Kanal İstanbul ve TANAP projesi dünyayı korkuttu. Rusya İran üzerinden, Çin ise İsrail’de açılacak kanalla Akdeniz’e ulaşmaya çalışıyor.
Türkiye son yıllarda Kanal İstanbul, yeni Katar-Ceyhan ve Irak-Ceyhan petrol ve doğalgaz boru hatları, Hazar'dan TANAP hattı gibi yeni enerji ve ticaret yolları ile stratejik konumunu daha da güçlendirdi. Ancak Rusya, Çin, İran, İsrail ve Mısır'dan da karşı hamleler geldi.
Dünya ticaretinin yüzde 80'i deniz yoluyla yapılırken, Akdeniz ve Kızıl Deniz üzerinden Hint Okyanusu'nu birleştiren Mısır'daki Süveyş Kanalı, aynı zamanda tek başına bu ticaretinin yüzde 10'unun geçiş yolu. Mısır, ikinci Süveyş Kanalı hamlesiyle ticaret gemilerinden elde ettiği yıllık geliri 13 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.
Star'ın haberine göre, Akdeniz'de büyük doğal gaz rezervi bulan İsrail, Mısır'ı dışı bırakan yeni bir kanal oluşturmak için Akdeniz'deki Ashdod'dan Kızıldeniz'deki Eliat limanı arasında 'ticaret koridoru' açıyor. 163 kilometre uzunluğundaki su kanalı Süveyş'e alternatif 350 kilometre uzunluğunda yük trenli ve otoyollu koridor, Akdeniz-Kızıldeniz-Hint Okyanusu arasında yeni bir ticaret yolu oluşturacak. Mısır'ın 1967-1975 yılları arasında Suveyş'i kendisine kapatmasını unutamayan İsrail için bu proje hayati önemde.
Maliyetinin 20 milyar dolar olması planlanan projeyi, Çin Kalkınma Bankası finanse edecek ve yapımını Çinli firmalar üstlenecek. Çünkü böylece Çin limanları ile dünya enerji yollarının kalbi Kızıl Deniz'deki Eliat ve Akdeniz'deki Ashdod limanları arasında ticaret yolu bağlantısı sağlanacak.
İsrail'in Süveyş'i devre dışı bırakma projesine Mısır'dan da jet yanıt geldi. Bu koridorun Kızıl Denize açıldığı iki ada Tiran ve Sanafir, İslam Ordusu'nun da öncülüğünü yapan Suudi Arabistan'a devredildi. Suudi Arabistan, hem petrol ambargosu hem de İsrail Koridoru'nun çıkışını kapatma kartlarını elinde tutuyor.
1890'larda Rus mühendisler tarafından düşünülen Hazar Denizi'ni Basra Körfezi'ne bağlama projesi, Rusya'nın Hazar'daki donanmasıyla Hint Okyanusu'na ve Akdeniz'e açılma hayalini de gerçekleştirecek. Bu, dünyanın en büyük donanmasıyla deniz ticaret yollarını denetimi altında tutan ABD için de ciddi bir rakip olacak.
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, Hazar-Basra kanalının maliyeti nedeniyle şu anda hayata geçirilmesinin mümkün görünmediğini söyledi. Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu ise bu projelerin Türk-Rus-İran ilişkilerini rahatlatabileceğini belirterek, şöyle konuştu: “Rusya'nın Hint Okyanusu'na açılması şüphesiz ona büyük bir alan yaratacak ancak bu Türk boğazlarının önemini etkilemez. Dünyanın bir numaralı ticaret yolu Akdeniz'dir ve bu nedenle bölgede hiç kıyısı olmayan ülkelerin 35 savaş gemisi dolaşır. Bu projeyle Rusya'nın 'boğaz' ısrarı azalabilir ve Türkiye rahatlayabilir. Ancak Rusya, bu defa bu kanal için sürekli İran ile iyi geçinmek zorunda kalacak. İsrail koridoru önündeki engelse iki Suudi Arabistan adası. Ortadoğu'da işler, artık eskisi gibi oynanmıyor."
Hazar Denizi'ni Basra'ya açma projesi, İran ve Rus petrol ve doğalgazını Çin ve Hindistan'a taşıyarak büyük bir enerji koridoru oluşturuyor. Proje ayrıca Rusya'yı ilk kez sıcak denizlere ve Pasifik Okyanusu'na indirerek büyük bir askeri üstünlük sağlamayı amaçlıyor. İran ve Rusya hattındaki hamle ise Hazar Denizi ile Basra Körfezi arasında 1300 kilometre uzunluğunda su kanalını 7 milyar dolara 2020 yılına kadar tamamlamak. Böylece Doğu Avrupa ve Moskova'dan Hindistan ticaretinin kalbi Mumbai arasında 40 gün süren kargo taşımacılığı, 14 güne inebilecek. Bu, Rusya ve İran ise Avrupa, Hindistan ve Çin gibi büyük ithalatçılar için yeni ticari yolu alternatifi olurken, Türkiye'nin Kanal İstanbul ve TANAP, Mısır'ın Süveyş ve İsrail'in Kızıldeniz koridoru projelerine rakip olabilecek.