Diyarbakır'da görev yapan çocuk doktoru ve fitoterapi uzmanı Ahmet Aydınalp, kentin 20 kilometre dışında satın aldığı 3 dönüm arazi üzerinde birçok hastalığın tedavisinde kullanılan 120'ye yakın çeşit tıbbi aromatik bitki yetiştirdiği botanik bir bahçe oluşturdu. Sağlık Bakanlığı bünyesinde fitoterapi eğitimleri de veren Aydınalp, bu bitkilerin kanser, akciğer, dikkat eksikliği sendromu ve koronavirüs hastalığına kadar birçok hastalığa iyi geldiğini belirtti.
Aydınalp hem tıp hem de kozmetik alanında kullanılabilen bu bitkilerin kanser, akciğer hastalığı, dikkat eksikliği sendromu ve koronavirüs gibi birçok hastalığa iyi geldiğini belirterek, oluşturduğu bahçenin pandemiyle birlikte daha da bir anlam kazandığını ifade etti. Aydınalp, arazisinde hem bitki yetiştiriciliğini öğrendiğini hem de fitoterapi ile ilgili tedaviler gerçekleştirdiğini söyleyerek, bitkilerin yapraklarından esansiyel ve uçucu yağlarını sıktıklarını dile getirdi.
Aydınalp, yetiştirdiği bitkiler arasında melissa officinalis (oğul otu), tıbbi nane, mentha piperita (bahçe nanesi), ashwaganda (morsalkım), artemisia annua (peygamber süpürgesi), şerbetçi otu, mercan köşk, kedi nanesi ve yasemin gibi bitkiler olduğunu kaydetti.
Bitkilerin birçok faydası bulunduğuna dikkat çeken Aydınalp, araziyi koronavirüs salgınından 4 ay önce satın aldığını ve çalışmalara başladığını aktararak, şunları söyledi: "Burayı pandemiden 4 ay önce satın aldım ve çalışmaya başladım. Pandemiyle birlikte burası daha bir anlam kazandı. Çünkü bitkilerin çeşitliliği, bizim doğal yaşamı yok etmemiz, canlı türlerinin yavaş yavaş yok olmasıyla birlikte ben de burada tıbbi botanik bahçesi kurmaya karar verdim. Hem bitki yetiştirmeyi öğrenmek hem de deneysel amaçla bir buçuk dönümlük bir alan ektim. 3 dönümlük bir alan var. Sonraki sene orayı da kullanacağım. Yavaş yavaş bunu daha da büyütmeyi düşünüyorum. Burada fitoterapi ile ilgili tedaviler de düzenliyorum. Ayrıca bitkilerin esansiyel yağlarını, uçucu yağlarını sıkıyoruz. Bunların arasında melisa officinalis var, tıbbi nane var, mentha piperita var, ashwaganda var. Melisa officinalisi hem çay olarak kullanabiliyorsunuz hem uçucu yağını kullanabiliyorsunuz. Basit bir örnek verirsek tıbbi melissa officinalis, halk dilinde oğul otu olarak geçer. Uçucu yağı uçukta birebir etkilidir. Tıbbi nane bağırsak sindirim sisteminde çok etkili ve ayrıca akciğerlerde bronşları genişletici özelliği var. Ada çayı var, bunu herkes biliyor, tıbbi kekik ve kekik türlerinin yanı sıra bu yörenin bitkileri de var. Örneğin sumak bizim bitkimizdir. Son zamanların ünlü bitkilerinden bir tanesidir. Yüksek miktarda antioksidan içeren bir bitki. Artemisia annua, şerbetçi otu, mercan köşk, kedi nanesi, yasemin gibi 120'ye yakın çeşit var. Kanser hastalarından tutun otizm hastalarına kadar, dikkat eksikliği sendromundan aklınıza gelebilecek birçok hastalığa karşı kullandım. Tıbbi çay olarak veriyorsunuz, tentür olarak verebiliyorsunuz, uçucu yağ verebiliyorsunuz. Dekoksiyon ve maserasyon dediğimiz yöntemler var. Bunların hepsi binlerce yıldır geleneksel olarak kullanılan yöntemler. Bu şekilde hastaları tedavi ediyoruz. Tabi normal tıbbı da reddetmeden, ilaç etkileşimlerine bakıyoruz, bitkinin toksitisesine bakıyoruz, toksit bir bitkiyse ona göre dikkat ediyoruz. Hasta gerçekten ciddi bir ilaç kullanıyorsa onunla birlikteliği var mı? Yayınları, bilimsel çalışmaları okuyoruz. Bunları derleyip hastaya zarar vermeden bir formata ulaşmak lazım."
Bilimsel yayınlarda geçen ve koronavirüse iyi geldiği düşünülen 10'larca bitki de yetiştirdiğini söyleyen Ahmet Aydınalp, "Mesela bir meyan kökü var. Hyssopus officinalis, zufa dediğimiz çördük otu var. Mentha piperita, tıbbi nane, ekinezya, melisa gibi bitkilerimiz var. Bunlar klinik çalışmalarla olmasa bile hayvan ve hücre kültürlerinde denenmiş bitkiler. Şu an satmıyoruz. Tanıdığımıza, eşimize, dostumuza veriyoruz. Sürdürülebilir hale gelebilmesi için sadece cüzi bir miktar emek payını alıyorsunuz o kadar. Şu an bir satışımız yok ama ileride düşünüyoruz" dedi.