‘Ölçülü giyim” moddosuyla 2018 yılı Haziran ayında kurulan ve koleksiyonunda 5-55 yaş arası kadınlara hitap eden ürünleri barındıran Mizalle, başarılı bir yılı geride bıraktı. Üniversite mezuniyetinden sonra Kandilli Tekstil ve Pazarlama Anonim Şirketi’ni kurup, Mizalle markasını oluşturan Muhammed Eymen Saraç, markanın yeni dönem planlarını paylaştı.
Sektörde bu alanda ciddi bir boşluk olduğunu fark ettik. Hali hazırda dünyanın 'modaest' dediği, bizim ‘ölçülü giyim’ olarak adlandırdığımız tarzda Türkiye’nin büyük bir markası yok. Geçmişten bu yana baktığımızda insanların giyim şekli hep değişmiş. Farklı giyim şekillerine dönmüş. Biz de bu dönemi ölçülü giyim diye herkese hizmet verebileceğimiz belli sınırlarda ve ölçülerde kıyafetler yaptık.
Kurulduğumuz ilk günlerde 25-55 yaş arası kadını hedefliyorduk. Şimdi 15-24 arası yaşa hitap eden kıyafetler de yapıyoruz. Ölçülü giyen herkese hitap ediyoruz. Her kadın buradan baştan aşağı giyilebilir. Kadın hazır giyimin yanı sıra çanta, ayakkabı, takı, eşarp/şal ve ev tekstile kadar her şey var.
Ürün gamımızı genişleterek, devamlı olarak içeriye daha fazla ürün sokmayı hedefliyoruz. 2020 yılı sonuna doğru bir mağaza açmayı düşünüyoruz. İlk hedefimiz yurt dışında mağaza açmak. Şu an sadece E-ticaret üzerinden satış yapıyoruz. Bir de çoklu markaları bir arada bulunduran yerlerde mağaza içlerinde de ürünlerimiz var.
Günümüzde tekstil özellikle Türkiye içinde çok zorlaştı. Mağazacılık giderleri genel olarak gelirleri karşılamıyor. İnternetten çok hızlı bir şekilde hizmet verebiliyoruz ama mağazacılık belli bir bölgeye hitap ediyor. Kendimizi o şekilde kısıtlamak istemiyoruz
Hem toptan ihracat hem de devamlı olarak perakende yurt dışına satışımız mevcut. Sitemizden yurt dışına çok alışveriş yapanlar oluyor. Avrupa’dan, Amerikaya Orta Doğu’ya kadar yer yere satış yapıyoruz. Ancak ağırlıklı olarak Avrupa’ya ihracat yapıyoruz.
Sezonun trendlerine bakıyoruz. Güçlü bir tasarım ekibimiz var bu işle ilgilenen. Daha özgün yorumlanmış olgunlaştırılmış, bir ürün hikayesi görüyoruz. O hikayeyi de ürüne geçiş yaptırmak için çalışmalar yapılıyor. Mevsimlerine göre koleksiyon numuneleri hazırlanıyor. Biz devamlı olarak içeriyi dolduracak, bir sezonda 200 modeli yüzde 10 aşağı, yüzde 10 yukarıya aşacak şekilde modeller çıkarıyoruz. Bu modellerin tarzına uygun olacak şekilde ayakkabı, aksesuar çanta ile de besliyoruz. Büyük parçalarla 20-40 parça arasında değişen, sezonların arasında çıkarılan koleksiyona kapsül koleksiyon deniliyor. Biz de bu kapsül koleksiyonları dönem dönem iş birliği yaparak, ya da kendi içimizde çıkartıyoruz.
Gamze Özçelik tasarımlarına olan ilgili inanılmaz. Beklediğimizin çok üstünde bir ilgi ile karşılaştık. Ürün yetiştiremez hale geldik.
