Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun hazırladığı "Türkiye 2019 Raporu"nda, Türkiye'nin enerji arz güvenliğinde "çok iyi ilerleme" kaydettiği belirtildi.
Görev süresi ekim sonunda bitecek olan mevcut AB Komisyonunun 2019 Genişleme Paketi kapsamında yayınladığı "Türkiye 2019 Raporu"nda, Türkiye'de enerji arz güvenliği, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği alanlarında iyi ilerlemeler kaydedildiği vurgulandı.
- Geçen yıl yayınlanan raporda yer alan Türkiye'nin enerjide "kısmen hazırlıklı" olduğu ifadesi bu yıl da yinelenirken, enerji arz güvenliğinin artırılmasına yönelik gelişmeler övüldü ve "çok iyi bir ilerleme" kaydedildiğinin altı çizildi.
Raporda, Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı'nın (TANAP) ilk aşamasının geçen yıl haziranda, TürkAkım Doğal Gaz Boru Hattı projesinin deniz kısmının da geçen yıl kasımda tamamlandığı anımsatılarak, Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı (TAP) üzerinden TANAP'ın Avrupa'ya bağlanmasını sağlayacak ikinci aşamanın da bu yıl haziranda tamamlanmasının planlandığına işaret edildi.
BOTAŞ tarafından işletilen mevcut iki yüzer LNG depolama ve gazlaştırma ünitesinin (FSRU) yanı sıra 3'üncü bir FSRU tesisinin de Ege bölgesinde geçen yıl başlatıldığı anımsatılan raporda, Tuz Gölü Doğal Gaz Yeraltı Depolama tesisinin kapasitesinin genişletilmesi çalışmalarının da sürdüğü kaydedildi.
Raporda, Türkiye'nin zorunlu petrol stoklarına ilişkin AB müktesebatının uygulanması bakımından ileri bir seviyede bulunduğu, bu stokları hali hazırda gerekli miktarda tayin ettiği ve ilgili yasal hükümlerin Ocak 2018 itibarıyla yürürlüğe girdiği aktarıldı.
ELEKTRİK ŞEBEKE SİSTEMİ UYUMLU
Raporda, Türkiye'nin elektrik şebekesinin AB şebeke kodları ile uyumlu şekilde geliştirildiği, şebeke entegrasyonunun teşvik edildiği, verimlilik ve elektrik arz güvenliğinin artırılması için bağlantı kapasitesinin güçlendirildiği belirtildi.
Enerji iç piyasasında, şeffaf, maliyet tabanlı ve ayrımcı nitelikte olmayan bir elektrik ve gaz fiyatlandırması konusundaki iyileştirmelerde bazı ilerlemeler kaydedildiği ifade edilen raporda, EPDK'nin Toptan Enerji Piyasalarında Doğruluk ve Şeffaflık Düzenlemesi (REMIT) ile uyumlu olarak Türkiye doğal gaz piyasasında şeffaflık ve rekabet yasasının uygulanması için kapasitesinin geliştirilmesi gerektiği vurgulandı.
Raporda, geçen yıl eylülde Türkiye Enerji Piyasaları İşletme AŞ (EPİAŞ) bünyesinde spot doğal gaz piyasasının faaliyete geçmesi ise olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi.
DOĞU AKDENİZ ARAMA FAALİYETLERİ
Türkiye'nin hidrokarbonlar konusunda AB mevzuatı ile uyumluluk konusunda ileri bir seviyede olduğu ancak deniz üstü (offshore) petrol ve gaz faaliyetlerinin güvenliği ve aynı zamanda hidrokarbonların geçişine ilişkin AB direktifi ile daha fazla uyumluluğa ihtiyaç duyulduğu savunuldu.
2018'in sonunda Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de hidrokarbon arama çalışmalarına başladığı anımsatılan raporda, Türkiye'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin sözde "münhasır ekonomik bölgesinde arama çalışmaları yaptığı ve bölgede kendi sondaj çalışmalarını yapacağı tehdidinde bulunduğu" ifadeleri yer aldı.
Raporda, yenilenebilir enerji alanındaki ilerlemenin de iyi seviyede olduğu belirtildi. Güneş, kara ve offshore rüzgar enerjisi üretiminde üç büyük ihalenin açıklandığı anımsatılan raporda, bu ihalelerin yeterli yatırımcı ilgisini çekemediği ancak bu ihalelerin 2019'da genişletilmesi veya yeniden açıklanmasının beklendiği kaydedildi.
Raporda yenilenebilir enerji alanında özel teşvikler ve yerli katkı koşullarının bazı endişeler yarattığı çünkü bunun "AB ve diğer uluslararası şirketlerin ihalelere erişimini etkilediği" de savunuldu.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ MEVZUATINDA İLERLEME
Enerji verimliliği alanında ise kabul edilen mevzuatlar konusunda iyi ilerlemelerin yaşandığı ancak asıl uygulama konusunda kısmen ilerleme gerçekleştiği ifade edildi.
2018'de Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planının kabul edildiği anımsatılan raporda, planın AB mevzuatıyla büyük ölçüde uyumlu olmasına rağmen çakışmaların önlenmesi ve kurumsal değişikliklerinin göz önünde bulundurulması için 2007 Enerji Verimliliği Kanununun yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kaydedildi.
Raporda, nükleer enerji, nükleer güvenlik ve radyasyondan korunmada kısmen ilerleme gerçekleştirildiği ve geçen yıl bu kapsamda Nükleer Düzenleme Kurumunun kurulduğuna işaret edildi. Söz konusu alanlardaki düzenlemelerin, Türkiye'nin ilk nükleer güç reaktörünü 2023 yılında faaliyete geçirmeyi planladığı göz önünde bulundurulduğunda AB müktesebatıyla uyumlu ek yasal düzenlemeler ile hızlı bir şekilde desteklenmesi gerektiği yorumunda bulunuldu.