ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Çin'in tüm tehditlerine rağmen Tayvan'a bir ziyaret gerçekleştirdi. Ancak Çin, Tayvan'ı, sonunda yeniden Pekin'in kontrolü altında olacak bir ayrılıkçı eyalet olarak tanımlarken; Tayvan, kendi anayasası ve demokratik olarak seçilmiş liderleriyle kendisini bağımsız bir ülke olarak görüyor. Bu nedenle ABD'li üst düzey bir yetkilinin 25 yılın ardından Tayvan ziyareti, Çin'in öfkesine neden olurken savaş korkularını artırdı. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Tayvan ile "yeniden birleşme" için askeri güç kullanmaktan çekinmeyeceğini söyledi. İşte yedi soruda Çin-Tayvan krizinin tarihçesi ve ABD'nin yıllar içinde değişen tutumu...
Tayvan ilk olarak 17. yüzyılda Qing hanedanının iktidarda olduğu dönemde Çin’in tam kontrolü altına girdi. Çinliler 1895'te Japonya’ya yenildikten sonra adayı Japonların kontrolüne bıraktı. Ardından Japonya, İkinci Dünya Savaşı'nı kaybettikten sonra 1945'te Çin, adayı tekrar aldı.
Diğer taraftan, Chiang Kai-shek, Tayvan'a kaçtıktan sonra milliyetçi siyasetçilerden oluşan Kuomintang'ı yönetti. Kuomintang o zamandan beri Tayvan'ın en önde gelen siyasi partilerinden biri oldu tarihinin önemli bir bölümünde adayı yönetti.
Diğer taraftan, şu anda sadece Vatikan ile birlikte 13 devlet Tayvan'ı egemen bir ülke olarak tanıyor. Çin, diğer ülkelere Tayvan'ı tanımamaları veya tanıma anlamına gelen herhangi bir şey yapmamaları için önemli derecede diplomatik baskı uyguluyor.
Uzmanlar, Çin’in ekonomik bağları güçlendirmek gibi askeri olmayan yollarla "yeniden birleşme" sağlamaya çalışabileceğini belirtiyor, ancak herhangi bir askeri çatışmada, Çin'in silahlı kuvvetleri Tayvan'ınkileri gölgede bırakacağının bariz olduğu görülüyor.
Çin, savunmaya ABD dışında herhangi bir ülkeden daha fazla harcama yapıyor ve deniz gücünden füze teknolojisine, uçak ve siber saldırılara kadar çok çeşitli gelişmiş silahları bulunuyor. Açık bir çatışmada, bazı uzmanlar Tayvan'ın en iyi ihtimalle bir Çin saldırısını yavaşlatabileceğini ve dışarıdan yardım beklerken gerilla saldırıları düzenlemeyi hedefleyebileceğini belirtti. Bu yardımın Tayvan'a silah satan ABD'den gelebileceği ifade edildi.
Diğer taraftan, geçen Mayıs ayında ABD başkanı Joe Biden, ABD'nin Tayvan'ı askeri olarak savunup savunmayacağı sorulduğunda "Evet" yanıtını verdi. Ardından Beyaz Saray, Washington'un tutumunu değiştirmediği konusunda ısrar etti.
Tayvan ekonomisi dünya için son derece büyük bir önem arz ediyor. Çünkü telefonlardan dizüstü bilgisayarlara, saatlere ve oyun konsollarına kadar dünyanın günlük elektronik ekipmanlarının çoğu, Tayvan'da üretilen bilgisayar çipleri tarafından destekleniyor. Tek bir Tayvanlı şirket Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TSMC) dünya pazarının yarısından fazlasını kontrol ediyor.
Teknoloji ve askeri endüstri için çip üreten şirketin değeri 2021'de 100 milyar dolara ulaştı.
Bu nedenle, başta ABD olmak üzere batılı ülkeler Çin'in Tayvan'ı işgalinin Pekin'e dünyanın en önemli endüstrilerinden biri üzerinde daha fazla kontrol verebileceğinden endişe duyuyor.
Çin ve Tayvan arasındaki son gerilimlere rağmen, daha önce yapılan araştırmalar birçok Tayvanlı’nın konuyla ilgili büyük bir endişesi olmadığını gösterdi. Ekim 2021'de Tayvan Kamuoyu Vakfı insanlara sonunda Çin ile savaş olacağını düşünüp düşünmediklerini sordu. Neredeyse üçte ikisi (%64,3) hayır cevabını verdi.