Yargıtay’ın emsal nitelikteki kararlarına bir yenisi daha eklendi. İşyerindeki mesai arkadaşlarıyla sürekli tartışıp, rakip firmanın reklamını yapıp, işe yeni başlayanlara ise ‘Allah kurtarsın’ diyen işçi tazminatsız kovuldu. İş Mahkemesi’nin ‘tazminat’ ödenmeli’ dediği işçiye, kara haber ise Yargıtay’dan geldi. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi söz konusu davranışların 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/II uyarınca açıkça işverene haklı fesih imkanı tanıdığını belirterek tazminat ödenmemesine hükmetti.
Yargıtay’ın emsal nitelikteki kararıyla, bilinçli şekilde işi yavaşlatmak, iş akışını aksatmak, çalıştığı işyerinde, aynı sektördeki rakip firmayı övmek, mesai arkadaşlarına ‘Allah kurtarsın’ demek işten atılma sebebi sayılacak.
2. İş Mahkemesi’ne müracaat eden usta başı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile eşitlik ilkesine aykırı davranılması sebebine dayalı tazminatın davalıdan tahsilini talep etti. Davalı işyeri sahibi; davacının sık sık uyarı aldığını, izinsiz işe gelmediğini, çalışma arkadaşlarına olumsuz davranışlarda bulunduğunu, işi yavaşlattığını, tedbirsiz davranışları ve dikkatsiz çalışması nedeniyle müvekkili şirkete zarar verdiğin, davacının söz konusu tutanaklar ile defalarca uyarıldığını ancak davacıda herhangi bir düzelmenin meydana gelmediğini dile getirdi. Mahkeme; davanın kısmen kabulüne hükmederek, davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiğine karar verdi. Davalı işveren kararı temyiz edince devreye Yargıtay 22. Hukuk Dairesi girdi.
"Tazminat hakkaniyetli olmamıştır"
Somut vakıalar karşısında Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatının kabulüne karar verilmesi hakkaniyet ilkesine ve menfaatler dengesine aykırı olmuştur. Bu nedenlerle, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararının oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir” ifadeleri yer aldı.