Teknolojinin “havadaki devrimi” olarak adlandırılan “drone”lar, bu kez de şifa dağıtmak için yükseliyor. Devlet güvenliğinden afet ve acil durumlara kadar her alanda aktif olmaya başlayan “drone teknolojisi”, şimdi de sağlık alanında başrole çıkıyor.
İçinde bulunduğumuz metropol yaşamında, sağlık sektörünün önündeki en büyük tehdit: Hız. Kalp krizi ve ağır yaralanma gibi ani gelişen ve insan hayatını tehdit eden durumlarda hız ve zaman, yaşam ile aynı anlamı taşımaya başlıyor.
Araştırmanın ortaya koyduğu en çarpıcı sonuç ise trafik sıkışıklığı, ulaşım güçlüğü gibi nedenlerden dolayı hastaların yaklaşık yüzde 60’ının hastaneye zamanında yetiştirilemediği için hayatını kaybediyor olması… Bir başka araştırma ise, dünya genelinde tıbbi kaynaklara erişim yetersizliğinden dolayı her yıl 5.2 milyon çocuğun yaşamını yitirdiğini gösteriyor.
İşte sağlık sektörünün karşı karşıya kaldığı bu soruna çözüm yine teknolojiden geliyor. Sağlıkta “drone” ile teknolojik devrim yapmaya kararlı şirketlerin başında ise Atos var. Telekomdan enerjiye, endüstriden finansa onlarca farklı sektöre IT hizmeti sunan Atos, son dönemin en popüler konularından “drone teknolojisi” ile sağlıkta hizmet dönemini başlatmış durumda. 72 ülkede 100 bin kişiye sağladığı istihdamla dünyanın lider IT şirketleri arasında yer alan Atos, bu konudaki ilk uygulamasını Paris’teki devlet ve şehir hastanelerinde uygulamaya soktu bile.
Bu önemli hizmetle ilgili açıklama yapan Atos Türkiye CEO’su Olivier Ventura, “Diğer birçok alanda olduğu gibi, havasız insan araçları drone’lar, sağlık alanında da geleceği şekillendiriyor” diyor. Atos olarak bu konuda öncü bir rol üstlenmeye talip olduklarını açıklayan Ventura, “Daha erişilebilir sağlık hizmeti için Atos drone’ları göreve başladı. İlk uygulamalarımıza Paris’teki devlet ve şehir hastanelerinde rastlayabilirsiniz. Drone teknolojisinin sunduğu avantajla hastalarımıza, ihtiyaç duydukları sağlık ürün ve hizmetlerini zamanında ulaştırırken, diğer taraftan dünyada her yıl 70 milyar dolar tutan tıbbi lojistik maliyetlerinden bütçe tasarrufu sağlıyoruz” diye vurguluyor.
“Hava durumu, coğrafi şartlar, trafik ve teslimatın aciliyet derecesi gibi faktörlere bağlı olarak en verimli ulaşım yolunu bu uygulamayla seçebiliyoruz. Son dönemde sağlıkta adeta dönüşüme imza atan Türkiye’ye de bu teknolojiyi sunmak için sabırsızlanıyoruz. Türkiye metropollerindeki trafik veya doğu bölgelerindeki sert coğrafi koşullar nedeniyle sağlık imkanına kavuşamayan kalmasın isteriz. Bu nedenlerden dolayı yaşanan yaşam kayıplarını minimuma indirmek mümkün.”