Bilim insanları ve amatör gökbilimciler geçtiğimiz günlerde 'TOI-2180 b' adı verilen Jüpiter büyüklüğünde yeni bir gezegen keşfetti. Bu gezegenin Dünya'dan 379 ışık yılı uzaklıkta ve gezegenimizden 105 kat daha yoğun olduğu açıklandı. Yeni gezegende bir yılın yalnızca 16 saat sürdüğünü ve en sıcak ikinci gezegen olduğunu duyurulmuştu. Öte yandan TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi Akademik Hizmetler Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Orkun Özdarcan, yıldızının etrafında yaşanabilir bölgede dolanan ötegezegenlerin sayısının şu anda 59 olduğunu ifade etti.
Astronomi dünyasını harekete geçiren bu gelişmelere bir de kara delik heyecanı eklendi. Hubble uzay teleskobu, Henize 2-10 isimli cüce galaksinin kalbindeki bir kara deliğin yıldız yutmak yerine yıldız yarattığını saptadı.
Tüm bunların yanında Avustralyalı bilim insanlarının, uzaydaki bir cismin her 18 dakikada bir Dünya'ya sinyal gönderdiğini açıklaması büyük bir şaşkınlık yarattı. Astronomi dünyasında heyecan yaratan bu gelişmeleri TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi Akademik Hizmetler Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Orkun Özdarcan ve Atatürk Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Dervişoğlu anlattı.
Güneş Sistemi'ndeki gezegenleri birçoğumuz biliyoruz. Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün, Güneş'in çekim etkisi altında kalan gezegenler. Yine Güneş Sistemi içerisinde bu gezegenlere ait 158 uydu; Ceres, Plüton, Eris, Hanumea ve Makemake'den oluşan beş cüce gezegen ve bu gezegenlere ait 8 uydu ile milyarlarca küçük gök cismi yer alıyor. Ancak bir de birçok kişinin daha az bildiği ötegezegenler var. "Dünya dışında bir yaşam ihtimali var mı?" sorusuna yanıt arayanların hakim olduğu bu ötegezegenler son yıllarda çok sık karşımıza çıkıyor.
Ötegezegen ya da başka bir tabirle Güneş dışı gezegenler, Güneş Sistemi'nin dışında olan ve başka bir yıldızın yörüngesinde bulunan gezegenlere deniliyor. "Ötegezegenler denildiğinde gökyüzünde yıldızların etrafında dolanan ve Güneş sistemindeki gezegenler gibi olan cisimler hayal edilebilir" diyen Doç. Dr. Orkun Özdarcan, hayat kaynağımız olan Güneş'in, kozmik ölçekte diğer yıldızlarla karşılaştırıldığında orta boyuttaki bir yıldızdan daha küçük kaldığını ifade etti. Doç. Dr. Özdarcan, Güneş'in etrafında şimdiki sayısıyla 8 gezegen olduğunu, bunun yanında asteroid kuşağı ve Plüton gibi cüce gezegenlerin yer aldığı Kuiper Kuşağı'nı ve Güneş Sistemi'nin oluşum kalıntısı olan Oort bulutunu bildiğimizi söyledi.
Gökyüzünde çıplak gözle ya da teleskopla görülebilen herhangi bir yıldızın etrafında Jüpiter, Satürn gibi gaz yapılı büyük gezegenlerin ya da Mars ve Venüs gibi kayaç yapılı daha küçük gezegenlerin dolanıyor olabildiğine dikkat çeken Doç. Dr. Özdarcan, 2012 yılında keşfedilen bir ötegezegene dikkat çekti. Bu tarihte keşfedilen ve '1SWASP J1407 b' adı verilen ötegezegenin Satürn'ün sahip olduğu halka sisteminden çok daha büyük bir halka sistemine sahip olduğunun anlaşıldığını belirten Doç. Dr. Özdarcan, 2012 yılında ilk defa halka sistemine sahip bir ötegezegenin keşfedildiğini belirtti.
"2000'li yılların başında bir astronomi öğrencisi olsaydınız 8'i Güneş Sistemi içinde toplamda 9 gezegenin varlığını biliyor olacaktınız. Bu anlamda Güneş Sistemi'miz sizlere neredeyse biricikmiş gibi gelecekti" diyen Doç. Dr. Ahmet Dervişoğlu ise o tarihten sonra özellikle uzay teleskoplarının kullanılması ile durumun tam aksi yönde geliştiğinin altını çizdi. Şu anda farklı yöntemlerle bulunmuş tam 8 binden fazla gezegenin varlığından bahsedildiğini söyleyen Doç. Dr. Dervişoğlu, "Özellikle bunların en az 3 bininin Güneş Sistemi benzeri sistemler olduğunu düşünürsek evrene bakışımızın muazzam bir biçimde değiştiğini söyleyebiliriz" diye devam etti. "Örneğin daha önce en iyi bildiğimizi düşündüğümüz Güneş Sistemi, diğer gezegenli sistemlere baktığımızda artık bizlere tuhaf gelmekte. Mesela diğer sistemlerde Jüpiterler yıldızlarına yakın dolanırken bizde soğuk bölgelerde bulunmaktadır" diyen Doç. Dr. Dervişoğlu, yine aynı şekilde diğer sistemlerde yaşam barındıran, dünyamıza benzer gezegenlerin yok denecek kadar az olmasının bir teknoloji problemi mi yoksa bilgi eksikliği yüzünden mi olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Dervişoğlu, "Ötegezegenlerin varlığı, tam da biliyoruz derken, evrenle ilgili bildiklerimizi tekrar gözden geçirmemiz gerektiğini hatırlatıyor bizlere" diye konuştu.