Verimli ve kesintisiz sürüş imkanı sunan, yakıt tasarrufu sağlayan, bakım gereksinimini uzatan ve yerli imkanlarla geliştirilen Yeni Nesil Tekne Altı Kirlenme Önleyici Sistemi Marisonia, kısa sürede ihracat başarıları yakaladı.
Verimli ve kesintisiz sürüş imkanı sunan, yakıt tasarrufu sağlayan, bakım gereksinimini uzatan ve yerli imkanlarla geliştirilen Yeni Nesil Tekne Altı Kirlenme Önleyici Sistemi Marisonia, kısa sürede ihracat başarıları yakaladı.
INFINIA Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Bilecen, yaptığı açıklamada, şirketin 2012'de kurulduğunu ve elektronik, mekanik, bilişim, bilgisayar, yazılım gibi çeşitli alanlarda ihtiyaç olan ne varsa tasarlayıp, geliştirip, üretebildiklerini söyledi.
Bilecen, sahip oldukları mühendislik kabiliyetiyle kendilerini, "Küçücük bir düğmeden uyduya kadar her şeyi tasarlama yeteneğine sahibiz." şeklinde ifade etti.
Marisonia'yı denizcilik sektörüne yönelik geliştirdiklerini belirten Bilecen, denizde teknesine bakım yaparken maliyetleri gözetmek durumunda olan, seyir halinde yatık tasarrufu amaçlayanların hedef kitlelerini oluşturduğunu dile getirdi.
"Denizciler tekne alırken ve satarken mutlu olur şeklinde" denizciler arasında yaygın bir tabir bulunduğuna işaret eden Bilecen, şöyle konuştu:
"Satarken memnun olmasının sebebi tekne bakımı, kullanımının maliyetli olmasından kaynaklanıyor. Çok keyifli, mutluluk verici, öte yandan elinizin sürekli üzerinde olması gereken de bir araç. Marisonia'yı bu esastan yola çıkarak tasarlamaya çalıştık. Teknenin en önemli maliyetlerinden bir tanesi 1, değilse 2 yılda bir yapılması gereken temizlik maliyeti. Bu, teknenin kaldırılması, altındaki yosunların, birikmiş kabukluların ortadan kaldırılarak teknenin performansının eski düzeyine getirilmesini sağlamak için yapılır. Marisonia ile yapmaya çalıştığımız şey tam da bu. Amacımız kabukluların orada oluşmasını engellemek. Bunu engellemek için biyolojik olarak kabukluları oraya çeken yosunları, yosunları oraya çeken alg dediğimiz bakteriyel canlıları teknenin yüzeyine yapışmaktan men etmek. Bunun incelemesini yaptığımızda ultrasonik ses sinyalleriyle bunu engelleyebileceğimizi tespit ettik. Teknenin gövdesinin iç kısmından yerleştirilen 'transdüser' dediğimiz ultrasonik ses veren hoparlörleri teknenin iç tarafından yerleştirip insanların duymadığı bir ses sinyalini yayıyoruz. Bu sinyal neticesinde algler tekneye yapışamıyorlar titreşimden dolayı. Yapışmayan yosunlardan dolayı olası maliyetleri 7-8'de bire indiriyoruz. Yapışmayan yosunlarla sürtünme azalıyor, tekne ilk alındığındaki performansıyla kullanılıyor. Ciddi biçimde artan yakıt maliyetinden de tasarruf ediyoruz. Hesaplamalarımız yüzde 30 civarında yakıt tasarrufu sağladığını gösteriyor. Bunu özellikle tekneleri sadece motor gücüyle giden motoryat sahipleri pek iyi bilirler."
Başarısı tasarımında saklı
Teknelerin fiber, metal sac, ahşap malzemeden yapılabildiğini ifade eden Bilecen, Marisonia'nın fiber ve metal teknelerde başarıyla göreve yapabildiğini, ahşap teknenin organik yapısının ise ses sinyallerinin iletilmesine müsaade etmediğini anlattı.
