Şule Yüksel Şenler, Türk edebiyatının ve İslami düşüncenin önemli isimlerinden biridir. 1938 yılında Kayseri'de doğan Şenler, yazarlık kariyerine genç yaşlarda başladı ve özellikle Müslüman kadınların haklarını savunan eserleriyle tanındı. Şule Yüksel Şenler kimdir? sorusunun cevabı, onun inançlı bir yazar, gazeteci ve hatip olduğu gerçeğiyle açıklanabilir. Şule Yüksel Şenler'in hayat hikayesi, zorlu geçen çocukluk yıllarından itibaren inançlarını savunmak için verdiği mücadelelerle doludur. Eserlerinde özellikle başörtüsü konusuna vurgu yaparak, kadınların İslamiyet'e uygun bir yaşam sürmeleri gerektiğini savundu. Şule Yüksel Şenler'in kitapları arasında en çok bilinenlerinden biri "Huzur Sokağı"dır; bu eser, yayımlandığı dönemde büyük yankı uyandırmış ve diziye uyarlanmıştır. Şenler, hayatı boyunca yazıları ve konferanslarıyla geniş kitlelere hitap etmiş, 2019 yılında vefat etmiştir. İşte Şule Yüksel Şenler'in hayat hikayesi.
Şule Yüksel Şenler, Türk edebiyatının ve gazeteciliğinin önemli isimlerinden biridir. Hem yazılarıyla hem de hayatıyla birçok kadına ilham kaynağı olmuştur. Şule Yüksel Şenler kimdir sorusunun yanıtı, sadece bir yazar veya gazeteci değil, aynı zamanda döneminin toplumsal ve siyasi koşullarına karşı duran, cesur bir kadının portresini çizmektedir. Şule Yüksel Şenler'in hayat hikayesi, zorluklara rağmen başarıyı yakalamış bir kadının mücadelesini gözler önüne serer. Şule Yüksel Şenler'in hayatı ve eserleri, Türk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Onun yazıları, sadece edebi bir değer taşımakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal bir bilinç oluşturmaya da katkı sağlamıştır. İşte Şule Yüksel Şenler'in hayat hikayesi.
Şule Yüksel Şenler kimdir?
Şule Yüksel Şenler, 29 Mayıs 1938'de Kayseri'de dünyaya geldi. Aslen Kıbrıslı olan ve küçük yaşlardayken ailesinin İstanbul'a göç ettiği Şenler, Koca Ragıp Paşa İlkokuluna giderken ailenin ekonomik durumu bozuldu.
Annesi kalp krizi geçirip yatağa düşünce Şenler, öğrenimini ortaokul ikinci sınıfta bırak zorunda kaldı.
Ermeni bir terzinin yanında çalışmaya başlayan Şenler'in bu tecrübesi, onun ileride kendi başörtüsü modelini tasarlamasına öncülük etti.
Yazı hayatına 14 yaşında Yelpaze Dergisinde hikayelerle başladı. Asıl adı Yüksel olan Şenler, yazılarında isminin önüne Şule'yi ekleyerek erkek olmadığını vurgulamak istedi. Böylece yazı hayatında Şule Yüksel adıyla tanındı ve ünlendi.
Şenler, 21 yaşında da gazetecilikle tanıştı. İlk köşe yazılarını Kadın gazetesinde "Duyuşlar" adı altında kaleme aldı.
Amansız bir hastalığa yakalanıp hastanede tedavi altına alınan ağabey Özer Şenler'in kendisine "Risale" okumasını tavsiye ettiği Şenler'in örtünme ve namaz kılmaya yönelimi başlamış oldu.
Şenler, 1965'te görüntüsüyle düşüncelerinin uymamaya başladığından hareketle tesettüre girdi. Ardından Mehmet Şevket Eygi'nin çıkardığı Yeni İstiklal Gazetesinde yazılar kaleme aldı.
Buradaki yazılarından ötürü Şenler'e birçok kez dava açıldı. Türk Kadınlar Birliği'nin şikayeti üzerine hakkında açılan davayla birlikte Şenler'in hayatında yeni bir süreç başladı.
