Tüm dünyanın yakinen takip ettiği yemin töreninin ardından ABD'nin 45. Başkanı olarak göreve başlayan Donald Trump ve ekibinin özellikle Ortadoğu politikalarına ilişkin nasıl adımlar atacağı merakla bekleniyor. Yeni yönetimi ABD, AB ve Ortadoğu'da zorlu bir sürecin beklediğine işaret eden uzmanlara göre Trump, son yıllarda çok ciddi hasar gören Türkiye-ABD ilişkilerinin Kuzey Irak üzerinden onarılması yönünde adımlar atabilir.
Boğaziçi Üniversitesi Enerji Politikaları Araştırma Merkezi Direktörü ve Enerji Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Trump'ın Dışişleri koltuğunu emanet edeceği Rex Tillerson'ın dünyanın halka açık en değerli enerji şirketi ExxonMobil'in Başkanı ve CEO'su olduğunu hatırlattı.
Türkiye'nin güney sınırından Ortadoğu'ya, Rusya-AB ilişkilerinden Yemen'e kadar çok geniş bir hattın enerji dinamikleri ile yeniden şekillendiğine dikkati çeken Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Enerjinin böylesine kilit bir rol oynadığı dönemde Trump'ın Dışişleri Bakanlığı'nı enerji kökenli bir isme emanet etmesi tesadüf değil" dedi.
Prof. Dr. Kumbaroğlu, son yıllardaki olaylarla Türkiye ile ABD ilişkilerinin ciddi şekilde sarsıldığının altını çizerek, şunları söyledi:
“Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye'de çok geniş bir kitle ABD ile tamamen bir yol ayrımına girilmesi gerektiğine inandı. Yeni dönemde ilk atılması gereken adım Türk-Amerikan ilişkilerinin hasar tespitinin en doğru şekilde yapılması ve ardından ulusal çıkarlar doğrultusunda mümkünse yeniden tam stratejik ortaklık seviyesine doğru yol alınması."
“Enerji birlikteliği teröre karşı işbirliğinin önünü açabilir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde “Kuzey Irak'a yönelik olarak kendi petrol şirketimiz, Exxon Mobil ile anlaşma yapmış durumda" açıklamasının bugün daha değerli olduğunu anlatan Prof. Dr. Kumbaroğlu, “2013 yılında Exxon ve Turkish Petroleum International Company (TPIC) arasında varılan anlaşma Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi tarafından desteklenmiş ama merkezi Irak hükümetinin tepkisini çekmiş ve ABD desteği alamamıştı. Şimdi bu projenin mimarı ABD Dışişleri Bakanı oluyor" ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Kumbaroğlu son olarak, ABD'nin yeni hükümetinin sadece Türkiye, Irak ve Suriye için büyük anlamlar taşımakla kalmadığını, Rusya ve İsrail'de de yeni yönetimin büyük bir heyecanla beklendiğine vurgu yaparak, “İsrail açıklarındaki Leviathan doğalgaz yataklarının büyük ortağı ABD'li Nobel Oil için de 20 Ocak sonrası işler hızlanabilir ve bu gazın da Avrupa'ya taşınmasında kilit ülke yine Türkiye. Aynı şekilde Rusya ile yaşanan gerilimin düşürülmesi ve ortak akılla ilerlenmesinde Türkiye'ye büyük pay düşüyor. Suriye konusunun çözümü için Astana'da, Kıbrıs müzakereleri için Cenevre'de Türk tarafı elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor. Bölgede hangi senaryo konuşulursa konuşulsun Türkiye muhakkak işin içinde yer alıyor çünkü mevcut şartlarda Türkiye by-pass edilemiyor. Nitekim Trump'ın ekibi senatodaki konuşmalarda da Suriye konusunda Türkiye ile yeniden birlikte çalışmaya başlamanın önemi vurgulandı. Türkiye ile işbirliğini geliştirecek bir ABD hükümetinin işbaşına gelmiş olması tüm bölgede dinamikleri değiştiren umut verici bir gelişme." dedi.