Edirne'de, 15. yüzyılda 2. Murat döneminde yaptırılan Edirne Mevlevihanesi'nin rölöve, restitüsyon ve restorasyonu için Valilik tarafından talimatı verilen projenin hazırlıkları devam ediyor. Osmanlı döneminde Konya ve İstanbul mevlevihanelerinden sonra en büyük üçüncü mevlevihane olan yapı, Edirne Valiliği öncülüğünde ihya edilecek.
Edirne'de, 15. yüzyılda 2. Murat döneminde yaptırılan Edirne Mevlevihanesi'nin rölöve, restitüsyon ve restorasyonu için Valilik tarafından talimatı verilen projenin hazırlıkları devam ediyor.
Osmanlı döneminde Konya ve İstanbul mevlevihanelerinden sonra en büyük üçüncü mevlevihane olan yapı, Edirne Valiliği öncülüğünde ihya edilecek.
Trakya Üniversitesi Roman Dili ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsü Dr. Öğr. Üyesi Hasan Ali Cengiz, Edirne Mevlevihanesi'nin kent için önemli bir değer olduğunu söyledi.
Kentteki Osmanlı yapıları üzerine araştırmalar yapan Cengiz, Muradiye Camisi'nin kuzey tarafında yer alan mevlevihanenin bugüne ulaşamadığını ifade etti.
Osmanlı döneminde uzun yıllar kullanılan yapının zaman için harap hale geldiğini anlatan Cengiz, "Tarihi kaynaklara göre 1938 yılında Trakya Umumi Müfettişi General Kazım Dirik tarafından harap hale gelen yapı tamamen yıktırılıyor. Ön tarafında yer alan türbede bulunan mezarlar güney tarafa naklediliyor." dedi.
Cengiz, eser hakkında detaylı bilgiye, 1752 Edirne Depremi'nden sonraki onarım defteri kayıtları, yapılan çizimler ve tarihi kaynaklardan ulaşıldığını dile getirdi.
Mevlevihanenin en büyük yapısının 21 odadan oluşan 2 katlı Şeyh Konağı olduğunu anlatan Cengiz, şunları kaydetti:
"Bu konağın kapısında 'Medet ya Hz. Mevlana' yazıyor. Ön tarafında büyük bir semahane var. Batı tarafında derviş odaları, çilehane ve zengin bir kütüphane bulunuyor. Yapının doğu tarafında ise aşevi ve fırının bulunduğu imarethane var. Özellikle buradaki dervişlerin yemek ihtiyacını karşılamasının yanında caminin minaresinin gölgesinin eriştiği yerdeki kişilerin ekmek ihtiyacı buradan karşılanıyor. Bugünkü pide tarzında bir ekmek çeşidi olan fodula ekmeği dağıtılıyor. Perşembe günleri de ikram yapıldığını tarihi kaynaklardan görüyoruz."
Cengiz, mevlevihanenin, ihyası tamamlandığında önemli bir çekim merkezi olacağını belirtti.
Mevlevihaneye çok sayıda ziyaretçi gelmesini beklediklerini aktaran Cengiz, "Mevlevihane Konya ve İstanbul'dan sonra üçüncü en büyük mevlevihane. Osmanlıya 92 yıl başkentlik yapan Edirne'de, böyle büyük bir yapının ayağa kaldırılması, payitaht Edirne'ye yakışır. Burasının turizm açısından çekim merkezi olacağını düşünüyorum. Burası ayağa kaldırıldığında önemli bir yer haline gelecek. Yıl içerisinde belirli günlerde semah törenlerinin yapılmasıyla geçmişi yad edebiliriz." diye konuştu.
Edirne Mevlevihanesi
Tarihi kaynaklara göre, 15. yüzyılda 2. Murat Cami Külliyesi'nde caminin kuzeyine yaptırılan ahşap mevlevihane, tekke binaları, harem dairesi, semahane, dede odaları ve kütüphaneden oluşuyordu.
Mevlevi dervişlerinin, öğrencilerin ve misafirlerin yemek ihtiyacının karşılandığı imarethanede ise cami minaresinin gölgesinin düştüğü yere kadar olan evlere her gün ekmek, perşembe günleri de pilav ve zerde ikram edilirdi.
Edirne Mevlevihanesi, 1925 yılında bir süre ilkokul olarak hizmet verdi, ardından Trakya Umumi Müfettişi General Kazım Dirik tarafından yıktırıldı.
Caminin haziresinde mevlevihanenin ilk şeyhi Celalettin Çelebi, ikinci şeyhi Cemaleddin Çelebi, tekke şeyhlerinden Mehmet Arif Dede, Osman Dede, Şair Neşati Dede, Seyyid Mahmut Dede, Mehmet Emin Dede, Ali Eşref Dede ve son şeyh Süleyman Dede'nin mezarları yer alıyor.