Şenler, başörtü konusunun eğitimli Müslüman kadının hayatına girmesine vesile olurken, gerek yazıları gerekse konferanslarıyla da 1960-70'li yıllara damgasını vurdu.
Anadolu'yu dolaşarak verdiği konferanslarla tartışmalar başlattı. Onu taklit eden genç kızların başlarını aynı şekilde örtmesi sonucu bu tartışmalar daha da alevlendi ve Şenler'in örtünmesi gibi başlarını bağlayan kadınların sayısı sürekli arttı. Bunun üzerine bu tür örtünmeye "Şulebaşı" denildi.
Şenler'in yazıları da büyük ses getirmeye başladı ve bunun üzerine yayın hayatına 1960'da başlayan Bugün Gazetesi'nin yazar kadrosunda yer aldı.
Kadın gazetecilerin parmakla gösterildiği bir dönemde üstelik başörtülü bir kadın gazeteci olarak dikkatleri üzerine çekti.
Konferans, yazı hayatı derken Şenler, ağabeyiyle birlikte çıkardığı "Seher Vakti'nde" modern başörtüsü ve pardösü modelleri de çiziyordu. Bu modeller, Anadolu'da genç kızlar arasında çığ gibi yayıldı. Başını örten kızlar, üniversitelerde de bu şekilde okumak istedi.
1971 yılında Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, "Sokaktaki örtülü kadın ve kızların öncüleri cezalarını çekecekler." diyerek Şenler'i işaret etti.
Bunun üzerine Şenler, Sunay'a hitaben bir mektup yayımlayarak "Cumhurbaşkanının Allah'tan ve milletten özür dilemesi gerektiğini" savundu. Bunun üzerine Şenler, Cumhurbaşkanına hakaretten ötürü tutuklandı ve 8 ay cezaevinde kaldı.
Böylece 4 yıldır sürdürdüğü Bugün gazetesindeki yazarlığı son buldu. Cevdet Sunay, iki ay sonra Şenler'i affetti. Ancak Şenler, affı reddetti ve Bursa Cezaevinde cezasını sonuna kadar çekti.
Cezaevinden çıktıktan sonra Türkiye'nin dört bir yanına dolaşarak konferanslar vermeyi sürdürdü. Hür Söz, Yeni İstiklal, Babıalide Sabah gazetelerinde kadın sayfaları hazırladı. Bugün gazetesinde 1967-71'de köşe yazarlığı yaptı. Seher Vakti Dergisi'nin başyazarı oldu. 1980'den sonra Zaman ve Milli Gazete'de yazdı.
Şenler'in, Huzur Sokağı adlı eseri, Yücel Çakmaklı'nın yönettiği İzzet Günay ve Türkan Şoray'ın rol aldığı Birleşen Yollar adlı filme konu oldu.
Huzur Sokağı adlı romanı daha sonra aynı isimle bir televizyon kanalında dizi olarak izleyiciyle buluştu. Şule Yüksel Şenler ilerlemiş yaşına ve rahatsızlığına rağmen ara ara gazete ve dergilerde çeşitli yazılar kaleme alarak yayın alanındaki faaliyetlerini sürdürmeye çalıştı.
Huzur Sokağı'nın yanı sıra Şenler, Gençliğin Izdırabı, Hidayet, Bize Ne Oldu, İslam'da ve Günümüzde Kadın, Duyuşlar, Her şey İslam için, Uygarlığın Göz yaşları, Kız ve Çiçek, Sağ El, Bir Bilinçli Öğretmen ve Yılanla Tilki gibi eserleri de kale aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan'ın evliliklerine ara bulucu olduğu belirtilen Şenler'in hayatı, gazeteci Demet Tezcan tarafından, "Bir Çığır Öykü: Şule Yüksel Şenler" isimli kitap ile kaleme alındı.
Şule Yüksel Şenler ne zaman vefat etti?
Bu denli aktif bir yaşamdan sonra 15 yılı hastalıklarla mücadele ederek geçiren Şenler, bugün yaklaşık 8 aydır tedavi gördüğü Bağcılar Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
29 Ağustos'ta Eyüp Sultan Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Mihrişah Valide Sultan Külliyesi haziresine defnedildi.