Demokratik yönetimi rafa kaldırmayı hedefleyen ve bu emellerini 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde 251 kişiyi şehit ederek gerçekleştirmek isteyen Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hain planında olayların merkez üssü Ankara oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin dört bir tarafında demokrasiye sahip çıkmak için meydanlara inen vatandaşlar, canlarını hiçe sayarak tankların üzerine çıktı, namlunun önüne durdu ve hain darbe girişimini bertaraf etti.
Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ mensubu ve bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8 binin üzerinde askeri personelin, savaş uçakları da dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank 246 zırhlı aracın ve 4 bine yakın hafif silahın kullanıldığı darbe girişimi Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak düştü.
Girişimin yönetim merkezi Akıncı Üssü'nün de bulunduğu başkentte 15 Temmuz 2016'da "kara" bir gece yaşandı.
Ayrıca kentin farklı yerlerindeki birçok birlikteki tank ve zırhlı araçlar da kışla dışına çıktı.
Ertesi gün öğle saatlerine kadar süren olaylarda vatandaşlar kahramanca direndi.
Darbe girişimi günü saat 16.16'da MİT Müsteşarlığına giden Kara Havacılık Komutanlığında görevli bir subay, FETÖ üyesi askerlerin Müsteşar Hakan Fidan'ı almak üzere kuruma saldırıda bulunacağını ihbar etti. MİT yetkililerinin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'i telefonla bilgilendirmesinin ardından bir MİT Müsteşar Yardımcısı ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan ayrı ayrı Genelkurmay Başkanlığına geldi.
FETÖ'cüler karargahtaki hareketliliği görüp paniğe kapılarak, ertesi gün saat 03.00'te başlamasını planladıkları girişimi 15 Temmuz saat 20.30'a çekmeyi kararlaştırdı.
MİT Müsteşarı Fidan'ın Genelkurmay'dan ayrıldığı dakikalarda, karargahdan yaklaşık 50 kilometre uzaktaki Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında darbe hazırlıkları için toplanan 33 Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personeli Genelkurmay'a doğru otobüsle yola çıktı.
Dönemin Genelkurmay Stratejik Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli, saat 21.00'de makam odasına girdiği Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar'a, "Komutanım operasyon başlıyor, herkesi alacağız, taburlar tugaylar yola çıktı." sözleriyle darbeyi tebliğ etti. Girişimi desteklemeyeceğini belirterek söylenenlere tepki gösteren Akar'ın ağzı ve burnu darbeci askerlerce kapatıldı, elleri plastik kelepçeyle bağlandı.
Karargaha dönen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, beraberindeki Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar ve emir subayı Yunus Can, Akıncı Üssü'nden gelen darbeci ÖKK personelince derdest edildi. Çolak'ın koruma astsubayı Piyade Başçavuş Bülent Aydın, olaya müdahale etmeye çalışırken şehit edildi.
Bu sırada darbeci pilotların havalandırdığı uçaklar, Ankara semalarında alçak uçuşa başladı. Polatlı 58. Topçu Er Eğitim Tugayı ve Topçu Füze Okulu, Mamak 28. Mekanize Piyade Tugayı, Beytepe Jandarma Eğitim ve Okullar Komutanlığı, Kara Havacılık Komutanlığı, Harp Okulları Komutanlığı, Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığı, Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki darbeciler de harekete geçti. Birçok tank, zırhlı personel taşıyıcı ve diğer araçlarla binlerce asker kışlaların dışına çıktı. Kuvvet Komutanlıklarındaki darbeciler de hareketlendi.
Herkes askeri hareketliliği anlamaya çalışırken dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, saat 23.02'de televizyon kanallarına bağlanarak, bir kalkışma ihtimali üzerinde durduklarını söyledi. Yıldırım, "Bu kanunsuz eylemin içerisinde olanlar en ağır şekilde bedelini ödeyecekler" dedi.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Akar, saat 23.03'te Genelkurmay Başkanlığı bahçesinde bulunan helikopterle Akıncı Üssü'ne götürüldü. Derdest edilen Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ile Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar, Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu'nun da arasında bulunduğu birçok general Ankara, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ve bazı komutanlar ise İstanbul'dan alınarak Akıncı Üssü'ne götürüldü.
TSK içinde hareketlilik olup olmadığını öğrenmek için akşam saatlerinde Jandarma Genel Komutanlığına giden Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan ve koruması ise derdest edilerek komutanlıkta tutuldu.
Şehir merkezinde bu olaylar yaşanırken FETÖ mensubu darbecilerin kullandığı F-16, saat 23.18'de Gölbaşı'ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığına bomba attı, 7 kişi şehit oldu, 5 kişi yaralandı.
