Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, uzay çalışmalarında gelişmiş ülkelerle aradaki mesafeyi hızlı ve yoğun çalışmalarla kapatmak için çaba gösterdiklerini söyledi. Yıldırım, Türkiye'nin uzay çalışmalarına dikkati çekerek, 'Uzaktan algılama uydusu İMECE'yi yapıyoruz. Bu yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydusunu fırlatacağız. Bunu yüzde 60 yerlilik oranıyla TÜBİTAK yapıyor. Bazı kurumlarımız, şirketlerimiz destek oluyor. Bunlar yeterli değil tabii. Gecikmiş de olsa TUA da bunun için kuruldu.' dedi.
Uzay çağının yerden gözlemle başladığına dikkati çeken Yıldırım, "Binlerce yıla dayanan bir çalışmadır. Burada medeniyetimizin çok büyük katkıları var. Bu çalışmalar uzun zaman anlamaya çalışmak şeklinde devam etti. Yerden gözlemle insanlar, gökyüzünde olanları güneşin doğuşu-batışı ve yıldızları anlamlandırmaya çalıştı. Ne kadar uzakta olduğunu tahmin etmek, nasıl hareket ettiğini öngörmek çok zor. Çok teoriler oluştu ve bu yüzyıllar boyunca devam etti." diye konuştu.
Yıldırım, uzay çağının 1957'de Sovyetler Birliği'nin ilk uyduyu fırlatmasıyla başladığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
"İlk defa insan yapımı nesne uzaya çıkmış oldu ve dünyanın çevresinde dolaşarak sinyal gönderdi. Bu, o zaman için büyük bir başarı ve hamle. Onlar, bu işe kaynak ayırıyordu ve arkasından 1961'de bilindiği gibi ilk insan Yuri Gagarin uzaya çıktı. Bu süre aralığında uzaya çok defa araçlar gönderildi. 1969'da ilk insan aya ayak bastı. Uzay, insanın hayatta kalması için zor bir yer. Uzay çalışmaları çok pahalı ve riskli ancak çok önemli. Aya araçlar gönderildi, sondalar yapıldı. Bir keşif yapıldı, ayın güney kutbu tarafında büyük miktarda buz şeklinde su bulundu. Tabii bu dışarıdan gelme. Böylelikle her şey mümkün hale geldi çünkü su yaşam ve enerji için müthiş bir kaynak. Bir yerde su varsa hayatın devam edebileceği kabul edilir ve öyledir. Mars'ta da birtakım programların yürümesi orada su olmasıyla ilgilidir."
İMECE UZAY YOLCULUĞUNA HAZIRLANIYOR
21. yüzyılda yeni bir uzay çağına girildiğini anlatan Yıldırım, bu zamanda insanoğlunun uzayda ve gökcisimlerinde devamlı bulunacağını aktardı.
Yıldırım, Türkiye'nin uzay çalışmalarına dikkati çekerek, "Uzaktan algılama uydusu İMECE'yi yapıyoruz. Bu yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydusunu fırlatacağız. Bunu yüzde 60 yerlilik oranıyla TÜBİTAK yapıyor. Bazı kurumlarımız, şirketlerimiz destek oluyor. Bunlar yeterli değil tabii. Gecikmiş de olsa TUA da bunun için kuruldu. Hızlı çalışarak ve kendi metotlarımızla kısa yollar bularak bu arayı kapatmak için yoğun şekilde çaba gösteriyoruz." ifadelerini kullandı.
İMECE nedir?
T.C. Kalkınma Bakanlığının 2013 yılı yatırım programında 2013K120790 numara ile yer alan İMECE Uydu Sistemleri Alt Yapı Projesi;
BiLSAT, RASAT ve GÖKTÜRK-2 tecrübesiyle metrealtı uydularda kullanılabilecek uydu alt sistemlerinin ülke içerisinde geliştirilmesi için gereken alt yapının oluşturulması amacıyla Yatırım Programı destekli “İMECE Uydu Alt Sistemleri Geliştirme Projesi” başlatıldı.
İMECE'nin amacı ne?
Bu kapsamda geliştirilecek olan Metre Altı Çözünürlüklü Elektro Optik Uydu Kamerası, Haberleşme Sistemi, Yıldız İzler, Güneş Algılayıcı, Elektrikli İtki Sistemi, Tepki Tekeri, Faydalı Yük Veri Kayıt Sıkıştırma Formatlama Birimi ve Yeni Nesil Uçuş Bilgisayarı'nın yüksek çözünürlüklü görüntüleme uydularında kullanılmasıyla uzay tarihçesi kazandırılması ve ekonomik değere dönüştürülmesi hedefleniyor.
İMECE'nin özellikleri
TÜBİTAK 1007 Programı kapsamında desteklenen İMECE Uydu Projesi, 2017 yılında başlamış olup, 2022 yılında Uydunun fırlatılması hedeflenmektedir. İMECE Uydusu sayesinde Türkiye kendi elektro-optik kamerası ile metrealtı çözünürlüklü görüntüler elde edebilecektir.