Resmi Gazete’de yürürlüğe giren gayrimenkul alım satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinde sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülüklerinin Türk Lirası ile yapılması kararlaştırılırken, uzmanlar son başvuru tarihinin 12 Ekim olduğunu belirterek mükellefleri uyardı.
Çoğunluğu dolar üzerinden yapılan mevcut sözleşmelerin de 30 gün içerisinde Türk Lirası olarak taraflarca yeniden belirlenmesini öngören kararla ilgili düzenlemeler için son gün 12 Ekim olacak.
Bu noktada damga vergisine dikkat etmek gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Özbek, "Bir damga vergisi çıkabilir. Şöyle ki yeni yapılan sözleşmemizde ya da değişiklikte döviz kurunu TL’ye çevirirken, sözleşmeyi ilk yaptığınız güne nazaran bir fark çıkarsa, yani sözleşmedeki bedel yükselirse mükelleflerin aradaki tutar için ilave damga vergisi ödemesi gerekiyor. Bunu unutmamakta fayda var" ifadelerini kullandı.
Taraflar arasında anlaşma sağlanamaması durumunda sözleşmenin uyarlanmasının düşünülmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Özbek, "Sözleşmenin uyarlanması için de en pratik yöntem arabulucuk ve tahkime başvurmaktır. Çünkü eğer bu hususta dava açılırsa çok uzun yıllar bu davalar sürebilir. Bu da sözleşme taraflarının işine gelmez. Arabulucularla tahkim edilmesinin çok büyük faydaları var. Birinci olarak arabulucular girdiği zaman damga vergisi maktul olacak. Çünkü kanunumuzda özel hüküm var; 58 TL’lik bir damga vergisiyle bu konu çözülebilecek. Eğer arabuluculukla anlaşma sağlanamazsa tahkime başvurulması gerekir. Tahkime başvurulduğu takdirde de çok kısa bir süre içerisinde, 2-3 ay gibi kısa sürede bu konuda yetkin uzman hakem atandığı takdirde bir karar verilecektir. Sözleşmenin uyarlanması maksadıyla bir tahkim yargılaması yapılabilir. Yani hakem önünde bir dava başlatılabilir” dedi.
Vatandaşları mutlaka uzlaşmaya gitmeleri noktasında uyaran Prof. Dr. Özbek, “Öncelikle kendileri uzlaşmaya çalışsınlar. Uzlaşamadıkları takdirde arabuluculuk ve tahkime başvursunlar. Bu konuda kesinlikle mahkemede dava açma yolunu tercih etmesinler. Çünkü bu hem uzun sürecek hem çok masraflı olacak. Bu da sözleşmelerin kesintiye uğramasına yol açar. Büyük zarar görebilirler. O nedenle eğer uyuşmazlık arabuluculuk ve tahkim yolu bu noktada en pratik en ekonomik en yararlı yöntemdir” ifadelerini kullandı.