İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalar 11. gününde devam ediyor. İsrail'in saldırılarında 750'si çocuk olmak üzere 2 bin 800'den fazla Filistinli, Hamas'ın saldırıları nedeniyle bin 300'den fazla İsrailli öldü. İsrail güçleri, Refah Sınır Kapısı ve Nusayrat Mülteci Kampını da bombaladı. İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, "Bu savaş uzun ve bedeli ağır olacak ama kazanacağız." dedi. Öte yandan İsrail ile Hamas arasında rehine krizi sürüyor. Kara harekatı yapılacak mı yoksa iptal mi edilecek? İşte İsrail-Gazze hattında son 24 saatte yaşananlar...
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları tarafından 7 Ekim sabahı İsrail'e yönelik başlatılan "Aksa Tufanı" adlı saldırının ardından bölgedeki çatışmalar 11. gününde de sürüyor.
İsrail, Han Yunus ve Refah’ı vurdu: 71 ölü
Filistin İçişleri Bakanlığı, İsrail’in Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus ve Refah şehrindeki evlere gerçekleştirdiği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Birleşmiş Milletler (BM) de İsrail ordusunun Gazze’nin kuzeyindeki sivillerin gitmesini istediği güneydeki Han Yunus ve diğer bölgeleri bombaladığını belirtti.
İsrail-Hamas çatışması 11. dünde devam ediyor. Filistin İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail ordusunun gece saatlerinde Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus ve Refah şehirlerindeki evlere saldırı gerçekleştirdiği, en az 71 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
"İsrail Gazze’deki insanların güneye gitmesi için verdiği talimatına rağmen güneyi vuruyor”
BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) tarafından yapılan açıklamada İsrail güçlerinin havadan, denizden ve karadan ağır bombardımanlarının devam ettiği belirtildi. Açıklamada, “İsrail ordusu Gazze’deki insanların güneye gitmesi için verdiği talimatına rağmen Han Yunus ve diğer güney bölgelerine de saldırmaya devam etti” ifadeleri kullanıldı.
“Tüm hastanelerde yakıt stoklarının yalnızca 24 saat daha dayanması bekleniyor”
Bölgede suyun önemli bir sorun olmaya devam ettiği belirtilen açıklamada, “Gazze’nin faaliyetteki son deniz suyu arıtma tesisinin bugün kapatılması da dahil olmak üzere su ve sanitasyon hizmetlerinin çökmesi göz önüne alındığında dehidrasyon ve su kaynaklı hastalıklara ilişkin endişelerimiz oldukça yüksek. Gazze’de su ve tuzdan arındırma tesislerinin işletilmesi için günde 600 bin litre yakıta ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, “Gazze’deki tüm hastanelerde yakıt stoklarının yalnızca 24 saat daha dayanması bekleniyor. Yedek jeneratörlerin kapanması binlerce hastanın hayatını ciddi riske atacaktır” denildi.
14 UNRWA personeli hayatını kaybetti
Açıklamada, “Maalesef 7 Ekim’den bu yana 14 UNRWA personeli öldürüldü. Bu teyit edilen sayı, ancak daha yüksek olması muhtemel. Ayrıca Gazze Şeridi’nde 1 milyon kişinin yerinden edildiği tahmin ediliyor” ifadeleri kullanıldı.
Filistin Büyükelçisinden Türkiye’ye arabuluculuk mesajı: “Türkiye’nin cesur bir liderliği var”
Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, “Türkiye bölgede önemli bir ülke. Filistin ile ilişkileri önemlidir. Ayrıca İsrail ile ilişkileri son zamanlarda düzeldi. Türkiye’nin cesur bir liderliği var. Bu nedenle arabulucu olabilir” dedi.
İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı saat 06.30 sıralarında İsrail’e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı. Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek, burayı ele geçirmişti. Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlatmıştı.
Filistin’in Ankara Büyükelçisi Mustafa, bölgedeki son durumu, eser takası ihtimalini, Türkiye’nin arabuluculuk rolünü İHA’ya değerlendirdi.
