15 Temmuz akşamı gerçekleştirilen darbe, ordu içinde yuvalanmış FETÖ'cü askerlerin girişimi olarak nitelendirildi. Bu tanımlama yapılırken elbette darbeci askerlerin FETÖ üyesi olduğu biliniyordu. Ancak darbe girişimi ardından yabancı medyaya konuşan Fetullah Gülen, “Askeri müdahaleye hiçbir zaman olumlu gözle bakmadım. Demokrasi bu yöntem ile sağlanmaz" sözlerinin ardından darbe girişiminde bulunanları hiç tanımadığını ve bu girişimle ilişkisinin olmadığını iddia etti. Zaten daha önce de 7 Şubat ve 17-24 Aralık saldırıları sonrası açıklama yapan Gülen “Bu olumsuz şeylerin üzerine giden arkadaşlar, kimse onlar tanımıyorum, binde birini bile tanımıyorum" demişti. Ancak darbe sonrası, gerek darbeci askerlerin itirafları, gerekse asker olmadığı halde darbe girişiminde rol alan FETÖ mensubu kişiler, gerekse ortaya çıkan deliller darbenin FETÖ tarafından planlanıp gerçekleştirildiğini gösteriyor. İşte darbenin Fetullah Gülen tarafından yaptırıldığına dair 15 somut delil.
Darbe gecesi tanklar Vatan İl Emniyet Müdürlüğü'ne doğru yürürken halk tarafından durduruldu. Polisler ve halk tarafından tankın içinden askerler çıkarılıp gözaltına alınırken, tanıdık bir isimle karşılaşıldı. 2014 yılında FETÖ mensubu olduğu için görevden alınan İstanbul Emniyet Müdürlüğü eski Güvenlik Şube Müdürü Mithat Aynacı, üzerinde askeri kamuflajlarla tanktaydı. Darbeciler eğer İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü ele geçirebilselerdi Mithat Aynacı Emniyet'in başına geçecekti. Ankara'da ise FETÖ'cü oldukları için görevlerinden uzaklaştırılan eski emniyet müdürleri; Recep Güven, Ayhan Falakalı, Lokman Kırcalı, Gürsel Aktepe ve yanındaki 15 kişi Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı'nı ele geçirmeye kalkıştı. Lokman Kırcılı ve Gürsel Aktepe yakalanırken diğerleri kaçtı. Aktepe ifadesinde, ABD'ye görevli gittiğini, iki gün Gülen'in evinde kaldığını ve sohbet toplantılarına katıldığını söyledi. Meslekten atıldıktan sonra her ay 4 bin 500 lira maddi destek gördüğünü belirten Aktepe, darbe gecesi “Tango” üzerinden “Darbe oldu, herkes destek için daha önce çalıştığı yere geçsin” talimatlı mesajdan sonra harekete geçtiklerini ifade etti. Darbeci polisler, darbe saatine kadar sürekli mesajlaştı ve görevlendirildikleri noktalara silahlı gittikleri belirlendi.
Meslekten men edilip hakkında yakalama kararı çıkartıldıktan sonra yurt dışına kaçan FETÖ'nün savcısı Zekeriya Öz, darbe gecesi Türkiye sınırına geldi. İstihbarat kaynaklarından yapılan açıklamaya göre FETÖ mensubu askerlerin darbe yapacağını haber alan Öz, Gürcistan'ın Türkiye sınırına yakın bir noktasına geldi ve gelişmeleri buradan takip etti. Darbe girişiminin bastırılması üzerine bulunduğu noktadan ayrıldı. Darbe başarılı olsaydı Zekeriya Öz, darbe yönetiminin Paralel Yapı dosyaları ile ilgili tersine başlatılacak soruşturma sürecini yönetecekti.
Darbenin başında Fetullah Gülen'in olduğunun en açık delili, Akıncı üssüne götürülen Hulusi Akar'ı darbe bildirisini imzalamak için ikna etmeye çalışan Hakan Evrim'in “Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen'le görüştürelim” teklifi oldu. Akar ifadesinde o anları şöyle anlattı: “Onlara 'Kendinizi ne zannediyorsunuz Siz kimsiniz? Topladığınızı söylediğiniz 2. Başkan, kuvvet komutanları nerede? Bakanlar nerede? Elinizde kim varsa getirin. Sizin başınız, kıçınız kim?' diye bağırdım. Bunun üzerine Hakan Evrim, 'Dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fetullah Gülen ile görüştürürüz.' gibi bir şey söyledi. 'Ben kimseyle görüşmem' diyerek tersledim.”
