Küresel ekonomide yaşanan daralmanın etkisi görülmeye başlandı. Başta enerji krizi olmak üzere hemen her sektör bu durgunluktan payını aldı. Türkiye ihracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Avrupa ve ABD başta olmak üzere küresel ekonomilerdeki resesyon ve belirsizliğe rağmen bu yıl için öngörülen 250 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalayacaklarını söyledi. Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 48,4’ünü, yani neredeyse yarısını AB ülkeleri ve ABD’ye yaptığını belirten Gültepe, "Avrupa piyasalarındaki endişelerin ihracata olası etkilerini önümüzdeki 3 ayda çok daha net bir şekilde görebileceğiz" dedi. Türkiye’nin en önemli pazarı konumundaki AB ülkelerinde de daralma etkilerinin görülmeye başlandığına dikkati çeken Gültepe, mevcut durumun belirsizliği beraberinde getirdiğini söyledi.
Gültepe, salgın ile birlikte küresel ekonominin büyük bir değişim ve dönüşüm sürecine girdiğini, Türkiye’nin bu süreci fırsata çevirebilmesi için çok hızlı hareket etmek durumunda olduklarını söyledi. Mustafa Gültepe, Türkiye’nin ihracatını en kısa sürede 300 milyar doların üzerine çıkarmayı hedeflediklerini belirterek, bu hedefe ulaşılabilmenin yolunun kapasite artırıcı yatırımdan geçtiğini vurguladı. Yatırım için ihracatçının finansmana ihtiyacının giderek arttığını aktaran Gültepe, "Kullanılan kredilerin dövize gitmesi endişesiyle birtakım düzenlemeler yapılıyor. Son düzenlemelerin ardından ticari kredi faizlerinde 10 puana yakın bir gerileme oldu. Ancak bankalar zorunlu karşılık kararı nedeniyle kredi kullandırma konusunda isteksiz görünüyorlar. Reeskont kredilerinin kullanımında, ihracat gelirlerinin yüzde 70’ini Türk lirasına çevirme koşulu nedeniyle firmalarımız bu kredileri kullanmaktan kaçınıyorlar" dedi.
TİM Başkanı Gültepe, dış ticaret yapan firmalar için bunları yönetmenin zor süreçler olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: "İhracatçı firmalarımız aynı zamanda ithalat da yapıyorlar. Eximbank kredilerinin sınırlı olması, Merkez Bankası’nın kısıtlı miktarda reeskont kredisi kullandırması, TL kredilerde firmaların döviz varlığıyla ilgili kısıtlamalar, finansmana erişim konusunda zorlukları oluşturuyor. Farklı endişelerle kredi kaynaklarını dövize dönüştürenler olabilir. Ancak endişeli azınlığın yaptığı yanlışların cezasını tüm ihracatçılarımızın ödemesi ülkemiz adına doğru değil. Zorlu süreçten ülkemizi selamete çıkarabilmemiz için yatırım, üretim ve ihracattan başka seçenek görünmüyor. Finansmana erişim kolaylığı bu süreçte kilit rol oynuyor."
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, 2023’ün ilk yarısının enerji krizi ile durgunluğun en çok hissedileceği dönem olacağına işaret ederek, şöyle devam etti: "Neredeyse tüm dünyada merkez bankaları parasal sıkılaşmaya gitti ve buna devam edeceklerinin sinyallerini veriyorlar. Bu durumda en büyük pazarımız olan Avrupa’da talebin baskılanması ihracatımızı olumsuz etkileyebilir. Avrupa’da hane halklarının alım gücündeki düşüş sınırlı kalır ve üretimleri daralmaya devam ederse bu durum ihracatımızı olumlu yönde etkileyebilir."
Gültepe, sürecin en verimli şekilde yürütülmesi için ihracatçıların taleplerini şöyle sıraladı: "Firmaların yeşil dönüşüm amacı ile yapacakları tüm yatırımlar, bölge ve sektör fark etmeksizin özel bir yatırım teşvik düzenlemesi ile desteklenmeli. Avrupa Birliği’nin sınırda karbon vergisi düzenlemesinin yaratacağı ek maliyeti en aza indirmek için, öncelikli muhatap sektörlerde uyum desteklenmeli, karbon piyasaları kurulmalı, yeşil finansman olanakları genişletilmeli. İhracatçılarımız uzun vadeli yatırım kredileri ile desteklenmeli. Firmaların yeşil dönüşümü sağladıklarına ilişkin sertifikalandırma yapılmalı, gerekli testler için altyapı kurulmalı."