Koronavirüs salgını sonrası SASA Polyester’de siparişler yüzde 20 arttı. Yılda ürettiği 700 bin ton polyesterin yaklaşık yüzde 60’ını sağlık ve ambalaj malzemesi üreticilerine pazarlayan şirket, ilave siparişlere yetişmeye çalışıyor.
Adana'da, yılda ürettiği 700 bin ton polyesterin yaklaşık yüzde 60'ını sağlık, hijyen ve ambalaj malzemesi üreticilerine pazarlayan SASA Polyester Sanayi AŞ, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının etkisiyle yüzde 20 ilave sipariş aldı. SASA Genel Müdürü İrfan Başkır, yaptığı açıklamada, 2019'un, planladıkları yatırımların yavaş yavaş devreye girdiği bir başlangıç yılı olduğunu belirtti.
Ciddi bir yatırım hamlesini hayata geçirdiklerini aktaran Başkır, polyester elyaf tesisi yatırımlarının devreye alınmasıyla polyester üretim kapasitelerinin yıllık 350 bin tondan 700 bin tona ulaştığını ifade etti. Başkır, mayıs ayında "ikinci faz" ve haziranda "üçüncü faz" yatırımlarla kapasitelerinin 1,4 milyon ton seviyesine ulaşacağını dile getirdi.
SASA'nın bu sektörlere polyester sağlayan bir üretici konumunda olduğunu vurgulayan Başkır, sağlık, hijyen ve ambalaj üreticilerinin, portföylerindeki payının yaklaşık yüzde 60 olduğunu belirtti. Salgının etkisiyle artan taleple, bu oranın yukarı yönde değiştiğini bildiren Başkır, artışın büyük bölümünün yurt dışı kaynaklı olduğunu belirterek, "Tekstil alanındaki kullanımda olası bir düşüşü diğer sektörlerdeki artışla çok rahat telafi edebileceğimiz bir dönemi geçireceğimize inanıyorum” dedi.
- Yatırım süreçlerinin tamamlanmasının ardından çalışmalarına farklı alanlarda da devam edeceklerini anlatan Başkır, Ar-Ge birimlerinin doğada çözünebilir nitelikteki ambalaj ürünlerinin üretimi konusunda çok ciddi çalışmalar yaptığını söyledi. Başkır, bu süreçte yerli üretimin önemine de değinerek, şunları kaydetti: "Salgın sebebiyle bu yerli üretim seferberliğinin arkasında çok daha farklı, haklı ilave bir gerekçe daha ortaya çıkmış oldu. İhtiyacımız olacak ana girdiler, birtakım sağlık ürünleri veya ambalaj malzemelerinin tedarikiyle ilgili yapılacak her türlü üretim mutlak surette büyük önem arz etmeye başladı. Bu yatırımların ne kadar haklı olduğu ortaya kondu.”