Teknenin yapımı sırasında sistem monte edilirse kurgulanmasının çok kolay olduğunu dile getiren Bilecen, "Hatırı sayılır sayıdaki tekne hali hazırda dünya denizlerinde gezmekte. O pazarı ve denizcileri de görmezden gelmemiz mümkün değildi. Tekne denizdeyken Marisonia'nın takılması mümkün. Tekne son kez temizlik için kaldırıldığında ya da temizliğin ardından denize indirildikten hemen sonra denizlerde gezmekte olan tekneye içinden takılabiliyor. Hem üretim aşamasındaki teknelere hem de halen denizlerde olan teknelere takmak mümkün." dedi.
Bilecen, muadil çözümler karşısında en büyük avantajlarının transdüserleri yöneten elektronik kartın modüler olarak kendileri tarafından tasarlanması olduğunu vurguladı.
Serdar Bilecen, "Birçok rakibimizin tasarımı yıllar öncesine dayanıyor ve tasarımlarında en ufak değişim yapma şansları yok. Tasarımcıları ortadan kaybolmuş, farklı bir konfigürasyon üretimini gerçekleştiremiyorlar. Diğer ürünlerden ayıran bir başka özellik yerli ve INFINIA'ya mühendisleri tarafından yapılmış olması. Patentli bir tasarımla bugün Marisonia'da yarın başka bir denizcilik ürününde bir lego gibi eklenerek çoğaltılabilecek modüler bir yapıya sahip olarak tasarladık. Bu hiçbir rakibimizde olmayan bir özellik. Ufak bir eklenti ya da yazılımla farklı bir ihtiyaca cevap verebilecek." diye konuştu.
Bu sayede ilerisi için tasarladıkları Marisonia'nın değişik coğrafi lokasyonlar için farklı frekans aralıklarında çalışmasının mümkün olacağını aktaran Bilecen, böylece farklı kirlilik düzeyine sahip denizlerde farklı kullanımların ve enerji tasarrufunun hayata geçirilebileceğini belirtti.
Bilecen, "Yani bir sonraki versiyonumuzda modüler yapısı ve yazılım güncellemesi sayesinde muhtemelen kirliliği düşük Ege'de daha seyrek ve daha az enerji harcayarak çalışan bir Marisonia olacak. Tasarımımızı buna göre yaptık." ifadesini kullandı.
Yeni çözümler yolda
Serdar Bilecen, Marisonia'yı yaklaşık 1,5 yıldır denediklerini, Kasım 2023'ten bu yana da pazarlama faaliyetlerine başladıklarını belirtti.
Geçen sürede epey sayıda yerli tekneye kurulum yaptıkları bilgisini veren Bilecen, "Durmadık yurt dışına da açılmaya çalıştık. Hali hazırda Körfez ülkelerinde, Avrupa'da, ABD ve Kanada'da ürün pazarlanıyor ve kullanımda. Yakın zamanda hayalini kurduğumuz diğer denizlerde de yer alacağından şüphemiz yok. Gerekli iş birliği bağlantılarını kurmuş durumdayız. 2024 sonuna geldiğimizde global anlamda kapsama alanımıza dünyayı alırız diye ümit ediyoruz, hedefimiz bu." dedi.
Marisonia'nın denizcilik alanındaki ilk ürünleri olduğunu vurgulayan Bilecen, haziran sonu, temmuz başında denizcilik alanında modüler yapının sağladığı olanakla bir başka ürünlerinin sahada olacağını söyledi.
Denizcilik sektöründe ürünler çıkarmaya devam edeceklerini dile getiren Bilecen, şunları kaydetti:
"Hedefimiz, mümkün olduğunca denizcilik sektöründe 'iyi ki tekne aldım' dedirtip orada bırakmak. Yani tekneyi satarken mutlu etmek değil. Dolayısıyla yaralara melhem olmak için birşeyler üretmeye çalışıyoruz. İlginçtir ki teknoloji marin sektörüne biraz uzak kalmış. Bunu hem kendimiz, hem ülkemiz, hem denizciler için bir fırsat olarak görüyoruz. Elektronik ve yazılım alanında gördüğümüz bu imkanı denizciler için bir çözümler setine dönüştürmeye gayret ediyoruz. Sene sonuna kadar belki bir üçüncü ürünümüz piyasaya çıkacak."