İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Lütfi Sunar’ın yürüttüğü Türkiye’de Çalışma Hayatı ve Meslekler Araştırması tamamlandı. Toplumsal Yapı Araştırmaları Programı (TYAP) kapsamında yürütülen araştırma neticesinde yayımlanan rapor Türkiye’de çalışma hayatının dönüşümünü, insanların iş hayatından beklentilerini ve farklı mesleklere bakışını ele alıyor.
Bunlardan birincisi, 1980’lerden bu yana hizmet sektörünün yükselişi. 1980’de çalışan 100 kişiden 25’i hizmet sektöründeyken bugün bu sayı 56’ya çıkmış durumda. Çalışan nüfusun ekseni son kırk yılda tarımdan hizmetlere kaydı. Çalışma hayatındaki ikinci temel değişim, ücretli çalışma oranının artması. Ücretli veya maaşlı çalışan oranı son yirmi yılda %48’den %70’e çıktı. Kendi iş yerine sahip olma oranı hızla azalıyor. Bu durum rekabet şartlarını ve iş güvencesini çalışan aleyhine zorlaştıran bir süreci gösteriyor.
Üçüncü değişim ise meslek gruplarında yaşanıyor. Son yirmi yılda, hiçbir eğitim gerektirmeyen ve bedensel işlerde çalışanların oranı %8’den %14’e yükseldi. Vasıfsız hizmet ve satış elemanlarının oranı da %9’dan %20’ye çıktı. Bu iki meslek grubu geçici işlere ve en düşük ücretlere karşılık geliyor. Özellikle eğitim hayatını tamamlayıp iş hayatına atılan yeni kuşaklar için bu, meslek hayatının kayganlaşması ve meslekten beklentilerin aşınması demek.
Karar alma gücünün olduğu, masa başı ve temiz işlere yüksek itibar atfedilirken; bedensel emeğe dayalı ve kirlenme gerektiren işler düşük itibarlı çıktı. Benzer şekilde, kamu otoritesini temsil eden ve devletle irtibatlı üniformalı meslekler daha yüksek itibara sahip. Tarım ve sanayi sektörlerindeki işler genellikle düşük itibarlı.
Araştırmada incelenen meslekler 2015’te yapılan ilk araştırmanın bulgularıyla karşılaştırıldı. Beş yıl önceye göre siyaset ve hukuk mesleklerinin yükseldiği görüldü. Milletvekili sıralama bakımından 22’den 11’e, belediye başkanı 18’den 13’e, muhtar 67’den 42’ye çıktı. Benzer şekilde hakimlik ve avukatlık bu sefer ilk onda yer aldı. Buna karşılık daha önce ilk onda yer alan generalin sıralamasında gerileme yaşandı.
En fazla sıra kaybı yaşayan mesleklerse 51’den 97’ye inen maden işçisi, 53’ten 96’ya inen çiftçi, 28’den 65’e inen imam, 55’ten 89’a inen mandıracı ve 52’den 83’e inen vinç operatörü oldu. Bu trendler, geçen beş yılda toplumun kol emeğine ve zanaatkârlığa daha düşük; zihin emeğine ve beyaz yakalı işlere daha yüksek itibar atfettiği yönünde yorumlandı.
Araştırmada kadınlarla erkeklerin mesleklere verdiği puanların anlamlı derecede farklı olduğu tespit edildi. Kadınlar psikolog, milletvekili, aktör, müzisyen, astsubay, avukat gibi bilişsel emeğe dayanan mesleklere erkeklerden daha yüksek puan verirken erkekler ayakkabı boyacısı, hamal gibi yoğun bedensel işlere ve vinç operatörü gibi nitelik gerektiren sanayi ve inşaat işlerine kadınlardan daha yüksek puan verdi. İmam ve futbolcu da erkeklerin daha yüksek puanladıkları meslekler arasında yer aldı.
Araştırmada, vatandaşın şu an yaptığı işi nasıl gördüğü de ölçüldü. Sonuçlara göre Türkiye’de insanlar %71 oranında yaptıkları işin değerlerine uygun olduğunu düşünüyor. Benzer şekilde %70 oranında çalışmanın iş yerinde takdir gördüğüne inanıyor.
Dikkat çekici bir diğer bulgu ise kazancım bana yetmiyor diyenlerin %64 oranında olması. Araştırmaya katılanların iyi bir işte en fazla aradıkları ilk üç özellik; iş garantisi, iyi bir ücret ve işin kaza veya ölüm riski içermemesi.
Beş yılda bir güncellenen Türkiye Çalışma Hayatı ve Meslekler araştırması önemli göstergeleri bünyesinde barındırıyor. Araştırma yürütücüsü Doç. Dr. Lütfi Sunar, araştırmanın kamuda, sivil toplumda ve özel sektördeki ilgili kurum ve kuruluşlara mesleklerin gidişatı ve çalışma hayatının dönüşümünü izlemek için rehberlik edeceğini belirtti.