Arap Baharı’nın başladığı ülke olan Tunus’ta 6 Ekim’de gerçekleştirilen Parlamento seçimlerinin galibi Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi, TRT World Forum’un konuğu olarak istanbul’a geldi.
TRT World Forum’un ikinci gün oturumunda, Arap Baharı’dan bugüne Tunus’daki gelişmeleri anlatan NAHDA Hareketi Lideri Gannuşi, 6 ayrı seçimde başarılı olduklarının altını çizdi.
Ard arda yapılan seçimler sayesinde Tunus’ta demokratik bir sistem oluşturulduğunu belirten Gannuşi, “Bu sistem çok iyi bir anayasının yapılmasına sebep oldu. Kurucu konseyin %90’ı bu süreçle oluştu. Bir anayasa çatısı altında toplandık. 9 yıl sonra Tunus modeli ayakta kalan tek model oldu. Nahda Partisi de bu süreçte çok iyi bir rol oynadı. Tüm fırtınalara karşı ayakta kalmasını sağladı. Bize darbe yapmaya çalıştılar ama buna izin vermedik. 6 seçim yapıldı ve son yapılan seçim başarılı bir şekilde sonuçlandı. Partimiz birinci oldu. Ancak tek parti değil birden çok partiyle koalisyon kuracağız. Ulusal koalisyonun amacı ön yargıları ortadan kaldırmak,” ifadelerini kullandı.
“Arap gençleri Tunus’a bakarak kendi ülkelerinde de bunu gerçekleştirebileceklerine inanıyorlar,” diyen Gannuşi şöyle devam etti: “Arap gençliği teknoloji sayesinde bunları yapabildi. Sosyal medya gençlerin birbirleriyle iletişim kurmalarını sağladı. Cezayir ve Lüban’daki hareketler barışçıl protestolar olarak devam ediyor. Bu bölgede gördüğümüz şey ülkeleri yönetenlerin yolsuzluklara buluşması. O yüzden gençler değişim istiyor. Demokratik İslam dediğimiz de Arap dünyasındaki bütün sorunlara çözüm olacak. Küreselleşme tek başına çözüm olamaz. Devrim, beraberinde mütevazılık ve doğru olmak gibi değerleri getiriyor. İslam’ın temelinde de yatan bu. O yüzden hepinizin Tunus’a gelip ülkemizi tanımanızı istiyorum.”
Arap baharının bir değer zincirinin olduğunu, barışçıl eylemlerle başladığının altını çizen NAHDA Hareketi Başkanı Raşid Gannuşi, “Arap Baharı küreselleşmenin çalmaya çalıştığı bir değerler zincirine sahipti. Bu değerlerin en önde gelenleri haysiyet ve insanların kendi geleceklerine kendilerinin karar verme çabasıydı.”
Küreselleşmenin din ve kültürün serbest dolaşımı anlamına geldiğinin altını çizen Gannuşi, “Tüm bu hareketlere karşı Tunus'taki modelimiz sağlam bir şekilde ayakta kaldı. 2013 yılından bugüne kadar Arap Baharı'nın yok edilmesi planlanıyordu ama biz ayakta kalabildik. Altı seçim yapıldı, altısı da başarıyla gerçekleşti,” şeklinde konuştu.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi Tunus gençlerinin de özgürlük ve onurlarını talep ettiklerini söyleyen Gannuşi, “Bu gençlik hareketinin Arap Dünyasının her yerinde bunu başarabileceğine inanıyoruz. Tunus gençliği için hala ekonomik kriz devam ediyor. İşssizlik hala yüksek, sağlık hizmetleri hala gelişmiş değil. Gençler sadece siyasi değil, sosyal bir adalet de talep ediyorlar. Bu siyasi devrimi oluşturabilecek, hak ettikleri sosyal ve hizmet kalitesine de ulaşabileceklerine inanıyorum,” dedi.