Salgın döneminde dijital kanallara uyum sağlamayı öğrenen işletmeler normalleşme döneminde bu yoldan yürümeye devam ederek işlerini büyütebilir. Hem online hem de geleneksel satış kanalları sayesinde KOBİ’ler için yeni bir dönem başladığına dikkat çekiliyor. Faaliyet gösterdiği muhitten e-ticaret sayesinde çıkan küçük işletmelerin önünde artık markalaşmaya hatta franchise’a kadar uzunan bir yol var.
Bir yılı aşkın süredir dünya genelinde etkisini gösteren koronavirüs salgınıyla birlikte hemen her sektörde iş yapış şekilleri değişirken, zorlu pandemi koşullarında dijital dönüşüme ayak uydurarak geleceğe yönelik adımlar atan KOBİ’ler iş sahalarını genişletti. Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de salgın kapsamında uygulanan tedbirler sebebiyle fiziksel piyasalar duraklarken, bu dönemde işletmeler için e-ticaret çalışmaları mecburiyet halini aldı.
- Dünya genelindeki dönüşüm sonrası artık işlerin fiziksel ve dijital sahada aynı anda yürümesi gerekiyor. Birçok işletme pandemi koşullarında e-ticaret ve sanal ihracat gibi alanlara yaptığı yatırımlar sayesinde süreci beklenenin altında hasarla atlatmayı başarırken, normalleşme adımlarının atılmasıyla birlikte sahadaki ticaretinde salgın öncesi dönemi yakalaması bekleniyor. Bu sayede işletmeler hem geleneksel satış hem de dijital satış kanallarını kullanarak işlerini büyütebilir. Dijital satış kanalları işletmelerin salgın sürecinde kurtarıcısı oldu. Yasaklar sebebiyle faaliyet gösterilemezken, ürünler bu mecralar üzerinden pek çok farklı noktaya ulaştırıldı.
YEREL ÜRÜNLER SINIRLARI AŞTI
Örnek vermek gerekirse Hatay’da yöresel salça satan bir işletme online pazaryeri üzerinde üyelik oluşturarak hem markasını duyurmayı başardı, hem de müşteri portföyünü geliştirdi. Birçok işletme bu sayede satışların en az şekilde etkilenmesini sağlarken, bazıları ise işlerini arttırdı. Ülke genelinde buna benzer pek çok örnek yaşanırken, bu süreç işletmelere markalaşmadan lojistiğe, tedarikten inovasyona kadar pek çok alanda tecrübe sağlama ve profesyonelleşme imkanı tanıdı. 15 ay öncesinde bulunduğu şehirde üretip satan bir KOBİ, artık Türkiye’nin en ücra köyüne ürününü gönderebiliyor.
DEVLET DESTEKLERİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
- Geçtiğimiz aylarda yeni versiyonuyla birlikte hizmete alınan ‘Kolay İhracat Platformu’ da işletmelere ihracatta önemli imkanlar tanıyor. Platformla ihracatçılar, yurt dışındaki potansiyel alıcılarla irtbat kurma olanağına kavuşuyor. Yapı içerisinde verilen rehberlik hizmetinin yanında şirketlere, pek çok farklı alanda faydalanabilecekleri devlet desteklerinin de bilgisi veriliyor. Sanal ihracata adapte olmayı başaran KOBİ’ler küresel tedarik zincirinde oluşan değişimler sonrası ihracatını katlayabilme imkanına sahip. Bu ortamda katma değerli üretime yönelik yatırımlar ihracatta firmaların bir adım öne çıkmasını sağlayabilir. Tüm bu gelişmeler normalleşme sonrası KOBİ’lerin önündeki avantajları da gözler önüne seriyor.
AR-GE YATIRIMLARI İŞİNİZİ ÖNE ÇIKARIYOR
Türkiye’deki toplam işletmelerin yaklaşık yüzde 98’ini oluşturan KOBİ’lerin hem operasyonel hem de finansal açıdan yaşanan sıkıntılara karşı direnç göstermesi için kararlı adımlar atmaları gerekiyor. Bu süreçte Ar-Ge yatırımları önemli rol oynuyor. Piyasada yer alan diğer rakip firmalara göre fark oluşturmanın en önemli adımı olan Ar-Ge çalışmaları, daha da değer kazandı. Mevcut ürün ve hizmetlerin yanı sıra piyasalar rahatladığında talep görecek yeni ürün ve hizmetlere dair çalışmalar da yapmak, işletmelerin kritik dönemlerden hızlı çıkış yapmalarını sağlayabilir.