Derin Ekonomi Dergisi bu ayki kapak dosyasını Türkiye ve Rusya ilişkilerindeki yeni döneme ayırdı. Çetiner Çetin imzalı analizde Türk - Rus ilişkilerinin tarihi niteliklerinden kaynaklanan inişli çıkışlı seyri riskler ve kazançlar ekseninde ele alınıyor. İki ülke ittifakının bölgesel ve küresel dengelere etkisi yine detaylı şekilde yer alıyor. 'İttifak mı İhtiyaç mı' sorusunu yönelten haberde öne çıkan bazı detayları derledik.
Rusya Devlet Başkanı Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan 9 Ağustos'ta Rusya'nın kuzeyindeki Saint Petersburg'da görüştü. Uzlaşı için karşılıklı adımların ardından Rusya ile Türkiye yakınlaşmasının işaretleri alındı. İkili ilişkilerin özellikle ticaret, terörizmle ortak mücadele, Suriye meselesi gibi alanlarda fikir alışverişi ve anlaşma yapacağı tahmin ediliyordu; sonuçlar öyle de oldu. Analistler, Rusya ve Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası konulardaki duruşlarının yakın olmasının Orta Doğu, Avrupa ve Güney Kafkasya'dan oluşan üç bölgeye önemli yansımaları olacağını düşünüyor.
Öte yandan, Rusya-Türkiye yakınlaşması, enerji fakiri Avrupa'nın uygulamaya çalıştığı enerji çeşitliliği politikasını biraz zora sokacak gibi gözüküyor. Türkiye'nin Orta Doğu ve Hazar'dan Avrupa'ya enerji taşıyacağı boru hattı Avrupa'nın son yıllarda takip ettiği enerji çeşitliliği politikası için çok önemli anlam taşıyor. Rusya-Türkiye yakınlaşması Güney Kafkasya bölgesinde istikrarın sağlanmasına yardımcı olacak. Türkiye ile Rusya'nın güneybatı sınırındaki Kuzey Kafkasya bölgesi, Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan ile bağlantılı. Bu üç ülke, Rusya tarafından geleneksel stratejik lokasyon ve büyük arka bahçe olarak görülüyor. Bölgede istikrarın sağlanması, Rusya'nın bu bölgede söz hakkını koruması için büyük öneme sahip.
Rusya ve Türkiye yakınlaşmasının önemli sebeplerinin başında ekonomi geliyor. Krizden bir yıl önce yıl 4.2 milyon Rus turist yani Rusya'dan tatil için yurtdışını tercih edenlerin yüzde 10'u Türkiye'ye gelmişti. Rusya'dan Türkiye'ye yapılan ihracat 2008'de 27.6 milyar dolar ile tarihi zirvesine ulaşırken 2016'nın ilk beş ayında Rusya'dan Türkiye yapılan ihracat 5.37 milyar dolara geriledi. Moskova için de Ankara ile yakınlaşmak oldukça taktik bir adım, Her iki taraf için de bölgesel ittifak kazan kazan sonucunu doğuruyor.
Yakup Kocaman imzalı 'Kutupların Kilit Ülkesi Türkiye' başlıklı yazıda ise 2008 yılının Batı dünyası için ekonomik düşüşün başlangıcı olduğu bilgisine yer vererek krizin kutuplaşmaları nasıl etkilediği anlatılıyor. Öte yandan, “Uçak krizi gibi bir sürecin, 20 milyar dolarlık Akkuyu Nükleer Santrali projesinin iptal etmesine yol açmamış olması iki ülke arasındaki ilişkilerde kesinlikle not edilmeye değer” ifadesiyle Türk Rus ilişkilerindeki zarurete ışık tutuyor.
Orhan Gafarlı 'Rusları Türklerle Barışa Zorlayan Nedenler' başlıklı analizde şu değerlendirmelere yer verildi: “Rusya'nın ekonomik olarak kırılgan bir ülke olması, enerji rezervlerinin tükenmeye ve ekonomisinin çökmeye yüz tutması Türkiye'nin işine gelen bir strateji değil. Türkiye kendi ekonomisinin çıkarlarına darbe vurmuş olacaktır. Bunun en somut göstergesi, iki ülkenin ekonomik verileri üzerinden anlaşılmakta. Kriz, turizm sektörünü 10 milyar dolara yakın bir zarara uğrattı."