16 Temmuz'un ilk saniyelerinde Gölbaşı'ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Daire Başkanlığı da bombalandı, 44 polis şehit oldu, 36 kişi yaralandı.
Darbecilerin bulunduğu helikopterler, Yenimahalle'deki MİT yerleşkesini tararken Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndan TRT'ye giden darbeciler saat 00.13'te canlı yayında zorla darbe bildirisi okuttu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan saat 00.24'te CNN Türk kanalına bağlandı. Görüntülü telefon aramasıyla bağlantıda Erdoğan "Bu gelişme gerçekten Türk Silahlı Kuvvetlerimizin içindeki bir azınlığın, ne yazık ki kalkışma hareketidir ve bu malum yapıya ait paralel yapılanmanın teşvik ettiği üst akıl olarak onların kullandığı bir harekettir." dedi.
Milleti, darbecilere karşı durmak üzere meydanlara çağıran Erdoğan'ın bu çağrısı karşılık buldu. Vatandaşlar Genelkurmay Başkanlığının çevresindeki İnönü Bulvarı ve Milli Müdafaa Caddesi ile Kızılay Meydanı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, AK Parti Genel Merkezi ve Jandarma Genel Komutanlığı civarı başta olmak üzere meydan ve caddelerde toplanmaya başladı. Kışladan çıkan askerlere tepki gösteren vatandaşlar mücadeleye girişti.
Polatlı'da kışlalarından çıkarak Ankara'ya doğru hareket eden askeri araçların önünü kesen vatandaşlar, araçların bir kısmının kışlalarına dönmesini sağladı. Kazan halkı da Akıncı Üssü çevresinde toplandı. Bu sırada 8 vatandaş FETÖ'cülerce şehit edildi.
Darbenin yönetim merkezi Akıncı Üssü'nden mühimmat yüklü halde kalkan uçaklar, sonik patlamalarla vatandaşları ürkütmek için ses hızının üzerinde seyretmeyi sürdürdü. Darbeciler bir yandan da Kara Harp Okulunda eğitim gören kursiyer askerleri helikopterlerle Genelkurmay Başkanlığına taşıdı.
Yenimahalle'deki Ankara Emniyet Müdürlüğü binasına saat 00.56'da iki, 01.08'de ise bir bomba daha atıldı. Saldırıda iki vatandaş şehit düştü, 39 kişi yaralandı. Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde zırhlı araçlarda bulunan darbecilerin faaliyetleri sonucu da 8 vatandaş şehit oldu.
Darbe faaliyetleri için Özel Kuvvetler Grup Komutanı Tuğgeneral Semih Terzi ve beraberindeki ÖKK askerlerini Diyarbakır'dan taşıyan uçak, saat 01.13'te Etimesgut Havalimanı'na indi. Terzi ve ekibi, buradan helikopterlerle Gölbaşı'ndaki ÖKK karargahına hareket etti.
Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın, "Sana tarihi bir görev veriyorum. Semih Terzi darbeci bir haindir, vatan ve millet adına Semih Terzi'yi öldür. Bunun sonunda şehadet var. Hakkını helal et." dediği ÖKK'da görevli Astsubay Ömer Halisdemir, ÖKK karargahına gelen Tuğgeneral Terzi'yi vurarak öldürdü. Ancak Halisdemir de Terzi'nin ekibindeki darbeci askerlerce şehit edildi.
TBMM'de temsil edilen tüm siyasi partilerden milletvekilleri, demokrasi ve Meclise sahip çıkmak üzere TBMM Genel Kurul salonunda saat 01.39'da toplandı.
Genelkurmay önünde toplanan, tanklar ve zırhlı araçların önünü kesen ve üstlerine çıkan vatandaşlar, saat 02.21'de Genelkurmay'a girdi. Ancak darbeciler, vatandaşlara ateş açtı.
Genelkurmay Başkanlığı ile Jandarma Genel Komutanlığı civarında seyreden helikopterlerden de vatandaşlara ateş açıldı. Genelkurmay Başkanlığının içi ile karargah çevresinde darbecilere karşı koymaya çalışan 38 kişi ateşli silah ve helikopter saldırıları sonucu şehit oldu.
Ayrıca Akay Kavşağı'nda tankın üzerinden düşen iki, Dikimevi'nde ise ateşli silahla vurulan bir vatandaş hayatını kaybetti.
Havada bulunan F-16'ların birinden saat 02.35'te Genelkurmaya birkaç yüz metre mesafedeki TBMM'ye bomba atıldı.
