Türkiye’nin son dönemde savunma sanayii alanına yaptığı yatırımlar meyvelerini vermeye başladı.
Hem Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) ihtiyaçları karşılanırken hem de ihracat tarafından büyük başarılara imza atıldı. Türk savunma sanayiinin yıllık cirosu 11 milyar doları geçerken, bunun yüzde 30’u ihracat tarafından geldi. Bu alandaki yerlileşme oranı ise yüzde 60’ları aştı.
Özellikle ‘Baykar Savunma’nın ürettiği insansız hava araçları, son dönemde yurt dışında büyük işlere imza attı. TB2’ler, Azerbaycan ve Libya’da gösterdiği başarılar ile dünyaya adını hızla duyurdu. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’daki zaferinde kilit rol oynayan İHA ve SİHA’lar aynı başarıyı Libya’da da gösterdi. Libya'nın başkenti Trablus’taki savaşta Ulusal Mutabakat Hükûmeti, gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’i Türk İHA ve SİHA’ları ile durdurdu.
Türkiye Gazetesi'nin haberine göre; Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Libya İş Konseyi Başkanı Murtaza Karanfil, “Libya; altyapı, sağlık ve eğitime öncelik verecek şekilde 184 yeni proje başlatacak ve bunun için ayırdığı bütçe 16 milyar dolar. Libya Planlama Bakanı Taher Jehaimi’nin bunları Türkiye’de dile getirmesi tesadüfi değildir. Öyle görünüyor ki, Libya’nın imarında önümüzdeki günlerde Türk müteahhitleri çok daha büyük bir rol üstlenecek” dedi.
Türkiye ve Libya arasında da yeni anlaşmalara imza atıldı. Bu kapsamda Türkiye Petrolleri ile Libya Ulusal Petrol Şirketi NOC, yeni petrol sahaları keşfi ve yeni petrol-gaz üretim tesisi kurma konusunda mutabakata vardı. Ayrıca Türk özel sektör temsilcileri ülkenin, elektrik ve su altyapıları, belediye hizmetlerinin sağlanması, kamu kurumlarının onarılması başta olmak üzere hayatın normal akışına dönmesinde görev almaya hazırlandıkları belirtildi. Ayrıca Türk müteahhitlerinin yarım kalan projelerden alacakları hak edişler için de son noktaya gelindiği belirtildi.
Türk şirketleri için Azerbaycan ve Karabağ’da ciddi iş fırsatları olduğunu belirten DEİK Türkiye-Azerbaycan İş Konseyi Başkanı Selçuk Akat, Dağlık Karabağ’ın işgalden kurtarılmasının Türk şirketleri için yeni fırsatları beraberinde getirdiğini söyledi.
Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sine tekabül eden Karabağ bölgesinin bir an önce imar edilip ekonomik sisteme entegre edilmesi Türkiye’nin ve şirketlerimizin desteği ile mümkün olacak. Havaalanı, otoyol, enerji santralleri, akıllı şehir ve köyleri, hastane okul inşaatları hemen yatırım gündeminde olacak. 10 yılda Türkiye ve Azerbaycanlı şirketlerin Karabağ’daki yatırım potansiyelini en verimli şekilde değerlendirerek ‘iki devleti tek milleti’ tek ekonomi yapacaklarını düşünüyorum.