Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, "Biz Türk bankacılık sektörü olarak reel sektörü destekleyebilecek kabiliyette, güçte ve iradedeyiz" dedi.
Banka genel müdürleri ve iş insanları, Denizli'de Nihat Zeybekci Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Denizli İş Dünyası ve Bankacılık Sektörü İstişare Toplantısı"nda bir araya geldi.
- Toplantıda konuşan Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Bursa, Gaziantep, Antalya, Tekirdağ ve İzmir'de de benzer programlar gerçekleştirdiklerini ve bu toplantılardan da olumlu sonuçlar elde ettiklerini belirtti.
Salgın sürecinin tüm dünyada olumsuz etkilere neden olduğunu kaydeden Çakar, dünya ekonomisinin bu dönemde yüzde 3,1 daraldığını dile getirdi.
Dünya ekonomilerinin ve otoritelerinin kendi ekonomilerinin dengesini, üretimini, arzını, istihdamını ve ticari hayatının işleyişini korumak için mücadele verdiğini ifade eden Çakar, şöyle konuştu:
"Sürecin birçok sektöre olumsuz etkileri oldu. Pandemi döneminden 2021 yılına gelirken bu sefer de şöyle bir süreçle karşılaştık; arz yeteri kadar büyüyemedi, tedarik zinciri maalesef yeteri kadar işletilemedi. Aşının bulunmasıyla 2022 yılına geldiğimizde artık ticari hayat işlemeye başladı. Tedarik zinciri yavaş yavaş korunmaya başlandı. Talep canlanmaya başladı, insanlar harcama yapmak istediler ancak arz, üretim yeteri kadar olmadı. Bu da maalesef dünya ticaretinde ciddi bir enflasyona neden oldu. Bütün küresel ekonomi çok büyük bir enflasyonla karşı karşıya kaldı."
"Dünyada eğer petrol fiyatı artıyorsa bu net enflasyon demektir"
Çakar, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın da ekonomik olarak olumsuz etkileri beraberinde getirdiğine işaret etti.
- Rusya'nın Avrupa ve dünyaya birkaç konuda önemli girdi sağlayan pazar olduğunu anlatan Çakar, "Öncelikle enerji, petrol ve doğal gaz. Sonra gübre ve özellikle gıda konusunda çok önemli bir pazar. Bunun yanında bizim ülkemiz açısından en önemli kalemlerden bir tanesi bizim çok önemli bir turizm pazarımız. Dünyada eğer petrol fiyatı artıyorsa bu net enflasyon demektir. Petrol fiyatının, doğal gaz fiyatının hatta kömür fiyatının yani enerji fiyatının son 2-3 yıl içerisinde 1,5-2 katlarına vardığını gördük. Bu eşittir enflasyon. Bugün itibarıyla ABD'de son 40 yılın, yine Avro Bölgesi'nde son 20-30 yılın en büyük enflasyonlarıyla karşı karşıya kaldık. Bizim ülkemizde de aynı problemi yaşıyoruz" dedi.
Savaşın beklentileri bozduğunu aktaran Çakar, dünya ekonomisinin, 2022 yılının sonuna ilişkin öngörülen büyüme, enflasyon, kur yani ekonomik temel göstergeleri yeniden baştan sona hedeflerini revize etmek durumunda kaldığını hatırlattı.
Türkiye'nin pandemide yüzde 1,8 büyüdüğünü ifade eden Çakar, "Çin'le beraber en çok büyüyen ülke biz olmuştuk. Geçen sene yüzde 11 civarında sanırım İngiltere'yle beraber en yüksek büyüyen ülkelerden biri olmuştuk. Bu sene ise birinci çeyrekte hatırlayın yüzde 7,3 oranında büyüdük. Türkiye ortalama yüzde 5 civarında büyüyor. Bu sene de yüzde 5 civarında büyüyebileceğimizi öngörüyoruz. Ancak şunu unutmamalıyız, küresel zorluklar bütün dünyayı etkilediği gibi bütün gelişmekte olan ülkeleri de etkiliyor. Haliyle bizim gibi dışa açık bir ekonominin etkilenmemesi düşünülemez. Dolayısıyla biz de etkileniyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'de krediye erişimde herhangi bir problem bulunmuyor"
Çakar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de krediye erişimde herhangi bir problem bulunmuyor. Kredilerin doğru mecralarda kullandırılması konusunda çaba harcıyoruz. Kredi kullanımında en fazla payı yüzde 28 ile imalat sanayisi almış. Sonra ticaret yüzde 16, inşaat yüzde 10, enerji yüzde 9 pazar payına sahip. Son 1 yıl içerisinde imalat sanayisinin 2 puan kazandığını görüyoruz. Daha önce yüzde 26 idi. Aslında kredinin selektif olarak kullandırılması, doğru mecralara kullandırılması, üretime, yatırıma kullandırılması noktasında burada bir farkındalık bir yönlendirme olduğunu görüyoruz. Kredilerin tahsilinde de bir problem yok. Peki sektör olarak verdiğimiz kredileri tahsil edebiliyor muyuz? 2021 yılında yüzde 4,2 olan tahsili gecikmiş alacak oranı Mayıs 2022 itibarıyla yüzde 2,7'ye düşmüş durumda. Bakın küresel bir kriz var. Yanı başımızda bir savaş var. Ancak tahsili gecikmiş alacak oranı yani kredilerin tahsil kabiliyeti hakikatten çok iyi. Bu arada kredilerin tahsili gecikmiş alacak kalemlerine intikal etmiş olması bu kredinin battığı anlamına asla gelmiyor. Bunların bir kısmı yapılandırılıyor, bir kısmı gecikmeli ödeniyor. Dolayısıyla Türkiye'de kredilerin tahsilatı noktasında hiçbir sorun kesinlikle bulunmamaktadır. Krediler kesinlikle tahsil oluyor. Biz Türk bankacılık sektörü olarak reel sektörü destekleyebilecek kabiliyette, güçte ve iradedeyiz. Yeter ki hep beraber üretelim, yatırım yapalım, ihracat yapalım ve istihdam sağlayalım."
Toplantıda, Denizli Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Tefenlili, Denizli Sanayi Odası Başkan Vekili Selim Kasapoğlu ve Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Erdoğan da yaşadıkları sorunlar ve sektörlerin taleplerine ilişkin konuşma yaptı.
Toplantıya Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, kamu ve bazı özel bankaların genel müdürleri de katıldı.
Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı devam etti.