Aynı dakikalarda, TRT Genel Müdürlüğü binasını ele geçirmeye çalışan FETÖ mensubu askerler gözaltına alınmaya başlandı. Kurumun yayını saat 03.00'te normale döndü.
Darbeci pilotlarlar Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT tesislerine 4, TBMM'ye iki bomba daha attı. TBMM'ye atılan bombalar 32 kişiyi yaraladı. Darbe girişiminin ardından yapılan tespite göre, Meclis'te yaklaşık 20 milyon liralık hasar meydana geldi.
Bu sırada Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Meclis kürsüsünden, "Meclis burada dursun, burayı kapatıp aşağıya (sığınağa) gidersek bu millet meydana gelmez, bu millet 'Meclis bunlardan korktu' der. Bizim burada yapacağımız şey burada ölmektir." dedi.
Jandarma Genel Komutanlığı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve AK Parti Genel Merkezi civarındaki eylemler sırasında biri tankın üzerinden düşen, diğerleri ateşli silahlarla vurulan 14 vatandaş şehit oldu.
Darbeci askerlerden bir kısmı gözaltına alınmaya başlanırken, darbenin idare merkezi konumundaki Akıncı Üssü'nün elektrikleri saat 04.29'da kesildi.
Darbeciler günün aydınlanmasıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesini hedef aldı. Darbe girişimi içinde yer alan pilotların kullandığı F-16'ların birinden saat 06.19'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınındaki köprülü kavşak ve otoparka iki bomba atıldı. Burada 15 kişi şehit edildi, 7 kişi yaralandı.
Darbeci pilotların Ankara üzerindeki uçuşlarının sabah saatlerinde de devam etmesi üzerine darbe girişiminde yer almayan uçaklar, üsteki çeşitli noktaları vurarak darbecilerin uçaklarının kalkışının önüne geçti.
Halk ve polisin mücadelesi sonucu darbecilerin mukavemetlerinin kırılmasının ardından Akıncı Üssü'nde tutulan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, saat 08.26'da helikoptere binerek, Çankaya Köşkü'ne hareket etti.
Özel harekat polisleri sabah saatlerinde Jandarma Genel Komutanlığını ele geçirdi. Ancak bundan kısa süre önce, akşam saatlerinden o saate kadar burada alıkonulan Turgut Aslan ve koruması Hasan Gülhan, yemekhane bölgesinin arka tarafında başlarından vuruldu. Gülhan şehit olurken, Aslan ağır yaralandı.
Darbe girişiminin başarısız olacağını anlayan askerler, sabah saatlerinde Genelkurmay karargahından çıkarak polise teslim olmaya başladı. Kısa süre sonra özel harekat polisleri de Genelkurmay kışlasına girdi.
Başbakan Binali Yıldırım, saat 12.57'de Çankaya Köşkü'ne geldi. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile kameraların karşısına geçen Yıldırım, teşebbüsün bastırıldığını resmen duyurdu.
İstanbul'da stratejik bölgeleri hedef alan darbeciler önce şehrin iki yakasını bağlayan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerini saat 22.00 sıralarında tek taraflı trafiğe kapattı.
Sosyal medyada Ankara ve İstanbul başta olmak bazı şehirlerde patlama ve silah sesleri duyulduğu haberleri yer aldı.
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın bir televizyon kanalına bağlanarak olayları "kalkışma" diye nitelemesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da askeri kalkışmaya tepki gösterdi ve halkı meydanlara davet etti.
Bu çağrı Ankara'da olduğu gibi İstanbul'da da karşılık buldu, binlerce vatandaş Boğaziçi Köprüsü'ne akın etti. Köprüyü geçmeye çalışan vatandaşlara darbeci askerlerce ateş açıldı. Tankın da kullanıldığı saldırılarda aralarında polis memurları Münür Alkan, Kemal Tosun, reklamcı Erol Olçok, 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişi şehit oldu. Askerler, halkın direnişini kıramadı, sabaha karşı teslim olmak zorunda kaldı.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün Anadolu Yakası tarafı giriş kısmında ise 3 vatandaş şehit oldu.
Kuleli Askeri Lisesi'nde saat 20.00 sıralarında alarm verildi. Hazırlıkların ardından askeri kamyonlar Boğaziçi Köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Kandilli-Beykoz istikametine hareket etti. Okul önündeki bazı yayalar da derdest edildi.
İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, kolluk kuvvetlerine bulundukları noktaları korumaları, darbecilere direnç göstermeleri konusunda talimat verdi. Bunun üzerine Çengelköy Polis Merkezi Amirliğinde görevli polisler, polis otolarıyla karakolun kapısını kapatacak ve yolu kesecek şekilde park ederek tertibat aldı. Bölgeye gelen darbeciler, sıkıyönetim ilan edildiğini ileri sürerek yolun açılmasını istedi. Halkın ve polisin direnç göstermesi üzerine havaya ateş açarak Kuleli Askeri Lisesine kaçtı.
Bir kısım rütbeli emre uyarak sivil vatandaş topluğunun üzerine doğru uzun namlulu piyade tüfekleri ile ve etkili mesafeden ateş etmeye başladı. Açılan ateş sonucu bazı vatandaşlar yaralandı ve topluluk Polis Merkezi istikametine yöneldi.
Çengelköy Polis Merkezinden kalkışmanın hukuksuz olduğu yönündeki çağrılara rağmen çöp konteynerlerini siper alan darbeciler, ihtilal yaptıklarını belirterek polislere teslim olmalarını isteyip ateş açtı. Polisler de ateşe karşılık verdi.
Çıkan silahlı çatışma sonrasında Çengelköy Polis Merkezi önünde toplanan vatandaşların bir kısmı ara sokaklara, bir kısmı ise Çengelköy Işıklar mevkisine doğru gitti. Polisler sayıca az olmalarına karşın darbecileri merkeze sokmadı. Darbeci askerler ise vatandaşlara ateş etmeyi sürdürürken bazı vatandaşları kelepçeledi.
Darbeciler, Çengelköy Işıklar Bölgesi'nde sivil vatandaşlara uzun namlulu silahlarla ve etkili mesafeden ateş etmeye devam etti. Polis ve vatandaşın direnci ile darbeciler, darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını anlayınca saat 05.48 sıralarında geri çekilme kararı aldı. Kelepçelenen vatandaşlar polisler tarafından serbest bırakıldı. Olaylar sonucunda gazeteci Mustafa Cambaz, Kader Sivri, Burak Cantürk, Fatih Dalgıç, Gökhan Esen, Halil Kantarcı ve Osman Yılmaz şehit oldu, 62 kişi de yaralandı.
Kurmay Albay Nizamettin Aydın komutasındaki 90 asker, 22.30'da İstanbul Valiliğine gitti. Valilik önündeki nöbetçi kulübesindeki polislere, "Ordu adına geliyoruz. Silahlarınızı teslim edin." diyen askerlere polisler, "Bize böyle bir emir gelmedi." karşılığını verdi. Albay Nizamettin Aydın, polisin elindeki MP5 silahı çekerek alınca polisler de buradan ayrıldı. Askerler binaya girdi.
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Cengiz Demircan, halkın Valilik önünde toplanmasını sağladı. Kalabalığın artması üzerine darbeci askerler binayı terk etmek zorunda kaldı. Haliç Köprüsü'nde polis tarafından önü kesilen darbeciler gözaltına alındı.
Darbeci askerler, Atatürk Havalimanı da ele geçirmek istedi. Havalimanına giriş çıkışlar saat 22.15 itibarıyla kapatıldı. Uçuş kontrol kulesini ele geçiren darbeciler, tüm uçuşları durdurdu. F-16 savaş jetleri ile havalimanı üzerinde alçak uçuş yapılarak yolcu uçaklarının iniş-kalkış yapmaları engellendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla havalimanına gelen binlerce kişinin üzerine ateş açıldı. Pistte bulunan 17 yaşındaki Mahir Ayabak şehit düşerken, onlarca kişi yaralandı. Halkın direnişi karşısında askerler burayı terk etmek zorunda kaldı.
Atatürk Havalimanı'nda yaşananlara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 1 üsteğmen, 3 uzman ve 7 er gözaltına alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, saat 03.20'de uçakla Atatürk Havalimanı'na geldi. Erdoğan, kendisini karşılayan kalabalığa "Milletin üzerinde hiçbir güç yoktur. Bu bir ayaklanma, ihanet, vatana ihanet hareketidir. Bunun bedelini çok ağır ödeyecekler." diye seslendi.
Darbecilerin polise yönelik İstanbul'daki ilk hedef noktası Bayrampaşa'daki Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü oldu. Buraya saat 22.20 civarında ulaşan askerler, polise "teslim olun" çağrısı yaptı, polis teslim olmadı. Saat 00.30'dan itibaren burada toplanmaya başlayan vatandaşlar askerlere tepki gösterdi. Askerler havaya ateş açarken vatandaşların tepkileri daha da arttı. Çıkan olaylarda Ümit Yolcu şehit olurken, 16 kişi yaralandı. Askerler, vatandaşların artan tepkisi üzerine burayı terk etmek durumunda kaldı.
