CIBAFI Genel Sekreteri Belatik, "İslami finans, finansal pazarlar içinde gelişmekte olan bir sektörü temsil ediyor ve sektör büyüklüğü yıllık yüzde 8 büyümeyle 3 trilyon dolara tekabül ediyor" dedi.
İslami Bankalar ve Finans Kurumları Genel Konseyi (CIBAFI) Genel Sekreteri Abdelilah Belatik, İstanbul Merkez Bankacılığı Araştırma ve Eğitim Merkezi ile CIBAFI'nin düzenlediği İslami Finansal Kuruluşlar İçin Stres Testi Teknik Çalıştayı'nda yaptığı açıklamada, CIBAFI olarak İslami finansal hizmetler sektörünü küresel bağlamda temsil ettiklerini, İslami finansı teşvik ettiklerini, aynı amaç ve ilgi alanlarına sahip kuruluşlarla iş birliği yapan bir organizasyon olduklarını söyledi.
İslami finansal hizmetler endüstrisinin gelişmesini destekleyen, düzenleyici, finansal ve ekonomik politikaları savunan sektörün öncü sesi olduklarını ifade eden Belatik, "CIBAFI, stratejik plan çerçevesinde belirtilen stratejik hedefler ile yönetilir. Bunlardan biri İslami finans değerlerinin savunulması ve bunlarla ilgili politika ve düzenlemeler... Diğeri ise araştırma, yenilik, eğitim ve mesleki güçlendirmedir" diye konuştu.
- İslami finans uygulamalarında sektörün karşılaştığı zorluklara çözüm üreten üretici ve yapıcı diyaloglar yapmak için standart belirleyici ve düzenleyiciler ile ortak bir şekilde çalıştıklarını aktaran Belatik, "Sürdürülebilir kalkınmaya erişmek için yolları ve sektördeki fırsatları belirten raporlar ve yayınlarla sektördeki inovasyon ve pratikleri geliştirmeyi amaçlıyoruz. Sektördeki insan kaynaklarının kalkınması için profesyonel kalkınma girişimleri ve gelişim programları düzenliyoruz" dedi.
İslami finansın, finansal pazarlar içinde gelişmekte olan bir sektörü temsil ettiğini ve sektörün büyüklüğünün yıllık yüzde 8 büyümeyle 3 trilyon dolara tekabül ettiğini aktaran Belatik, İslami finansın, finansal krizler boyunca güvenilir bir finansman türü olduğunu vurguladı.
"Sektör, 2020 sonunda 4 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşacak"
Abdelilah Belatik, sektörün, İslami değerlere önem veren, ahlaki ve sorumlu finans çalışmalarıyla parlak bir geleceğe sahip olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"İslami finans ve bankacılık, hem Müslüman olan hem de Müslüman olmayan ülkelere evrensel önermeler sunduğundan dolayı İslami finansın Müslüman veya Müslüman olmayan ülkelerdeki çalışmalarını ayrıt etmek mantıklı bir durum değil. Örnek verecek olursak, Malezya ve Birleşik Krallık hakkında burada yapılan değerlendirmeleri dikkate alabiliriz. Müslüman ve Müslüman olmayanlar, sorumlu yatırımlar ve ürünlerle küresel sürdürülebilir programın başarısıyla uyumlu şekilde İslami finansman türlerine büyük ilgi gösteriyor. CIBAFI, sektörün 2020 sonunda 4 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşacağını öngörüyor."
Atölye çalışmaları, konferans, seminer ve çeşitli aktivitelerle küresel aktörler arasında İslami finansa dikkati çekmeye çalıştıklarını ifade eden Belatik, "Pazarda olan fırsatlar üzerine İslami bankaları aydınlatıyoruz ve onları pazarda değişen ihtiyaçlar, müşteri odağı ve ürün değişiklikleri hakkında cesaretlendiriyoruz. İslami bankaların endişelerini duyurmak için standart belirleyiciler ve finansal kural koyucular ile yakından çalışıyoruz. Rapor ve yayınlarla, İslami finansın önemini artırmak için iş fırsatlarını gündeme getirmeyi ve platformlar kurulması için cesaretlendirmeyi amaçlıyoruz." diye konuştu.
