Avrupa Birliği'nin (AB), Macaristan'ın bu hafta yapılacak zirvede Ukrayna'ya 50 milyar avroluk yardımı bloke etmesi halinde ülke ekonomisine zarar vermeyi planladığı iddia edildi.
İngiliz Financial Times gazetesinin haberine göre, Brüksel, Birlik bütçesinden Ukrayna'ya 50 milyar avro kaynak aktarılmasına onay vermeyen Macaristan'ı ekonomik olarak cezalandırmaya hazırlanıyor.
AB yetkilileri tarafından hazırlanan ve Macaristan'ın 1 Şubat'ta Brüksel'de yapılacak AB Liderler Zirvesi'nde Ukrayna'ya Birlik bütçesinden sağlanacak yardımı bloke etmesi halinde liderler, Macaristan'ı bütün AB fonlarını çekmekle tehdit edecek.
Bütün AB fonlarının kalıcı olarak kesilmesi Macaristan'a yatırımcıların güvenini azaltacak, istihdam ve büyüme zarar görecek, ülke ekonomisi zora girecek, para birimi değer kaybedecek ve borçlanma maliyeti artacak.
"Macaristan'ı AB oylama sürecinin dışında bırakma seçeneği değerlendirilecek"
Politico internet sitesinde yer alan habere göre ise Avrupalı diplomatlar, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın Ukrayna'ya mali yardımı onaylamaması halinde ülkeyi AB oylama sürecinin dışında bırakma seçeneğini değerlendirecek.
Aralık ayında yapılan AB Liderler Zirvesi'nde oybirliği gereken Ukrayna'ya 50 milyar avroluk mali destek planı Macaristan tarafından veto edilmişti.
Macaristan, AB bütçesinin üye ülkeleri desteklemesi gerektiği, Ukrayna'da ciddi yolsuzluklar olduğu ve savaşta Batı'nın sunduğu desteğin sonuç vermediği gerekçeleriyle Ukrayna'ya mali yardım sağlanmasına karşı çıkıyor.
Konuyla ilgili Macar medyasına değerlendirmede bulunan Macaristan AB Bakanı Janos Boka, mali tehdidin farkında olmadığını ancak Macaristan'ın baskıya boyun eğmeyeceğini belirtti.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise ay başında, Macaristan'ın veto ettiği Ukrayna'ya mali yardım paketinin onaylanmasını beklediğini belirterek, AB Komisyonunun Ukrayna'ya 2024-2027 döneminde 50 milyar avroluk destek verilmesi konusunda AB Konseyine operasyonel çözümler sunacağına dikkati çekmişti.
İlk önceliklerinin bu konuda AB ülkelerinin oybirliği olduğunu kaydeden von der Leyen, başka seçenekler üzerinde de hazırlık yaptıklarını ifade etmişti.