Vatan Caddesi'nde AK Parti Fatih İlçe Başkanlığı önünde meydana gelen olaylarda Mehmet Güder şehit oldu.
AK Parti İl Başkanlığı da darbecilerin hedefindeydi. 47. Piyade Alayından tam teçhizatlı ve mühimmatlı olarak saat 22.00-22.15 sıralarında hareket eden askerler, saat 23.15 sıralarında il başkanlığına ulaştı.
Polisleri "Bundan sonra buranın güvenliğini biz alacağız." diyerek uzaklaştıran darbeci askerler, daha sonra binayı işgal etti. Darbecilerle güvenlikçiler arasında tartışma yaşandı. Bir süre sonra halk, bina önüne toplanmaya başladı. AK Parti'li bazı belediye başkanları ile milletvekili Metin Külünk de bina önüne geldi. AK Parti İl Başkanlığı önünde biriken halkı dağıtmak isteyen darbeciler, havaya ateş etti. Darbeci binbaşı Faruk Şimşek de orada bulunan erlere şarjör takmaları ve ateş etmeleri yönünde emirler verdi. Bazı askerler de havaya ateş etti. Askerler sabaha doğru olay yerine getirtilen otobüslerle kışlalarına gönderildi. Olay yerinde bir vatandaş itiş kakış sırasında yaralandı.
İstanbul'da önemli yerleri işgal girişiminde bulunan darbecilerin Vatan Caddesi'ndeki işgal girişimi başarıya ulaşamayınca polis anonslarla halkı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önüne yönlendirdi. Vatandaşlar belediye binasını işgale gelen darbeci askerleri protesto etti. Halkın üzerine ateş açan darbeciler, Prof. Dr. İlhan Varank'ın da aralarında bulunduğu 14 kişiyi şehit etti.
İstanbul'un kalbi Taksim Meydanı'na Hasdal Kışlası'ndan bir grup asker geldi. Anıt ve çevresini, daha sonra Taksim Meydanı'na gelen noktaları kontrole başlayan askerler burada da halkın tepkisiyle karşılaştı. Direniş karşısında sıkışan ve sadece anıt çevresinde toplanan askerlere destek amacıyla Hasdal Kışlası'ndan yine asker sevk edilmek istendi. Ancak vatandaşların kamyon ve diğer araçlarıyla yolları kapatması nedeniyle asker sevkiyatı gerçekleşemedi. Taksim Meydanı'nda halk ve polisle karşı karşıya gelen darbeci askerler, 39 kişiyi yaraladı.
İstanbul'da darbe girişimine tepki gösteren binlerce kişi de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın evinin bulunduğu Üsküdar'da toplandı. İstanbul'un pek çok yerinde olduğu gibi Üsküdar'da da askerlerle vatandaşlar karşı karşıya geldi. Tankın iki kez üstünden geçtiği Sabri Ünal, olayı sadece bir kolundan yaralanarak atlattı.
İstanbul'un birçok noktasını 3 bine yakın kamerayla kayıt altına alan ve anlık olarak MİT'e ileten İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) de darbecilerin hedefi oldu.
Saat 21.15 sıralarında AKOM'a giren darbeci askerler, görevlileri etkisiz hale getirip dışarı çıkardı. Darbeci askerler, binada kilitli odaların kapılarını kırarak arama yaptı. Askerler, bilgisayarların ve elektronik eşyaların fişlerini çekti, server odalarına girerek sistemi engellemeye, kamera ve ekranları devre dışı bırakmaya çalıştı. Bunu başaramayan askerler, teknik ekip çağırdı.
AKOM yetkilileri, kritik öneme haiz AKOM binasına darbecilerce zarar verilmesini engellemek ve üzerlerinde psikolojik baskı kurmak amacıyla AKOM binasına itfaiye araçlarını çağırdı. Gelen itfaiye araçlarından yaklaşık bir saat boyunca telkin edici anonslarda bulunuldu.
Eyüp İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri saat 06.00 sıralarında AKOM'a geldi. İlçe Emniyet Müdürü İsmail Dinçer Öğüt megafonla "teslim olun" anonsu yaptı. Darbeciler teslim olmayacaklarını beyan ederken keskin nişancılar çatıya yerleştirilerek operasyon hazırlıkları yapıldı. Bu görüşmelerin akabinde Mustafa Kubilay ve diğer subaylar ellerinde bulunan A4 kağıdı ebatındaki belgeleri yakarak imha etti. Kubilay, askerleri binanın alt katında topladı ve erlere de terasa çıkmaları emrini verdi. Akabinde emniyet personeli olan keskin nişancıların çatılara yerleştirilmesi üzerine umudunu yitiren Kubilay, "Gururumuzu kırmadan teslim alırsanız mutlu oluruz" dedi. Askerler, yanlarında getirdikleri çantalardaki sivil kıyafetlerini giyerek, silahsız, elleri başlarının üzerinde, binaya doğru diz çökmüş bir vaziyette emniyet güçlerine teslim olmak zorunda kaldı.
