Türkiye’nin ihracat çalışmalarına destek niteliğindeki projenin sahibi Yeminli Mali Müşavir Fatma Özkul, Türkiye’de faaliyet gösteren her büyüklükteki şirketin Almanya’da bir ofis açabileceğini ve bu ofis aracılığıyla yatırımcıların Almanya’da bir şirket sahibi olacağını söyledi.
Avrupa’daki birçok ülkeye ticaret yapabilmenin önünü açacak olan proje, şirketlere personelsiz başlayacağı bir ofis sisteminin kurulması fırsatını tanıyor.
Özkul’un yönettiği şirketin sekretarya desteğiyle Almanya piyasasında ticaret yapmanın önü açılmış oluyor.
Türkiye’de üretilen bir ürünün Avrupa pazarına açılmasının öneminden bahseden Özkul, “Markaların şirketimizi seçmelerindeki en büyük neden, noter randevusundan gümrük işlemlerine kadar bütün hizmetleri tek elden sunuyoruz. Almanya’da ofis açarak şirketini yurtdışına taşımak isteyen üreticilere, noter hizmeti, finansal danışmanlık, Almanya’da oturum izni ve personel sağlıyoruz” açıklamasında bulundu.
Yerli üretimin Avrupa piyasasına taşınmasında önemli bir adım olan Almanya’da ofis projesinde, Almanya’daki mevcut fırsatlardan bahseden Fatma Özkul şöyle devam etti:
“Sektörden bağımsız herkes şirket kurabilir. Almanya’da şirket kurmanın önemli faydalarının başında, bütün Avrupa ülkelerine gümrüksüz ve KDV’siz ticaret imkanı bulunuyor. Türkiye’nin yerli üretim adına verdiği destekler var. Bu teşviklere de sizin adınıza biz başvuruyoruz. Almanya’daki banka kredileri yıllık yüzde 1 ile yüzde 3’lük faiz oranlarıyla kullanılıyor. Bu faiz oranlarıyla Almanya’da kredi kullanmanız mümkün. Schengen vizesinden muaf tutulma imkanı sağlayan oturma izni ve Türkiye’deki kalifiye personel elemanınızı Almanya’ya götürüp çalışma izni de fırsatlar arasında yer alıyor.
Almanya’daki kuracağınız şirketinizden bulunduğunuz bölgenin mahkemesi sorumludur. Bu ne demek oluyor? Sattığınız ürünün garantisini tüketici bölge mahkemesine güvenerek alır. Türkiye’de ürettiğim bir ürünü Münih’teki ofisime gönderdiğimde, tüketicinin herhangi bir problemle karşılaşması durumunda başvuracağı mahkeme Türkiye değil, Münih’teki ofisimin bağlı olduğu mahkemedir. Buda ürünün daha kolay satışını sağlar.”
Yurtdışında açılana ofisin Türkiye’nin ihracatına doğrudan katkısından bahseden Özkul, “Uygun iş gücüyle üretilen ürün, Almanya’daki ofisimize ihraç ediyoruz. Oradan da bütün Avrupa’ya dağılımını sağlayarak, rekabet konusunda ön plana çıkabiliyoruz. Almanya’daki ofisimizin sürekli döviz gelirlerini Türkiye’deki şirketimize aktarabiliyoruz."
"Almanya, yurtdışından gelen yatırımlara açık bir ülke. Örnek vermek gerekirse, Almanya’daki ofisimiz Konya’daki şirketimizden ürünü satın alıyor. Bu sayede faturalama sistemiyle merkez şirketimiz avro gerili elde etmiş oluyor. Bu sayede ülkemize döviz girdisi artıyor. Konya’daki otomobil parçası ürettiğimiz şirketimizden Münih’te kurduğumuz ofisimize ihraç ediyoruz. Avantajı şu, Konya’da ürettiğimiz otomobil parçasını direk tüketicisine kendi şirketimiz üzerinden ulaştırabiliyoruz. Üretici Konya’da ürettiği ürünü Hamburg’a gönderiyor fakat ofisi Münih’te olduğu için gümrüklemesi Münih’te yapılıyor. Farklı bir örnek verecek olursak, Denizli’de ekolojik maddelerle, hiçbir kimyasal madde kullanmadan tekstil işi yapan bir firma var, bu ürün de Avrupa’da talep görüyor. Bu tekstil firması internet satış platformlarına üye oluyor, buradaki lojistiği kullanarak kendi ürünüyle Avrupa piyasasına girebiliyor.İnternet satış platformlarıyla ilgili PayPal metotlu ödeme yapmak mümkün olduğu için karlılık yüksek oluyor” diye konuştu.
Kaynak: GZT.com