TUSAŞ tarafından işe alınan yeni mezun mühendisler, Mühendis Geliştirme Programı ile Milli Muharip Uçak, Hürjet, Gökbey, Atak-2, Anka, Aksungur gibi projelerde görev almaya hazırlanıyor. Program kapsamında bir insansız hava aracını tasarlayıp uçuran mühendisler, burada teorik eğitimlerini pratiğe döküyor, birlikte sorun çözme ve iş yapma becerileri kazanıyor.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ), bünyesine kattığı yeni mezun mühendisleri, Mühendis Geliştirme Programı ile Türkiye'nin milli uçak, helikopter ve insansız hava aracı projelerinde görev almaları için hazırlıyor.
TUSAŞ, Milli Muharip Uçak, Hürjet, Gökbey, Atak-2, Anka ve Aksungur gibi projeler dolayısıyla son dönemde çok sayıda yeni mezun mühendisi bünyesine kattı.
Farklı mühendislik branşlarından mezun kişilerin multidisipliner bir eğitim programı sayesinde kısa sürede önemli derecede bilgi birikimine ulaşmalarını sağlamak amacıyla Mühendis Geliştirme Programı hayata geçirildi.
Katılımcıları şirket kültürüne yakınlaştırarak uyum süresini kısaltmayı amaçlayan programın ilk etabında, havacılık alanındaki mühendislik bilgisinin geliştirilmesi amaçlanıyor. Ardından çalışma alanları gözetilerek sorumlulukları belirlenen gençler, ikinci fazda yapısal, uçuş bilimleri, aviyonik ve yazılım alanlarında verilen teorik ve uygulamalı eğitimlere katılıyor. Üçüncü faza geçen katılımcılar, süreç boyunca edindikleri yetkinlikler doğrultusunda belirlenen bir görevi gerçekleştirmek üzere proje çalışmaları yapıyor.
TUSAŞ Akademi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Pınarbaşı, istihdam sürecinde genç mühendislerin teorik açıdan çok iyi yetiştirildiğini ancak havacılık ve uzay sanayisi alanlarında pratiğe ihtiyaçları olduğunu tespit ettiklerini söyledi.
Bu ihtiyaçtan hareketle Mühendislik Geliştirme Programı adı verilen bir program başlattıklarını belirten Pınarbaşı, şöyle konuştu:
- "Bu, bildiğimiz kadarıyla özgün ve Türkiye'de ilk defa uygulanan bir program. Yeni mezun mühendislerimizi istihdam ediyoruz ve bunlar 40-50 kişilik gruplar halinde programa alınıyor. Makine, malzeme, elektrik-elektronik, havacılık gibi değişik alanlardan arkadaşlarımıza 4-5 ay gibi bir sürede hem hızlı eğitimler verip, havacılık ve uzay sanayisini tanıtıyoruz hem de bir uçağın tasarımı nasıl yapılır onu öğretiyoruz. Atölyemizde 3 boyutlu yazıcılarımız var. Tasarladıkları hava aracını ürettiriyoruz ve sonrasında gerçek şartlarda uçuş gerçekleştiriyorlar. Böylece mezun oluyorlar ve kendilerini uçak, helikopter, uzay gibi çalışacakları birimlere gönderiyoruz."
Programla ilgili sahadan çok olumlu geri dönüşler aldıklarını ifade eden Pınarbaşı, genç mühendislerin program sonunda çalışacağı birime hazır şekilde gittiğini belirtti. Pınarbaşı, "Arkadaşlarımız TUSAŞ'ı, sanayiyi, tasarım ve üretimin nasıl yapıldığını 4-5 ay gibi kısa sürede öğreniyor. Çok olumlu geri dönüşler aldık ve program başarıyla devam ediyor." dedi.
"Çok daha hızlı problem çözüyorlar"
Mühendis Geliştirme Programı Şefi Görkem Şimşek, katılımcıların program kapsamında 2 aylık genel bir eğitim sürecinden geçtiğini, atölye aşamasında ise bir hava aracının üretim süreçlerinin deneyimlendiğini bildirdi.
Üretim sürecinde üretilecek uçağın mimarisi, ekipmanları, görevine uygun donanımları gibi unsurlar üzerinde çalışmalar yapıldığını anlatan Şimşek, 4'üncü ayın sonunda uçağın birleştirildiğini, ardından da yer ve uçuş testleri gerçekleştirildiğini kaydetti.
Şimşek, mühendislerin daha sonra görev yaptıkları birimlerden belirli aralıklarla geri bildirimler aldıklarını dile getirerek, "Birimlerden, arkadaşlarımızdan oldukça iyi geri bildirimler alıyoruz. Farklı disiplinlerle ilk defa beraber çalışıyorlar. Profesyonel ve sosyal anlamda kaynaşıyorlar, bu içeride çok işlerine yarıyor. Yöneticilerinden aldığımız geri bildirimler, programdan mezun olanların yeni başlayan bir mühendise göre çok hızlı problemi çözdükleri yönünde. Yapmak istediğimiz şeyi başarıyoruz diyebilirim." ifadelerini kullandı.
Nuri Demirağ'ın tasarımı hayat buldu
Mühendis Geliştirme Programı katılımcılarından Ozan Ege Camcı da program kapsamında MGP-7 Grubunun uçuş bilimleri biriminde görev yaptığını söyledi.
Programı başarıyla tamamladıklarını ve ilgili birimlerine dağılacaklarını vurgulayan Camcı, şunları kaydetti:
- "Bir uçağın baştan sona tüm yapım süreçlerini içeren bir programa katıldık. Konsept tasarımdan aviyonik parçaların yerleşimi ve ağırlık hesaplarına kadar oldukça detaylı bir programdı. Gerçek bir uçak yapılırken görülen tüm süreçler burada da görülüyor ve içinde bulunmuş oluyoruz. Tasarımda uygulanacak her türlü metodu da uyguluyoruz, bunların araştırma ve analizlerini yapıyoruz. Sorunlar çıkıyor, onları çözüyoruz. Sonuçta başarılı bir proje ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Okulda proje yaparken proje ekibinizi arkadaşlarınızdan seçiyorsunuz, burada bir anda 50 kişi içindesiniz ve kimseyi tanımıyorsunuz. Ortaya çok kapsamlı bir proje çıkması lazım. Hepimiz bugüne kadar kendi bildiklerimizi pratik ettik ama 50 kişinin bir araya gelmesiyle ortaya bir proje çıkarmak hepimiz için yeni bir durumdu. Bize en büyük katkısı da bu oldu."
Program kapsamında Türk havacılığının simge isimlerinden Nuri Demirağ'ın tasarlayıp üretemediği çift motorlu uçağa yakın bir araç tasarladıklarını belirten Camcı, "Bir yük bırakma görevi üzerine tasarladık. Nuri Demirağ'ın uçağı savaş uçağı olmak üzere tasarlandığı için biz de performanslı bir araç olmasını istedik." diye konuştu.