Acıbadem'deki Türk Telekom Hizmet Binası'nın önüne saat 22.30 civarında gelen darbeci kurmay yüzbaşı Mehmet Karabekir yönetimindeki askeri birlik, binanın önünde, etrafındaki yol ve caddenin köşelerinde konuşlanarak giriş-çıkışı durdurdu. Acıbadem Türk Telekom binasını darbecilerin ele geçirdiğini öğrenen vatandaşlar, kısa bir süre sonra Türk Telekom civarında toplanmaya başladı. Kolluk görevlileri de olay yeri ve civarına gelerek, darbeci askerlere müdahale etmeye çalıştı.
Karabekir, bölgeye ulaşan ya da tesadüfen oradan geçmekte olan vatandaşlara, "Asker yönetime el koydu haberiniz yok mu? Evlerinize gidin" diyerek tehditte bulundu. Karabekir, buradan ayrılmayan vatandaşlara ateş açtı.
Üsküdar ilçesi Acıbadem Mahallesi Muhtarı Mete Sertbaş, Türk Telekom Bölge Müdürlüğü önüne geldi. Askerleri sakinleştirmeye çalışan Sertbaş, bunda başarılı olamadı. Karabekir'in silahını kendisine doğrultması üzerine Sertbaş, "Beni mi vuracaksın?" diye sordu. Karabekir de "Evet seni vuracağım" diyerek yakın mesafeden Sertbaş'a ateş etti. Vatandaşların karnından yaralanan Sertbaş'a müdahalesine de havaya ateş ederek izin vermeyen Karabekir, askerlere, "Böyle olacaksınız, af yok. Birini vurdum, diğerleri dağıldı." şeklinde sözler söyledi.
Yaklaşık 45 dakika kadar sonra doktor olduğunu söyleyen bir kişi Sertbaş'ın yanına giderek müdahalede bulundu. Vatandaşların bir araçla Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdüğü Sertbaş, hastaneye varamadan şehit oldu.
Olaylarda Murat Mertel, Muhammet Fazlı Demir, Orhun Göytan, Şirin Diril ve Murat Naiboğlu da şehit düşerken, 18 kişi de çeşitli yerlerinden yaralandı. Darbeci askerlerden Karabekir, olay yerine gelen güvenlik kuvvetlerince etkisiz hale getirildi.
Darbe girişiminin başarısız olduğunu anlayan bazı darbeci askerler, zırhlı araçlarla buradan kaçarken bazıları da teslim oldu.
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki kanlı darbe girişiminde darbeci askerlerin hedefindeki en önemli adreslerden birisi de basın yayın organları oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CNN Türk'e "FaceTime" üzerinden bağlanarak halkı sokağa davet etmesi üzerine darbeci askerler harekete geçti. Darbecilerin kurduğu "WhatsApp" grubunda, "Bu TV'lerin susturulması gerekiyor", "Çamlıca'daki antenlere müdahale edilmeli", "Çamlıca Tepesi'ni gören tanklar antenleri vursunlar", "NTV için ekip gitti, Selimiye'ye hava aracı olursa medyaya müdahale edecek ekip var" gibi paylaşımlarda bulunuldu.
CNN Türk, Kanal D ve Hürriyet binalarının işgal edilerek yayının kesilmesine karar verildi. Bu amaçla darbeci albay Ahmet Zeki Gerehan, CNN Türk binasının boşaltılması ve yayının kesilmesi emrini verdi. Erlere bir binaya gidileceği, 2-3 kişi alınarak çıkılacağı söylenerek, üstlerine gelen olursa ayağına, daha da yaklaşan olursa üstüne doğru ateş etmeleri emredildi. Helikoptere binen 14 darbeci asker, saat 03.10 sıralarında Doğan Medya Center'in açık otoparkına indi. Yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan, inişten sonra ellerindeki uzun namlulu silahlarla havaya ateş açarak, "Genelkurmay yönetime el koydu, asker yönetime el koydu." diye bağırdı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Marmaris'te kaldığı otelde suikast planlayan Özel Kuvvetler, Sualtı Taarruz (SAT) ve Muharebe Arama Kurtarma'dan (MAK) askerlerin bulunduğu suikast timi, "yurtta sulh konseyi" üyesi darbeci tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in öncülüğünde 15 Temmuz'da Çiğli'deki 2. Ana Jet Üs Komutanlığında toplandı.
