İstanbul Altın Rafinerisi Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Ayşen Esen, yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması amacıyla yapılan çalışmalar kapsamında 12 yılda yaklaşık 120 ton altın toplandığını, hedeflerinin bunu yıllık 100 tona çıkarabilmek olduğunu belirterek, "Halkın sistemi doğru anlamasını sağlamak için çalışıyoruz. Bu çalışmalar devam ettikçe ve net bir şekilde bilgi aktarıldıkça bu yıl 10 ton toplanır, sonra 30 ton, sonra 100 ton..." dedi.
"Biz 12 yıldır halkımızla temas içindeyiz ve bu yastık altındaki altın sürecini birebir takip ediyoruz. O yüzden 'Halk neyi istiyor? Neden altınını yastık altından çıkarmıyor?' sorularının cevabını aslında çok net biliyoruz. Halk öncelikle altının 'altın' olarak korunmasını istiyor. Her şeyden önce en önemli nokta bu. Yani ben senin altınını alayım, TL'ye çevireyim, dolara çevireyim... Bu değil önemli olan. Altın o insanlar için güvenli liman. Dolayısıyla yastık altında tuttuğu altının, altın olarak kalması bir numaralı beklenti. İkinci olarak, bu altını bankaya koyduğunda belirli bir süre sonra içinden küçük bir miktar lazım olduğunda yine altın olarak çekebilmek istiyor. Üçüncü olarak da tabii ki bir güvence istiyor. Bir şekilde farklı mevzuatlara dahil olup da sonradan değişime uğramasını istemiyor. Son olarak nasıl TL veya dövizi bankaya koyduğunuzda bir katma değer elde ediyorsanız, altından da bir katma değer elde etmek isteniyor. Bu tecrübelerimizden hareketle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile çalışmaya başladık ve KAD-SİS projesini ileri noktaya taşıyarak TCMB’nin devreye aldığı Fiziki Altın Tasarruf Sistemi (FATSİ) ile iş birliğine gittik."
Ayşen Esen, KAD-SİS projesinin hem bankacılık sistemi hem de FATSİ ile uyum içinde olduğunu belirterek, sürecin nasıl işlediği hakkında bilgiler verdi.
Vatandaşların, elde tuttuğu çeşitli ayarlardaki altınlarının, bileziklerinin veya çeyrek altınlarının, seçkin kuyumculardan oluşan altın değerleme noktalarına (ADN) giderek has altın bazında değerlemesini yaptırdığını aktaran Esen, karşılığı tespit edilen altınların, banka hesaplarına yine gram altın olarak geçirildiğini söyledi.
Esen, vatandaşın manevi değer taşıyan altınlarını değil, yatırım amaçlı altınlarını sisteme sokmayı hedeflediklerini, ihtiyaç duyduklarında istediği miktarda has altını hesaplarından çekebilmesini sağlayacak bir yapıyı kurmaya çalıştıklarını ifade etti.
İAR Yönetim Kurulu Başkanı Esen, bankaların her şubesinde yeteri kadar gram altını bulunduramadığını, bu yüzden fiziki olarak ani altın çekme taleplerinde bazı sorunlarla karşılaşılabildiğini söyledi.
Ayşen Esen, yeni devreye aldıkları KAD-SİS FATSİ işbirliği ile vatandaşların ilave getiri sağlayacağına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Şu anda altın mevduatları için 6 ay ve 12 ay vadeler için faizler belirlendi. Bu da şöyle çalışacak; diyelim ki KADSİS aracılığıyla bankadaki hesabınıza güvenle 80 gram altın yatırdınız. Dönüp bankanıza bir talimat veriyorsunuz ve hesabımda bulunan 80 gram altını ben FATSİ ile değerlendirmek istiyorum diyorsunuz. Burada aslında iki bakış açısı var. Biri; kur korumalı mevduat dediğimiz KKM üzerinden TL olarak takip edilen taraf. Diğeri ise altınınızı, TCMB tarafından altın olarak koruyan taraf. Sizin bankadaki 80 gram altının bugünkü değeri diyelim ki 80 bin lira olsun. Bunun üzerinden size KKM'nin verdiği o günün faizi işleniyor ve vade sonunda kur koruma mekanizmasına göre fark varsa ekleniyor...
Esen, geçen yıl bir yılda toplanan altın miktarının 2,5 katına bu yılın ilk 5 ayında ulaşıldığı bilgisini vererek, "Bu, nasıl bir ivme kazandığımızın çok ciddi bir göstergesi. Tanıtımların tamamlanmasıyla bu rakam hızlanarak devam edecektir." dedi.
İAR Yönetim Kurulu Başkanı Ayşen Esen, Türkiye'nin altın konusunda dünyada ilk 5'te, kuyum sektöründe ise ilk 3'te yer aldığını belirterek, "Türkiye'de madenlerden 40-50 ton civarında altın çıkıyor. Geçmişte 20-30 tondu. Sadece İAR olarak yıllık üretim kapasitem 1.000 tonun üzerinde. Dolayısıyla 40 ton hiç kimseye yetmez. Bu anlamda bizim muhakkak altın ham maddesine ihtiyacımız var. Bu da ne demektir, ithalat yapılıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin cari açığındaki önemli unsurlardan biri de altın ithalatı. Yastık altından ne kadar çok altın çıkarsa, o kadar az ithalat, çok ihracat, ekonominin canlanması demek. Bu yüzden biz bu konuyu çok önemsiyoruz. Bu anlamda yapılacak şeyler sonsuz devam edecek." diye konuştu.
"Her zaman şunu söylüyorum, Anadolu'da altın, kadının hayat güvencesidir. O yüzden o altını alıp bankaya götürdüğünde, altın boşta duruyor. Halbuki o kadını ekonominin içine katmak için daha işlevsel hale getirebilir ve bunu teminat olarak kullanarak mikro kredilere dönüştürebiliriz. Bunun karşılığında aldığı krediyle bir tekstil ürünü veya sabun üretebilir, tarımla uğraşıyorsa bunu geliştirebilir. Bunun gibi birçok şey sunulabilir. Bunları da bankalarla görüşüyoruz. Gerek bankacılık sisteminin gerek kamunun gerekse bizlerin yapabileceği her ne varsa önümüzdeki günlerde adım adım sistemin üzerine ekleyeceğiz.