dönem ise 2007-2013 yılları arası oldu.
15 Temmuz sonrası FETÖ ile iltisakları sebebiyle TSK’dan ihraç edilen subaylar arasında albay ve kurmay albay rütbesinde 1994 devresi yüzde 26.7’lik oranla ilk sırada, yüzde 17.9’luk oranla 1993 devresi ise ikinci sırada yer aldı. 1994 Harp Okulu mezunları 15 Temmuz darbe girişiminde etkin rol oynadı. 15 Temmuz sonrası yapılan analizler; 28 Şubat cuntacılarının FETÖ ile mücadele etmedikleri, tam aksine FETÖ’cüleri koruyup kolladığını ortaya koydu.
FETÖ İŞGALİ 15 TEMMUZ'LA BİTTİ
FETÖ’nün TSK’yı işgali 15 Temmuz’da kesintiye uğramasa, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında 1993 ve 1994 devresindeki FETÖ'cülerin hepsi general olacak, 2016-2017 ve nihayet 2018 YAŞ’ında en az 8 orgeneral, 15-20 korgeneral sayısına ulaşıp tümgeneral ve tuğgenerallerin tamamını oluşturarak, TSK’da Genelkurmay Başkanlığı da dahil Kuvvet, Ordu, Kolordu ve Tugay komutanlıkları ile icracı karargah komutanlıklarını ele geçirebilecek sayı ve etkinliğe ulaşacaklardı.