Suikast için üsten havalanan 3 helikopter, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te konakladığı otelden ayrılmasından kısa süre sonra bölgeye ulaştı.
Helikopterlerden ateş açan ve bir süre otel üzerinde havada kaldıktan sonra inen maskeli ve ağır silahlar taşıyan darbeci askerler, Cumhurbaşkanlığı koruma polisi Mehmet Çetin ve polis memuru Nedip Cengiz Eker'i şehit etti, 10 kişiyi yaraladı. Buradaki çatışma sabah saatlerine kadar sürdü. Çatışma sonrası İçmeler mevkisinde ormanlık alana kaçan darbeci askerlerden 36'sı 17 gün boyunca hava ve karadan yürütülen operasyonda gruplar halinde yakalandı.
"Çiğli üs imamı" olarak anılan ve bazı generallerin yaverlerinin atamasında aktif rol oynadığı, generalin "Paşa" dediği eski başçavuş Zekeriya Kuzu, 25 Temmuz 2016'da Marmaris-Muğla karayolunda, beraberindeki darbeci askerlerle saklandıkları menfezde yakalandı.
Suikast timindeki eski yüzbaşı Burkay Karatepe, "suikast timi"nin tek firarisi olarak halen aranıyor.
Foça Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanlığında görevli Tümamiral Aydın Şirin ile misafiri Tümamiral Hasan Nihat Doğan'ı derdest eden darbeci askerler, iki generali Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanlığına getirdi. Komutanlar, 16 Temmuz'da kurtarıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski başyaveri Ali Yazıcı ile eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan'ın da darbe gecesi bu üste oldukları tespit edildi.
Çiğli 2. Ana Jet Üssü'ne başyaver Ali Yazıcı'yı taşıyan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği adına kayıtlı 06 FY 8355 plakalı otomobil, 00.05 sıralarında gelirken aracın 16 Temmuz 11.27'de nizamiyeden çıktığı belirlendi.
Eski Korgeneral Hasan Hüseyin Demirarslan'ın da saat 03.00'e kadar burada olduğu saptandı.
Bu arada, Ege Ordusu Komutanlığını ele geçirmeye çalışan darbeci askerler de komutanlıktaki darbe karşıtı askerler tarafından bertaraf edildi.
Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep'in derdest edilmesini isteyen "Yurtta sulh konseyi"nce Manisa ve İzmir'de sözde "Sıkıyönetim komutanı" ilan edilen eski Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen de darbe karşıtlarınca gözaltına alındı.
Bornova Jandarma Komando Tugayı'nda zırhlı araçlar, silah ve mühimmatları almak isteyen darbecileri ise dönemin Tugay Komutanı Semih Okyar'ın emriyle anahtarları saklayan er Emre Ev engelledi.
Donanma Komutanlığındaki savaş gemileri seyre çıkarıldı. Gemi komutanları "limana geri dönün" çağrılarına rağmen emirleri dinlemedi.
Eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Veysel Kösele ve Komodor (amiral yetkileriyle donatılmış komutan) Kurmay Albay Levent Kerim Uça, Yavuz Fırkateyni'nde alıkonuldu.
Salihreis Gemisi Komutanı olan ancak o gece kaldırdığı Kemalreis'e komuta eden Yarbay Arif Çırtlık'ın emri ile darbeye destek vermek amacıyla top atışı yaptırıldı.
Öte yandan, üssün kapıları ise belediyeye ait iş makineleriyle kapatıldı. Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe'nin emriyle askerler silahlandırılarak, içtima alanında bekletildi. Devriye atılarak, kapıdaki sivillere askerler silah doğrulttu ancak halkın dağılmaması üzerine geri çekildi.
FETÖ'nün darbe girişimini gerçekleştirdiği gece Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nden 8 şüpheli, 6 F-16 savaş uçağını gasbetti.
Gaspedilen uçakların Ankara'daki alçak uçuşlarda kullanıldığı, bunların daha sonra darbecilerin karargah gibi kullandığı Akıncı Hava Üssü'ne indirildiği tespit edildi.
Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nden 15 Temmuz gecesi izinsiz uçak kaldırarak Ankara'ya giden darbeci tuğgeneral Semih Terzi, teşebbüsün seyrini değiştiren şehit Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürüldü.
