Kanlı Esed rejiminin yıkılmasının ardından Ahmed Şara liderliğindeki yeni yönetimin kontrolüne geçen Suriye’de, Rus askeri üslerinin geleceği tartışma konusu olmaya devam ediyor. Bu süreçte, bir Rus dergisinde yayımlanan makale, önemli detaylara ışık tuttu. Yazıda, Suriye’deki Hmeymim ve Tartus üslerinin stratejik rolü, Rusya’nın bölgedeki çıkarları ve Türkiye ile ilişkiler gibi kritik başlıklar değerlendirildi. Ayrıca Ahmed Şara'nın Suriye'de kaybeden Putin'e yeni bir fırsat sunduğunun belirtildiği makalede, Türkiye’nin Suriye’deki yeni yönetim üzerindeki etkisine dikkat çekilirken, Moskova’nın bu süreçteki kayıplarına vurgu yapıldı.
Esed rejiminin yıkılmasıyla Rusya'nın Suriye'deki askeri üslerinin geleceği üzerine tartışmalar sürerken, stratejik analizleriyle bilinen ve Rus dış politikası hakkında resmi görüşlere de yer veren Global Affairs dergisinde dikkat çekici bir makale yayımlandı. Yazıda, Hmeymim ve Tartus üslerinin, özellikle Kuzey Afrika ve Sahel bölgesindeki operasyonlar için kritik bir lojistik merkez olarak önemi vurgulandı.
Makalede, Hmeymim Üssü'nün stratejik önemine dikkat çekilerek, "Rusya’nın nakliye uçaklarının Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali, Nijer ve Burkina Faso gibi bölgelere yakıt ikmali yapmadan ulaşmasının neredeyse imkânsız olduğu" belirtildi. Ayrıca, Akdeniz’deki kalıcı deniz gücünün bu üsler olmadan devam ettirilemeyeceği ifade edildi.
Suriye’deki üslerin alternatifi: Libya ve İran
Suriye’deki üslerin alternatifi olarak Doğu Libya’daki Tobruk ve Bingazi bölgeleri dikkat çekiyor.
Ancak, Libya’daki askeri varlığın hukuki temellerinin zayıflığı ve Batı’nın Libya Ulusal Ordusu lideri Hafter üzerindeki baskısı, bu seçeneklerin risk taşımasına neden oluyor.
İran, teorik bir alternatif olarak gündeme gelse de, 2016 yılında Rusya’nın Hamedan Üssü’nü kısa süreli kullanımıyla yaşanan deneyimler, bu tür bir iş birliğinin hem tartışmalı hem de sürdürülebilirlik açısından zayıf olacağını ortaya koyuyor.
Diğer potansiyel alternatifler arasında yer alan Mısır, Cezayir ve Sudan, bölgesel istikrarsızlık ya da Batı ile olan ilişkiler nedeniyle uygun seçenekler olarak değerlendirilmedi.
Türkiye'nin Suriye'deki gücü
Makalede, Rus askeri üslerinin Suriye’de HTŞ tarafından hiçbir saldırıya maruz kalmamış olmasının dikkat çekici bir ayrıntı olduğu vurgulandı.
Makalede, Türkiye'nin rolüne dikkat çekilerek, Ankara ile HTŞ arasında bu konuda gizli bir anlaşmanın olabileceği ifade edildi.
"Şara Rusya'ya şans verdi"
Ayrıca, yeni dönem lideri Ahmed Şara'nın, Rusya'ya "Suriye halkıyla ilişkilerini yeniden değerlendirme fırsatı sunduğu" belirtildi.
"İç savaş engellenemezse..."
Makalede, yeni yönetimin gelecekteki güç dinamikleri hakkında bazı riskler olduğu belirtilerek, Suriye genelinde eski Suriye Ordusu askerleri ve hükümet yanlısı gruplar da dahil olmak üzere yüz binlerce silahlı kişinin varlığına dikkat çekildi.
Yeni yönetim, ülkenin iç savaşa sürüklenmesini engelleyemezse, Rus üslerinin kullanımının daha zor hale gelebileceği vurgulandı.
Alevi gruplara dikkat çekildi
Makalede öne çıkan bir diğer senaryo ise, Lazkiye’de bir Alevi grubunun ortaya çıkmasıydı. Bu grubun, yeni Suriye’de özerklik ya da bağımsızlık talep edebileceği iddia edildi. Böyle bir durumun, Suriye’nin mezhep ve etnik temellere dayalı bir bölünmeye yol açabileceği belirtildi.
Rusya-Türkiye ilişkileri
Makale, Türkiye-Rusya ilişkilerine dair ise şu ifadeler kullanıldı;
"Türkiye, bir NATO üyesiydi ve çatışmalara bakışı Rusya’dan çok daha farklıydı. Ekonomik işbirliği yoğun olsa da bu, Türkiye’yi stratejik bir ortak haline getirmez."
"Rusya Suriye'de kaybetti"
Makalede son olarak, Rusya’nın Suriye’deki kayıpları kabul edilerek, bu duruma dair şu yorumda bulunuldu:
"Esed rejiminin devrilmesi elbette Rusya için ciddi bir darbedir. Bu durum hem bölgede hem de ötesinde birçok sorun meydana getirdi. Ancak Rusya, Orta Doğu siyasetinin tuzaklarıyla yüzleşen ilk güç değil ve son güç de olmayacak.
2011'den bu yana Amerikalılar, Fransızlar, Suudiler, Türkler ve İranlılar acı yenilgiler yaşadı. Ancak Washington, Paris, Riyad, Ankara ve Tahran, politikalarını ayarlamak ve yeniden yapılandırmak için olumsuz deneyimlerini kullandılar (ve kullanacaklar). Bu bakımdan Moskova bir istisna olmamalıdır."