Türkiye sınırları içerisinde 410 kilometrelik uzunluğa sahip Kuzeydoğu Anadolu’nun en büyük nehirlerinden olan Artvin’deki Çoruh Nehri üzerinde, 26 Şubat 2013 tarihinde, dönemin Başbakanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından telekonferans bağlantısı ile temeli atılan Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin inşaatı tamamlandı. 275 metre gövde yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek, dünyanın ise 'çift eğrilikli ince kemer baraj tipi' kategorisinde 3’üncü en yüksek barajı olan Yusufeli Barajı’nda, 558 megavat kurulu güce sahip santral ile 2,5 milyon insanın elektrik ihtiyacı karşılanabilecek.
Proje, Türkiye’nin öz kaynakları ile tamamı Türk mühendisler tarafından inşa edildi. Gövde inşaatı tamamlanan barajda, temsili son metreküp beton ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımı ile gelecek hafta dökülecek.
Baraj inşaatında, 440 metre temel kotundan başlanarak, 710 metre kotuna yükselen 275 metrelik gövde inşa edildi. Gövde yüksekliği 100 katlı gökdelene eş değer olan Yusufeli Barajı'nda, Artvin'den Edirne'ye 13 metre platform genişliğinde beton yol veya 120 metrekarelik 60 bin konutun inşa edilebileceği 4 milyon metreküp beton kullanıldı.
Baraj inşaatına dökülecek son beton için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı beklediklerini söyleyen Limak İnşaat Altyapılar Genel Müdürü Mustafa Baştürk, “Projeye 2013 yılında kazı ve derivasyon tüneli çalışmalarıyla başladık.
Şu anda gövde betonunu tamamıyla bitirmiş durumdayız. Sadece bir mikserlik beton ayırdık. Bunu da Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla dökelim istiyoruz. O bitince her şey bitecek.
Diğer üniteleri de yüzde 98 mertebesinde tamamladık. İnşaat başladığından itibaren ortalama 3 bin 500 işçi ile 100 Türk mühendis çalıştı. Bütün çalışanlarımız içinde ayrıca kadın mühendislerimiz de vardı.
Onlarla da ayrıca gurur duyuyoruz. Bu arkadaşlarımızla zor şartlarda yapılan bir projenin, zor şartlarda yapılan imalatların çözümünü beraber ortak olduk ve zor şartlarda bu işi başardık” dedi.
Barajın devasa bölümlerinin yapımında tüm zorluklara rağmen çalışan herkesle gurur duyduklarını ifade eden Baştürk, şöyle konuştu;
“Üzerinde bulunduğumuz duvar gövde, 36 metre konsolla durmaktadır ve bu yapı bildiğimiz yapılardan zordur. Gerek döküm gerek kalıp üretimi ve çözümü manasında gelişmeler yaptık. Bunun için de gurur duyuyoruz. Korkmadan, 275 metre yüksekliğinde, konsol ve altı boş bir yerin üstünde çalıştılar. Büyük işleri başardık. Bu baraj, kendi kategorisinde dünyanın en yüksek üçüncü, Türkiye’nin en yüksek barajı.
45 yıllık mühendis olarak bunu final projesi olarak bitirmekten ayrıca gurur duyuyorum. Baraj kapsamında toplam 72 kilometre yol yaptık. Bunun 57 kilometresi tüneldir ve bunları da başarıyla yaptık. Tünel imalatlarımızın kaplamaları dahil hepsi bitti. Asfalt çalışmaları da yüzde 90 bitti. Onu da 2 ay içinde tamamlayıp hizmete sunacağız.
Erzurum-Artvin yolu inşallah eylül başında hizmete girecek ve hizmete girince de tıkaç betonuna başlayacağız. Bu kasım ayı sonlarında bitecek, aralık ayı başlarında su tutma çalışmaları başlayacak. Eğer su gelişinde anormal bir sıkıntı olmazsa, gelecek yıl bu zamanlarda enerji üretilecek diye bekliyoruz. Bu baraj yılda 2 milyar kilowatt saat enerji üretecek. Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 2’sine yakın bir bölümünü karşılamaktadır. Vatana millete hayırlı uğurlu olsun.”
Baraj projesinde görev alan 20 kadın mühendisten biri olan İnşaat Mühendisi Nihan Akkaya ise, “Bu bir hidrolik projesi olabilir ama inşaat alanında hidrolik, ulaştırma, yapıdan jeoteknike kadar bütün bilimleri inceliyoruz. Bu ayrıca bir güzel duygu. Proje kapsamında üst yönetimimizin de desteğiyle 20 kadın mühendis olarak görev almaktayız, her birimin içindeyiz. Bundan da ayrı gurur ve mutluluk duyuyoruz. Beton döküldüğü ilk gün de buradaydık, beton bitti yine buradayız. Başından sonuna kadar burada olmak çok güzel bir duygu. Baraj gövdesi bir bebek gibi gözümüzün önünde büyüdü. Her adımını tek tek gözlemleme şansımız oldu. Bu da büyük bir şanstı bizim için” dedi.