Şırnak'ın Cizre ilçesinde TOMA ve zırhlı araçlarla yolları kapatan polis ekipleri, içerisinde eski Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın da içinde bulunduğu zırhlı araçların geçişini engelledi.
Siirt Valiliğini ablukaya almaya çalışan, aralarında eski Siirt 3. Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ahmet Şimşek'in de bulunduğu bazı komutanlar tutuklandı.
Dönemin Van Jandarma Asayiş Komutanı İsmail Metin Temel'e suikast düzenlemek isteyen darbeci askerler de darbe karşıtı askerler tarafından püskürtüldü.
Mersin'de darbe girişimi sırasında eski Deniz Kuvvetleri Akdeniz Bölge Komutanı tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen'in telsizini alıp sözde sıkıyönetim bildirisini okumaya çalıştı ve bu polisler tarafından engellendi. Demirhan ve Dağdelen, darbe girişiminin sabahında yakalandı.
Hatay 2. Hudut Alay Komutanlığında 15 Temmuz'da yapılan sancak ve devir teslim törenine katılan tam teçhizatlı askerler, törenin ardından sınır birliklerine gönderilmedi. Aralarında eski 39. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Hasan Polat'ın da bulunduğu 45 kişi gözaltına alındı.
Ardahan'da 25. Hudut Tugay Komutanlığına bağlı askerler, valilik, belediye, emniyet ve Türk Telekom gibi kurumları işgal etmek isterken vatandaşların sokağa inmesiyle kışlaya döndü.
Tunceli'nin Hozat ilçesindeki 51. Motorlu Tugay Komutanlığı ve Pertek ilçesindeki 1. Motorlu Piyade Tabur Komutanlığındaki tank ve zırhlı araçlara mühimmat yüklendiği ve Elazığ'ı işgal edecekleri bilgisini dönemin Tunceli Valisi Osman Kaymak öğrendi. Kaymak'ın talimatıyla Keban Baraj Gölü üzerinde yük taşıyan feribotların anahtarlarına el konulmasıyla darbecilerin planları boşa çıktı.
Kars'ta valilik ve emniyet müdürlüğünü kuşatmaya giden tanklara halk müdahale etti, vatandaşlar askerlerin silahlarını aldı.
Iğdır'da darbecilerin sözde atama listesinde adı "sıkıyönetim komutanı" olarak geçen 5. Hudut Alay Komutanı Kurmay Albay Ekrem Küçükbeber'in de aralarında bulunduğu askerler valiliğe geldi. Askerler, vatandaşların valilik önünde toplanmasıyla birliklerine döndü.
Kayseri'de konuşlu 12. Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığından havalanan 8 nakliye uçağı ile Şırnak'tan bin, Siirt'ten 600 ve Denizli'nin Çardak ilçesinden 550 askerin Ankara'ya taşınması için hazırlık yapıldı. Türkiye'nin farklı bölgelerinde uçan ve Ankara semalarına yönlendirilen uçaklardan biri Kayseri, diğerleri Malatya'ya indirildi.
Uçaklardan birinin, terörle mücadelede savaş uçaklarının vuracağı noktaların tespiti için kullanılan "gören" uçuşu göreviyle kalkışa hazırlandığı ve uçağa Ankara'daki Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığının koordinatlarının verildiği belirlendi.
Edirne'nin Karaağaç Mahallesi'ndeki birliklerden çıkış yapan personel zırhlı taşıyıcılar ve tanklar, emniyetin Meriç Köprüsü'nü araçlarla kapatması üzerine geçemedi. Aynı nehir güzergah�� üzerindeki Süvari Köprüsü'ne giden darbeci askerler, kamyon ve araçlarla kapatılan köprüden geçemeyince kent merkezine ulaşamadı. Sabaha karşı da askeri araçlar yeniden sokağa çıkmak istedi ancak halkın direnişi sayesinde emellerine ulaşamadı.
Kırklareli'nden zırhlı araçlarla İstanbul'a gitmeye çalışan darbeci askerlerin ilerlemesini milli iradeye sahip çıkan vatandaşlar önledi. Otoban gişelerinde tank ve askeri araçları durduran vatandaşlar, yola patates çuvalları, motosikletler ve araçlarını koyarak darbecileri engelledi.
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, 16 Temmuz'da saat 12.57'de Çankaya Köşkü'nde yaptığı açıklamayla hain darbe girişiminin bastırıldığını duyurdu.
Darbe teşebbüsüne karşı ülkenin her köşesinde Türk milletince gösterilen direniş ve kararlı duruş, "demokrasinin zaferi, milletin büyük destanı" olarak tarihteki yerini aldı.