“Bu davranışların bir gün bir patlamaya yol açacağını biliyorduk ve şu an patladı”
Filistin olarak, İsrail’in Filistinlilere yönelik davranışlarının tehlikeleri konusunda dünyayı her zaman uyardıklarını söyleyen Mustafa, “Özellikle son iki yıldaki mevcut hükümetin yönetimi sırasında şu anda olanlar İsrail’in politikalarının sonucudur. Bu davranışların bir gün bir patlamaya yol açacağını biliyorduk ve şu an patladı. Bu İsrail’in sorumluluğudur. Filistin halkı şiddeti ve savaşı seven bir halk değildir. Ancak bu İsrail politikaları durumu daha da karmaşık hale getirebilir. Filistin halkı kendini savunuyor. Filistin halkı yaşama hakkını, bağımsızlığını ve özgürlüğünü istiyor. Halkımızı ezmek için hiçbir çabadan kaçınmayan İsrail’in zulmünden kurtulmak istiyor. Filistin halkı, hayallerini öldüren bu duruma son vermek istiyor. Bu nedenle, olan her şey İsrail politikasına bir tepkidir” ifadelerini kullandı.
“Uluslararası toplum sorumluluğunu üstlenmeli”
Bu sorun çözülmedikçe Ortadoğu’nun barış içinde yaşayamayacağını söyleyen Mustafa, “Hepimiz bu krizi çözüm fırsatına çevirmeliyiz. Filistin halkını savunmak için ahlaki bir duruş sergileyen ülkeler ve be buna seyirci kalan ülkeler var. Bu nedenle, uluslararası pozisyonda bir fikir birliği yok. Devletler sorumluluklarını üstlenmeli. Şu anda olanlar, 1947’den bu yana Birleşmiş Milletler Meclisi kararının sonucudur. Filistin toprakları üzerinde biri Filistin, diğeri İsrail olmak üzere iki devlet kurma hakkı veren kararı reddetmemize rağmen, Birleşmiş Milletler İsrail devletini tanımaya devam etti. ve Kararın ikinci bölümünü tanıma konusunda isteksiz davrandı. Böylece yıllar geçti ve Filistinlilerin acıları arttı. Uluslararası toplum sorumluluğunu üstlenmeli” diye konuştu.
“Filistinlilerin yaşam hakkı umursanmıyor”
Hala enkaz altında ailelerin olduğunu dile getiren Mustafa, “İsrail’den sivil öldüğünde, dünya onun hakkını savunmak için ayağa kalkar. Ama Filistinlilerin yaşam hakkı umursanmıyor. İsrail işlediği savaş suçlarından ve soykırımdan sorumlu tutulmalı. 2 milyondan fazla insanın yaşadığı Gazze’nin elektriğini kesti. Su, gıda ve ilaç malzemelerini kesti. İsrail tüm bunlardan sorumlu tutulmalıdır” dedi.
“Türkiye’nin cesur bir liderliği var, bu nedenle arabulucu olabilir”
Büyükelçi Mustafa, Batı ve İsrail’in rehineler konusuna odaklanmaya çalıştığına dikkati çekerek şöyle devam etti:
“Rehinelerin alınmasının amacı, onları İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkumlarla takas etmekti. İsrail hapishanelerinde 5 bin Filistinli mahkumumuz var. Bunların bir kısmı çocuk, bir kısmı kadın ve bir kısmı hasta. Uzun yıllar İsrail hapishanelerinde kaldılar. İhtiyacımız olan şey, tüm yönleri ele almak ve sorunun kökenini ele almak için bütünsel bir bakış açısına ihtiyaç var. Türkiye bölgede önemli bir ülke. Filistin ile ilişkileri önemlidir. Ayrıca İsrail ile ilişkileri son zamanlarda düzeldi. Türkiye’nin cesur bir liderliği var. Bu nedenle arabulucu olabilir. Şu anda Türkiye’nin büyük bir diplomatik ve siyasi çabası var. Özellikle Türkiye, bölgede neler olup bittiğine dair derin bir anlayışa sahip. Bu nedenle, sorunun adil bir şekilde çözülmesi Türkiye’nin çıkarınadır.”
İsrail dünyanın birçok ülkesine kendisini kurban olarak tanıttığının altını çizen Mustafa, “Avrupa, İsrail ile birleştiren şeyin ortak değerler olduğunu söylediğinde, hangi değerlerden bahsediyor? İşgal, baskı ve kontrol uygulayan bir devletin değerleri nelerdir? Cinayet, hırsızlık ve arazi gaspı uygulayan bir hükümet. Aklı başında hiçbir ülke tüm bunları ortak bir değer olarak görmez” dedi.