Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, "Enflasyon Raporu 2021 - IV" bilgilendirme toplantısında yaptığı sunumun ardından soru-cevap bölümünde basın mensupları tarafından yöneltilen soruları yanıtladı.
TCMB Başkanı Kavcıoğlu, bir yıldır sıkı para politikası uyguladıklarını dile getirerek, “Pandemi sonrası şartları değerlendirmemiz lazım. Bunun yanı sıra biz sıkı para politikası uygulayarak bu noktaya geldik. Enflasyondaki artışı bir az önce de ifade ettiğim gibi Türkiye’de yaklaşık 10 puan civarında gıda ve enerjiye dayalı bir artış söz konusu. Dolayısıyla biz buradaki talep ve arz şoklarını analiz ederek, ayrıştırarak bu noktada faiz indirimine gittik. Tabii pandemi sonrası uyguladığımız sıkı para politikası ile ticari krizlerde ve yatırım iştahının Türkiye’de çok fazla artmasına rağmen bir daralma olduğunu gözlemliyoruz. Türkiye’nin bugün bulunduğu konuma baktığımız zaman pandemi sonrası aşılma ile birlikte çok büyük bir ivme yakaladı. Özellikle ihracatta üretim üssü haline geldi. Çok büyük talep var, özellikle Avrupa’dan. Tedarik zincirlerinde yaşanan uluslararası sıkıntılarda Türkiye çok önemli bir şekilde ayrışıyor ve öne çıkıyor. Bizim sahada risk grubumuz var. Arkadaşlar firmalarla yaptığı çalışmalarda görüyoruz ki çok büyük iştahı var. Bu yatırım iştahını yerine getirmede de en önemli finansmana erişim. Türkiye’nin bu fırsatı kaçırmaması gerekiyor” diye konuştu.
Diğer ülkelerde hala kapanmaların yaşanmasına rağmen Türkiye’nin pandemiyi aşılama sürecinin de etkisiyle başarılı bir şekilde ilettiklerini dile getiren Kavcıoğlu, “Dolayısıyla bizim en önemli problemimizden bir tanesi cari açık. Cari açığın kapanması noktasında önemli fırsat Türkiye’nin önüne gelmiştir. Bu anlamda da cari açığın kapanmasını kur artışını sağlayarak yapmayacağız. Böyle bir hedefimiz yok. Cari açık Türkiye’de uzun yıllardır yüzde 5 cari açık hedeflenerek büyüme ve büyümenin finansmanı sağlanmaya çalışılmıştır. Bu da büyümenin sürdürülebilir finansman için yurtdışı kaynak ihtiyacı sorun olmuştur. Bu da Türkiye’de finansal istikrarla çelişkili bir durum olmuştur. Yani biz cari açığın kapanmasını üretimden geçtiğini düşünüyoruz. Üretim artarsa, Türkiye’nin bulduğu önemli fırsatı değerlendirebilmesi için üretmini artırıp, bu fırsatı kaçırmaması lazım. Biz de Merkez Bankası olarak burada kurla değil, reeskont kredilerindeki faiz oranlarını düşürerek, imkanlarını vadelerini uzatarak ihracatın gelişmesi, üretiminin artmasını noktasında destek vermeye çalışıyoruz. Çünkü şuna inanıyoruz. Cari fazla verdiğimizde finansal ve fiyat istikrarını sağlamış olacağız” dedi.
“Şu ana kadar 40 milyar dolara yakın bir döviz tevdiat hesaplarından çözülme var. Bunu nereden görüyoruz? TL mevduata baktığımızda 300 milyar liranın üzerinde bir TL mevduatında artış var. Dolayısıyla bu süreç zor bir süreç. Ama biz bu ters dolarizasyonun devamıyla kurlar üzerindeki baskının da hafifleyeceğini düşünüyoruz. İki şey önemli. Birincisi cari işlemler dengesinin sağlanması, ikincisi ise ters dolarizasyonun başarıyla sağlanması. Bunlar, kurlar üzerindeki baskıyı önemli ölçüyü alacaktır. Dolayısıyla o noktada şu ana kadar iyi gidiyoruz. Dolarizasyonda döviz tevdiat hesaplarında miktar olarak baktığınızda bir miktar çözülme var. Hem ihracatın artması hem yurtdışında çalışan Türk işçilerimizin yazın çok yoğun bir şekilde gelmesinin çözülmeyi artırdığını düşünüyoruz. Ama önemli bir miktara da döviz tevdiat hesaplarından TL’ye dönüşüm olduğunu görüyoruz.”