Genelkurmay Başkanı Hulûsi Akar'ın yaveri Yarbay Levent Türkkan verdiği ifadesinde Gülen yapılanmasına mensup olduğunu itiraf etti. Genelkurmay Başkanı'nı esir alan ekibin başında olan Türkkan, “Fetullah Gülen cemaatindenim. 1989'da Işıklar Askeri Lisesi sınavlarına girdim. Sınavdan önceki gece soruları getirip verdiler. Ve liseyi kazandım. Genelkurmay'da emir subaylığı görevine getirildikten sonra cemaat adına verilen görevleri yerine getirmeye başladım. Necdet Özel Paşa'yı (Eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel) dinleme cihazıyla sürekli dinliyorduk. Cihazı Türk Telekom'da çalışan 'Abi' verdi. Haftada bir cihazları götürüp 'Abi'ye veriyordum. Necdet Özel Paşa, Hulusi Akar Paşa ve Yaşar Güler Paşa döneminde dinleme yapıldı. Ben darbeyi 14 Temmuz 2016 Perşembe günü saat 10.00 sıralarında öğrendim” şeklinde ifade verdi.
Ankara İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Erdal Karlıdağ, FETÖ ile 1999 yılında tanıştığını belirterek, darbe girişiminden 2 gün önce evine gelen 2 kişinin 'Abi' talimatını ilettiklerini söyledi. Tutuklanan ve pişmanlık yasasından faydalanmak istediğini kaydeden Karlıdağ, ifadesinde “Batman'dayken subaylık sınavını kazandım. Cemaatte gizlilik asıl olduğu için darbe teşebbüsüne kadar FETÖ'nün içinde bulunan subay, astsubay ve rütbelileri tanımadım. Çarşamba günü 2 kişi evime geldi. Halil isimli kişi bana jandarmada 3 bin kişilik cemaat içinde aktif olan, destek verenlerin listesinin hazırlandığını, benim de içinde olduğumu, Ağustos Şûrası'nda meslekten atılacaklarını söyledi. Beraber Anıttepe'de bir parka gittik. Parkta Yarbay Süleyman Karaca (Jandarma Personel Başkanlığı Şube Müdürü) ile karşılaştık. Altındağ İlçe Jandarma Komutanı Murat da vardı. Cuma günü bir faaliyet olacağını, başladığında Gölbaşı TÜRKSAT'a gitmemiz talimatını verdi. Terörle Mücadele Daire Başkanı Turgut Aslan'ı TEM Başkanı Ramazan Yüzbaşı vurdu” dedi.
Darbede FETÖ bağlantısını gösteren itirafların biri de Tuğgeneral Celaleddin Sağır'dan geldi. Darbecilerin görevlendirme listesinde yer alan Sivas 5. Piyade Er Eğitim Tugayı Komutanı ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Celaleddin Sağır, ifadesinde “1988-1992 yılları arasında evlere ve yurtlara gidiyordum, tüm toplantılara katılıyordum. 10 yıl süreyle Cemaat'e hizmet ettim. 2007 yılından sonra özellikle Balyoz ve Ergenekon operasyonlarının ardından uzaklaşmaya başladım, ilişkimi askıya aldım" dedi.
Darbenin gerçekleşmesi halinde görev alacakların oluşturduğu atama listesindeki bir isim İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dikkatini çekti. Milli İstihbarat Teşkilâtı (MİT) tırlarının durdurulması olayı kapsamında tutuklanan eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu listede Jandarma Genel Komutanlığı Denetleme Başkanlığı'nda görevli olarak belirtilmişti. MİT TIR'larının durdurulduğu dönem Adana'daki Jandarma Astsubay ve uzman çavuşların sorumlusu olan 'Akif' kod isimli Hasan Bektaş kendisinin bir üst düzeyinin, TIR'ları durduran dönemin Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hamza Celepoğlu'nun imamı olan Hamza Ali Ece olduğunu itiraf etmişti. Bu ilişki darbenin FETÖ ile ilişkisini açık bir şekilde gösteren kanıtlardan biri oldu. Bunun üzerine 'paralel yapı soruşturmaları kapsamında tutuklu' bulunan sanıkların yattığı cezaevlerinde ek güvenlik tedbirleri alındı.
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından gözaltına alınan askerlerden 40'ının eşinin, 2010'daki KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmanın şüphelileri arasında olduğu ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Yücel Erkman'ın yürüttüğü 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmayla ilgili Mali Suçları Araştırma Kurulunun hazırladığı raporda, TSK'nin kritik birimlerinde görev yapan bazı subayların eşlerinin FETÖ'ye himmet adı altında para ödediğine ilişkin iddialar yer almıştı. FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan subaylardan 40'ının eşinin KPSS'de 100 ve üzerinde soruya doğru cevap verip, sınavı kazandıkları tespit edildi.
ABD Ankara Büyükelçisi John Bass darbe sonrası yaptığı açıklamada, “Şimdi Türkiye'de ikamet eden biri olarak, Cuma gecesi yaşananlar ve onun [Gülen'in] çok sayıda destekçisinin açıkça bu işe karışmış olması, bu ülkenin güvenliğine yönelik kuvvetli ve vahim bir tehdit. Ve bu durum, konunun soruşturulması ve sorumluların adalet önüne getirilmesi için ciddi bir yasal süreç gerektiriyor. Ancak biz sürecin, burada ya da Amerika'da olsun, hukuk kuralları çerçevesinde ve yargı dahil demokratik kurumlara tamamıyla saygı duyulacak şekilde işletilmesinin önemli olduğuna da inanıyoruz.”dedi.