Kadın örgütlerinden gelen tepkiler sonucu ve kadınlar açısından mağduriyete neden olacağı gerekçesiyle rafa kaldırılan boşanma davalarında verilen "süresiz nafaka" olarak da adlandırılan "yoksulluk nafakası"na ilişkin yasal düzenleme yeniden gündeme alındı. Süresiz nafakaya yönelik çalışmalarda, evlilik süresiyle sınırlılık şartı ve devamında nafaka alacak eşin gelir durumuna göre devletin nafaka ödemesi üzerinde duruluyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "süresiz nafaka ve icralık çocuk tartışmalarının sona ereceğini" söylemesinin ardından, bu düzenleme uygulamaya geçmedi.
Daha kapsamlı çalışmaların yürütüldüğü süresiz nafaka sorununda Adalet Bakanlığı, farklı formüller üzerine gitti.
Bu kapsamda nafaka ödeme süresine "üst sınır" konulması ya da evlilik süresi kadar nafaka ödenmesi formülleri gündeme geldi.
Ancak boşanmalarda nafakayı almaya hak kazanan taraf, büyük çoğunlukla çalışmayan veya güvencesi olmayan kadınlar oluyor. Kadın örgütlerinden gelen tepkiler ve düzenli geliri olmayan kadınlar açısından mağduriyet yaratacağı dikkate alınarak, yargı paketleri içine konulmadı.
Adalet Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre yeni çalışmada, nafaka ödemek zorunda olan eşin, evlilik süresi kadar nafaka ödemesi, bu sürenin sonunda ise devlete nafaka ödeme yükümlülüğü getirilmesi formülü üzerinde duruluyor.
Nafakanın, evlilik süresinin yarısı kadar süre ödenmesi de bir başka seçenek.
Eğer evlilik süresi boyunca nafaka ödenmesine dönük formül benimsenirse, bir kişi örneğin 5 yıl evli kaldıysa, boşandığı eşe sadece bu süre boyunca nafaka ödemekle yükümlü olacak. Bu süre sonunda, nafaka alan eşin işsiz veya herhangi bir gelirinin olmaması halinde devlet, nafaka ödemeyi sürdürecek.
Henüz kesinleşmemekle birlikte Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kaynaklarından nafakanın karşılanması seçeneği üzerinde duruluyor.
Bakanlık kaynaklarının verdiği bilgiye göre, "kadına şiddet" vakalarında nafaka tartışması önemli bir yer tutuyor ve bu nedenle de "kadını da mağdur etmeyecek bir formül aranıyor."
Yapılacak düzenlemenin Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yanı sıra kadın örgütlerinin de görüşü alınarak Meclis'e sunulması düşünülüyor. Üst düzey bir bakanlık yetkilisi, böyle bir düzenleme halinde devlete maliyetinin de hesaplanması gerektiği belirtilerek, "Bunun bütçeye yükü nedir, buna bakılıyor. Meclis'e gelmesinin gecikmesinin nedeni de bu. Eğer kadınlar da buna evet derse, gelecek yıl içinde bu düzenleme Meclis gündemine gelebilir." bilgisini paylaştı.
Adalet Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı bir başka düzenleme ise "çekişmeli boşanma"nın kolaylaştırılması.
AK Parti'nin yılbaşından sonra Meclis gündemine getirmeyi planladığı 6. Yargı paketi içine koymayı planladığı düzenleme yasalaşırsa, boşanmak için tüm anlaşmazlıkların karara bağlanması beklenmeyecek.
Çekişmeli boşanma davalarında, taraflar tazminat, velayet, nafaka, eşler arasında kusurun kimde olduğu gibi etkenler boşanma davalarının uzamasına neden oluyor.
Meclis'e sunulması düşünülen düzenlemede ise mahkeme, velayet ve nafaka konusunda anlaşılması halinde boşanma kararı verilebilecek.
Tazminat ve diğer uyuşmazlık konularında ise dava, boşanma sonrasında devam edip, karara bağlanabilecek. Bu konuda aile arabuluculuğu mekanizmasının da işletilebileceği belirtiliyor. Ancak arabuluculuk, aile içi şiddet nedeniyle açılan boşanma davaları için uygulanmayacak.