Yasalara göre; emekli maaşlarına kredi ve kredi kartı borcu nedeniyle haciz konulamıyor. Ancak Yargıtay’ın son verdiği karar emeklileri üzeceğe benziyor.
Emekliler, geri kalan hayatlarını huzurlu ve başkasına muhtaç olmadan yaşamayı umut ederken kredi ve kredi kartı borcuyla uğraşır oldu. Zamanında ödenemeyen borçlar ise emekliyi, açlık sınırının altında kalan emekli maaşlarından ediyor. Posta'da yer alan habere göre çoğu emekli, nakit ihtiyacı nedeniyle başta kendisine imzalatılan belgelerin farkında olmuyor.
Rıza şartı aranıyor
Neye imza attığını bilmeyen çoğu emekli, ödeme yapamayınca maaşındaki kesinti ve bloke işlemlerle şoke oluyor. Normal şartlarda yasaya göre; ‘memur emeklileri dışındaki’ emeklilerin (SSK, Bağkur) maaşına, üçüncü kişilere (banka gibi) olan borcu nedeniyle haciz konulabilmesi için borçlu emeklinin izninin, rızasının (muvafakatinin) olması gerekiyor.
Emsal karara dikkat
Bir başka ifadeyle emeklinin izni olmadan maaşa haciz konulamıyor. Ancak emekli kredi alırken buna izin verdiğini bilmiyor. Bu nedenle başlatılan hacizler maaşlarda kesintiye neden oluyor. Yargıtay’ın bir kararı bu konuda emeklilerin daha dikkatli olması gerektiğini gözler önüne seriyor. Emsal karar bankaların işini kolaylaştıran cinsten.
Olay nasıl gelişti?
İki bankadan tüketici kredisi kullanan emekli, maaşını ise PTT üzerinde almaya başladı ve ödemeleri aksattı. Bankalar PTT’ye yazı göndererek, emeklinin ödenmeyen taksitleri nedeniyle maaşına bloke konulmasını istedi. PTT de gelen yazılar üzerine bankada bulunan 2 bin 217 TL’ye bloke koydu. Emekli bunun üzerine konuyu mahkemeye taşıdı.
Art niyet vurgusu
Mahkeme emekli lehine karar vererek, blokenin kaldırılmasını istedi. Bankalar kararı temyiz etti. Yargıtay, bankadan kredi kullanan emeklinin, kredi sözleşmesine imza attığını ve maaşı ile krediyi ödemeyi taahhüt altına aldığını kaydetti. Kararda, emeklinin taksitlerin maaştan ödenmesini kabul edip sonra dava açmasının iyi niyetle bağdaşmadığına dikkat çekildi.
Sözleşmeyi okuyun