Bizim gibi markalar daha önce ancak butiklerde bulunabiliyormuş. Biz insanlara bunu bir marka haline getirerek sunduk. Bizden önce marka diye hitap edebileceğimiz markaların satışlarından farklı olarak bir marka ortaya çıkardık. Bunu kurumsal bir şekilde müşterilerimize sunuyoruz. Saraç ailesi olarak geçmişimizde perakendeden geldiğinden dolayı perakende de müşteriyi memnun etmenin ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz. Müşteri bizim için olmazsa olmazımız. Müşteri bizim için her zaman haklıdır. Bunu uygulayabiliyoruz. Müşterilerimizin memnuniyeti geri dönüşleri o şekilde. Sezonumuzu atlattığımızda arkaya baktığımızda ürünlerimizin yüzde 80’nin sezonun içinde eritebiliyoruz. Bu tekstilde büyük bir başarı olarak kabul ediliyor. Gelecekte satabileceğimiz fizibiliteyi oluşturup, o doğrultuda üretim yapıp, o üretimi de verilen hedefler doğrultusunda eritmeye çalışıyoruz.
Beylerbeyi Moda Giyim Anonim Şirketi’nde üretimimizi yaptırıyoruz. Yönetim Kurulu Başkanı M. Emin Saraç abimdir. Özellikle dış giyimde dışarıdan alım yaptığımız noktalar oluyor. Ama onun dışında çoğunlukla üretimimiz burada yapıyoruz.
Elimizden geldiğince yerli kumaşlar kullanmaya çalışıyoruz. Yerli kumaş kullanmayı ne kadar çok istesek de zaman zaman ithal kumaş kullanıyoruz. Biz isteriz ki daha fazla yerli kumaş üretilsin. Model kumaşlar, baskılar daha canlı olsun. Örmenin üzerine yapılan baskılar, sweatshirt de özellikle Türkiye’de çok ağırlık verilen bir husus oldu. Dünyada tarz buna kaydı. Ülkemizde her dönem olduğu gibi moda nereye kayarsa ülkemiz ona göre biçimlendirebiliyor kendini.
Şu an neon renkler ön planda yer alıyor. Özellikle yazılı baskılı, ürünler ciddi talep alıyor. Her zaman için kadınlarda elbise yine trend. Bu konuda trendleri hızlı takip etmeye çalışıyoruz. Yeni dönem de kaşe kabanlarda griler, yağ yeşili, yılan ve timsah desenleri daha farklılaştırılarak müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz.
Müşteri ile ürünlerimizi buluşturabileceğimiz, belli noktalarda mağazalar oluşturmak istiyoruz. Akıllı mağazalar planlıyoruz. Aynı zamanda siparişin verip depodan çıkışını sağlayabileceğimiz bir sistemde kurabileceğimize inanıyoruz. Belli bir kesim hala dokunup ürünü almak istiyor, ama eve gelen ürünün kumaşına dokunduktan sonra iade edebilme kolaylığı istiyor. İstediğiniz şekilde iade edebiliyorsunuz. Paranızda iki gün içinde hesabınıza aktarılıyor. Günlerce mağazalarda gezip kendilerine uygun kıyafetin bedenlerini bulamayıp, başka AVM’lerde o mağazanın şubelerine gitme ya da oradan getirtme, bunlar zahmetli bir iş. 5 yıl içinde Türkiye’de, Avrupa’da, Orta Doğuda toplamda 10 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz. Kısıtlı alanlarda çok kişiye ulaşabileceğimiz mağazalar açmak istiyoruz. O mağazalarda müşterilerle ürünlerimizi buluşturmak istiyoruz.
Markamız adına çok başarılı olduğumuza inanıyoruz. Geri dönüşlerin çok olumlu olduğunu görüyoruz. Müşterilerimizden yanı sıra yarış içinde olduğumuz ülkemizin kabullendiği büyük markaların sahiplerinden de olumlu dönüşler alıyoruz. Bu bizi mutlu ediyor. Türkiye’den çıkan markalar birbirlerini koruyorlar.