"İslami bankaların birçok müşterisi Müslüman olmayan ülkelerden"
CIBAFI Genel Sekreteri Belatik, Hong Kong ve Lüksemburg gibi ülkelerde finansal merkezlerin, müşterilerini etkilemek için çalışmalarını çeşitlendirdiğini ve doğal olarak İslami finansa yönelebildiğini aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Birleşik Krallık, İslami finansal çalışmalar için sadece bölgesel bir pazar değil, aynı zamanda uluslararası finansal merkez olarak da çalışmaların yapıldığı yerdir. İslami finansın İngiltere'de kurulmuş olması; ülkede Müslüman toplulukların yer alması ve Birleşik Krallık pazarında yer alan yatırım fırsatlarına yönelik Körfez ülkesi müşterilerinin ilgisinin olmasından kaynaklanmaktadır. Müslüman olan ve olmayan ülkelerde müşteriler, İslami finansa etik ve değer artıran katkılarından dolayı eğilimliler. İslam bankalarının birçok müşterisi bugün Müslüman olmayan ülkelerden."
"Türkiye'de İslami finans yüzde 5'lik kesime hitap ediyor"
Abdelilah Belatik, Türkiye'de İslami finansın bugün yüzde 5'lik bir kesime hitap ettiğini, bu durumun ülkenin sektöre yönelik tam potansiyelini yansıtmadığını belirterek, Türkiye'nin, Müslüman ağırlıklı nüfusu ve ekonomik gelişiminden dolayı İslami finans için büyük potansiyele sahip marketlerden biri olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin 800 milyar doların üzerinde GSMH'ye sahip olduğunu anımsatan Belatik, "(Türkiye) Endonezya ve Suudi Arabistan'la birlikte G-20’ye üye. Bundan dolayı gelecek yıllarda İslami finansın gelişimi için birçok fırsat barındırıyor." dedi.
İslami finansın Türkiye'deki pazar payını artırmak için 3 ana ayağa odaklanılması gerektiğini vurgulayan Belatik, şunları kaydetti:
"İslami finansmanın altyapısının geliştirilmesini çok önemli görüyorum. Düzenleyici kurumların varlığı, finansal piyasalar ile entegrasyona yardımcı olur ve İslami finans kurumlarının büyümesini kolaylaştırır. Ayrıca, İslami finans kurumları, yalnızca şeriat uyum unsurlarına odaklanmamalı, bununla birlikte katma değeri yüksek yeni araçlar sunmalılar. Kurumlar, özellikle İslami finansman tarzının etik değerlerine vurgu yapmalı. İslami bankalar, ürünlerini çeşitlendirmeli, onları dijitalleştirmeli. İslami bankaların FinTech kuruluşlarını kucaklayıcı yatırım yapmalarının Türkiye’deki pazar payını artırmada etkili olacağına inanıyorum."
"Türkiye, hem bölgesel hem de küresel İslami finansta etkin bir role sahip"
CIBAFI Genel Sekreteri Belatik, Türkiye'nin, İslami finans pazar payını artırma konusunda daha fazla potansiyele sahip olduğunu, bunun için aktörlerin, henüz piyasaya çıkmamış yeni sektörlere odaklanması ve nüfusun farklı kesimlerini hedef alan daha yenilikçi teklifler sunması gerektiğini söyledi.
Belatik, Türkiye'nin merkezi konumunun, İslami finansın gelişiminde önemli bir rol oynamasına yardımcı olacağını ifade ederek, "Türkiye'nin ekonomisinin büyüklüğü, batı ve doğu pazarları ile Körfez pazarı arasındaki stratejik konumu göz önüne alındığında Türkiye, İslami finansa ilgi duyan aktörler için muazzam bir fırsat sunuyor. Ancak bunun gerçekleşmesi için açık bir stratejik plana ihtiyaç var. Türkiye, CIBAFI için önemli bir ortaktır. Türkiye ve bölgedeki katılım bankacılığının büyümesini ve gelişmesini desteklemekten memnun oluruz. Türkiye, hem bölgesel hem de küresel anlamda bu konuda etkin bir rol oynayabilir" şeklinde konuştu.