Gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın kaybolması olayı ile ilgili Türk polisinin elinde 11 dakikalık ses kaydının olduğu öne sürüldü. Ses kayıtlarını değerlendiren güvenlik kaynakları, Cemal Kaşıkçı'nın konsolosluğa girdikten kısa bir süre sonra saldırıya maruz kaldığını belirtiyor.
Türk istihbaratının Kaşıkçı'nın konsoloslukta Suudi Arabistan'dan gelen tim tarafından infaz edildiğine dair kanıtlar soruşturmada yeni bir süreci başlattı.
Kaşıkçı'nın kaçırılması ya da öldürülmesiyle ilgili iddiaları reddeden Suudi Arabistan, bazı delillerin medyaya sızması sonrasında Türkiye'ye ortak çalışma grubu teklifinde bulunmuştu.
Geçtiğimiz günlerde Middle East Eye'a (MEE) konuşan Türk güvenlik kaynakları, Suudi Arabistan'ın cinayete ilişkin kanıtları kabul etme noktasında olduğunu açıklamıştı. İddiaya göre, Suudi Arabistan cinayetin sorumluluğunu kendi güvenlik birimlerinin içerisine sızan 'derin devlete' yükleyecek.
Middle East Eye Genel Yayın Yönetmeni David Hearst, önceki gün Cemal Kaşıkçı soruşturmasında Türk güvenlik güçleri ve istihbaratının elinde önemli delillerin olduğunu yazmıştı. David Hearst, kanalizasyon aramalarında önemli delillere ulaşıldığını belirterek, şu ifadelere yer vermişti:
- "Kaşıkçı'nın nasıl öldürüldüğünü açıklayan kaynak, polis müfettişlerinin, binaya bağlı kanalizasyon şebekesinin aramalarından yeterince adli delile sahip olduklarından emin olduklarını söyledi"
Kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın yazarı olduğu Amerikan Washington Post gazetesi, bazı Türk yetkililerin ABD'lilere, "Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğü sonucunu destekleyen ses ve görüntü kayıtlarına sahip olduklarını" söylediğini iddia etmişti.
Suudi reformistler için önemli bir platform olan Al Watan gazetesine katkı veren ve aynı zamanda Washington Post gazetesinde de yazılar yazan Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim'de resmi işlemler için Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na gittikten sonra ortadan kaybolmuştu.
Emniyet kaynaklarından alınan bilgide, Kaşıkçı'nın 2 Ekim'de evlilik işlemleri için gittiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'ndan bir daha çıkmadığı teyit edilirken, başkonsolosluk binasında aynı saatlerde, 2 uçakla İstanbul'a gelen aralarında yetkililerin de yer aldığı 15 Suudi vatandaşının bulunduğu, bu kişilerin daha sonra geldikleri ülkelere döndüklerinin belirlendiği kaydedilmişti.