Türk tekstil ve hazır giyim ihracatının yüzde 20'sini karşılayan Merter'de irili ufaklı yaklaşık 12 bin iş yeri bulunuyor. Ağırlıklı olarak Türki Cumhuriyetleri, eski Sovyet Cumhuriyetleri, Balkanlar, Arap Yarımadası, Afrika, Avrupa gibi dünyada birçok noktaya ihracat yapan Merter, büyük showrumlar ve AVM'leri ile de dikkat çekiyor. Buraya gelen müşterilerin yüzde 90'nın yurt dışından geldiğini öğreniyoruz. Alışverişin ve satışın yoğun olduğunu ve sıcak para akışının devam ettiğini görüyoruz.
Sektörle ilgili gelişmeleri öğrenmek ve Merter'de işlerin nasıl gittiğini konuşmak için Merter Sanayici ve İş Adamları Derneği (MESİAD) Başkanı Yusuf Gecü ile biraraya geldik. Merter'de yolcu beraberinde dediğimiz bavul ticaretinin yoğun olduğunu dile getiren Gecü, "Buraya her gün dünyanın her yerinden binlerce müşteri geliyor. Mağaza mağaza dolaşıp yüklü miktarda nakitle aliş veriş yapıyorlar. Mallarını bir yerde topluyor. Giderken götürüyor. Merter'de çok yalın gerçek bir ticaret var. İnsanlar sabah kapısını açıyor, turist geliyor parasını verip malını alıp gidiyor. 15 gün sonra bir daha geliyor. ihracat yaptım parası gelecek bekleyeyim gibi bir durum yok. Ülkenin ekonomisine doğrudan katkı sağlıyor. Merter'in hepsi üretici firma. Üretip mallarını burada satıyorlar. Merter'in en büyük özelliği bu. Tekstilin kümelendiği diğer merkezlere nazaran fiyatları daha uygun. Ürün çeşitliliği daha fazla. Kumaşçısından kadın erkek, çocuk giyimine, aksesuara kadar tekstilin bütün bileşenleri burada" dedi.
Merter'de artık her sokakta banka oluşmaya başladığını belirten Gecü, üyelerini kasalarında değerleri eşya bırakmamaları konusunda uyarıyor. Yapılan her türlü hırsızlığı, dolandırıcılığı üyelerine anlattıklarını dile getiren Gecü, "Şu anda ciddi derece hayali kargo şirketi kurulduğu şikayetleri geliyor. Dolandırıcılar, hayali kargo şirketleri kurup, insanlara gerçek olmayan banka dekontu gösteriyorlarmış. Paranızı verdik diye. Sonra malı alıp gidiyorlar. Şu ana kadar çok kişi dolandırıldı" diye konuştu.
"Özellikle geçen sene yaşadığımız döviz dalgalanmasından dolayı insanlar biraz kendilerini çek ettiler" diyen Yusuf Gecü, dövizin yüksek olmasının Türkiye'de üretilen malları daha cazip hale getirdiğini aktardı. Hal böyle olunca esnafın daha çok ihracat yapmaya başladığı bilgisini veren Gecü, "Bu durum haliyle iç piyasayı daraltınca vadeler kısaltıldı. Nakde dönüldü. Olması gereken de bu zaten. Açığa mal satmamalarını öneriyoruz. Açık hesap mal sattığınız zaman o müşteri gidiyor, parayı ödemek için bir daha gelmiyor. Herkese aynı şeyi söylüyoruz. Ucuz satın, az satın ama parası cebinizde olsun" tavsiyesinde bulundu.
Üyelerini çok borçlanmamaları konusunda uyardıklarını söyleyen Gecü, mümkün olduğunca ticareti peşin yapmalarını öneriyor. Faizlerin yüzde 10'ların altına düşmesi gerektiğini vurgulayan Gecü, şu talepte bulundu: "Finansmana erişimin kolaylaşması lazım. Bu konuda Kredi Garanti Fonu, KOSGEB gibi değişik, alternatif finansmana erişim sağlanıyor ama özellikle bankalar bu konuda hükümetin vermiş olduğu kaynakları insanlara ulaştırırken büyük zorluk çektiriyorlar. Şu anda üyelerimizin en büyük sıkıntısı finansmana erişim ve bu finansman maliyeti çok yüksek. Bunlar azalırsa üretim ve ihracat artar. Üyelerimiz yurt dışında fuarlara katılıyor. Hükümette belli bir oranda destekliyor. Burada bürokrasiye biraz daha azaltarak, hükümetin taahhüt ettiği o parayı daha hızlı alabilirlerse daha çok fuara katılır ve yurt dışında daha çok mağaza açabilirler."